Çıkmak translate Spanish
15,292 parallel translation
Yukarıya çıkmak ister misin?
¿ Arriba?
Buraya çıkmak ister misin?
¿ Quieres subir aquí?
Yemek stoklaman gerekecek çünkü dışarı çıkmak için bahanen olduğunda, kullanmaya çalışacaksın.
Necesitarás comida, provisiones porque buscarás excusas para salir e intentarás drogarte.
Dışarı çıkmak istemediğinden emin misin?
Qué haremos esta noche?
Yalan söylemek bir seyahate çıkmak gibi.
Mentir es como hacer un viaje.
Ön cama yapışıp vıcığı çıkmak üzere olan bir sinek gibiyim.
Soy como esta mosca que va a estrellarse contra el parabrisas.
Polisler dışarıda beklerken yerin altından dışarı çıkmak.
Entrar por la puerta y salir por abajo mientras la Policía está fuera
- Yukarı çıkmak zorundayız.
Hay que subir.
Sen bizdeki şeyi istiyorsun bizde yurtdışına çıkmak.
Vosotros queréis algo que nosotros tenemos. Y nosotros queremos salir del puto país.
Sadece buradan çıkmak istiyorum.
Solo quiero salir de aquí.
Zaten çıkmak üzereydin, değil mi?
Ya se iba, ¿ verdad?
Bununla başa çıkmak çok zor ama size şunu söyleyebilirim.
Es mucho que soportar, pero puedo decirle algo.
Dışarı çıkmak için 30 saniyeniz var!
¡ Tiene 30 segundos para salir!
Artık tavşan deliğine indiğine göre, sana soracağım tek soru şu : Dışarı çıkmak için ne kadar ileri gitmeye razısın?
Ahora que estás metido en esto, la única pregunta que me queda es ¿ cuán lejos estás dispuesto a llegar para poder salir?
Karşı çıkmak için çarşamba bir araya geleceğiz.
Nos reunimos el miércoles para oponernos.
Acaba benimle çıkmak ister misin? Bizimle, günün birinde? Doğrusu, ben de bütün gün seni düşündüm.
¿ Te gustaría, a lo mejor, salir conmigo, alguna vez? Para ser sincera, también he estado todo el día pensando en ti.
Öyleyse evet. Seninle çıkmak isterim.
Entonces, sí, me gustaría salir contigo.
Vurdumduymaz olduğu için özür dileyen tatlı bir adamla çıkmak istediğimi kim tahmin ederdi?
¿ Quién diría que también ansiaba una cita con un chico guapo que se disculpó por ser un idiota insensible?
Turneye çıkmak üzereyiz.
Saldremos de gira.
Ben ve delegelerim çıkmak üzereyiz.
Mis delegados y yo estamos a punto de retirarnos.
Peki, annemle babam seçim sonrası zafer gezisine çıkmak üzereler yani, burayı komuta merkezimiz yapabiliriz.
Vale, mis padres están a punto de subir a su crucero de victoria post-electoral así que podemos hacer que este sitio sea el centro de operaciones
Katır gibi inatçı olmayı bırak da güzel hanıma dışarı çıkmak ister mi diye bir sor, Doktor.
Deje de ser una mula tan terca e invite a la mujer a una cita como se debe de una vez doctor.
Lanet fareler bile bile Labirentten çıkmak nasıl Piç kuruları.
Incluso los malditos ratones saben cómo... salir del laberinto, hijos de pta.
Heelshire'lar bir süreliğine dışarı çıkmak zorunda kaldılar.
Los Heelshire tuvieron que salir un momento.
Dışarı çıkmak iyi gelebilir.
Tal vez deberías salir.
Reklamlara çıkmak mı istiyorsun?
¿ Aún intentas llegar a la tapa de algún cereal?
Şimdi, Sadece ı sana iki aptal izin verecek bir yolunu bulalım. Eski günlerin hatırına burada çıkmak.
Hallemos la forma de que ustedes dos salgan de aquí por los viejos tiempos.
Burada çıkmak.
Fuera de aquí.
Onlar onu orada açıkken onun kıçını çıkmak istedim.
Lo querían ahí para atraparlo a plena vista.
- Dondurma kamyonu çıkmak.
- Sal del camión de helados.
Benimle çıkmak ister misin?
¿ Te gustaría acompañarme afuera?
Yolculuğa çıkmak için hazırlanın çocuklar.
Prepárense para un viaje.
Oraya çıkmak için ihtiyacımız olan tek şey silahlı koruma.
Solo necesitamos protección para llegar ahí.
Arabadan çıkmak ister misin?
¿ Quieres bajarte?
- Dışarı çıkmak istemiyorum.
No quiero bajarme.
Herifin DGİ haydutları beni ele geçirmeden önce Tycho'dan çıkmak zorundaydım.
Tuve que salir de Tycho antes de me cogieran los rompe-piernas de la APE.
- Birileri buradan çıkmak için zorlamış.
Alguien salió de aquí por la fuerza.
Birileri buradan çıkmak için zorlamış.
Alguien salió por la fuerza de aquí.
- Tabii ki insan içine böyle çıkmak istemezsin.
Seguro que no quieres salir en público así.
Bilmiyorum. Bunun senin için büyük olduğunu bildiğini söyledi. Bu yüzden buradan çıkmak zorunda kaldı.
Dijo que sabía que esto era... importante para ti, así que se fue.
Yürüyüşe çıkmak istiyorum lan.
Quiero ir a caminar.
- Yukarıya çıkmak istemezsin.
- No querrás subir. - ¿ Por qué?
Buradan çıkmak ister misin?
¿ Quieres que nos vayamos de aquí?
Bundan daha azı için, Naz'a yazık olmasın. Çünkü savcının karşısına boş elle çıkmak zorunda kalırım.
Con menos, será Naz el que sufra porque me enfrentaré al fiscal sin nada.
Yola çıkmak üzereyiz albayım.
Coronel, estamos a punto de partir.
Çıkmak üzereydim zaten, yani...
Estoy por salir, así que...
İlk kez sahneye çıkmak üzereymiş gibiyim.
Estoy por salir al escenario por primera vez.
Akşamları evden çıkmak için gidecek
Sería lindo que tuvieras un lugar a donde ir
Girmek sorun değil. Tekrar çıkmak sorun.
El problema no es entrar si no volver a salir.
Oraya çıkmak zorundayız.
Vamos a tener que ir.
d Atıma bineyim d d Ötelerde gezineyim d d Dağlara varana kadar d d Tepeye çıkmak istiyorum d d Batının başladığı tepeye d d Uyuyana kadar ayı seyredeyim d d Kelepçelere bakamam, çitlerde duramam d d Beni çitle çevirme d
Especial Lady Bird
çıkmak istiyorum 39
çıkmak mı 17
çıkmadı 21
çıkmalıyım 20
çıkmaz sokak 24
çıkmayacağım 22
çıkmama izin ver 18
çıkmak mı 17
çıkmadı 21
çıkmalıyım 20
çıkmaz sokak 24
çıkmayacağım 22
çıkmama izin ver 18