Çıkın oradan translate Spanish
614 parallel translation
Çıkın oradan.
¡ Salgan de ahí!
- Çıkın oradan.
- Sal inmediatamente.
Çıkın oradan.
¡ Salga fuera!
Çıkın oradan.
¡ Fuera!
Çıkın oradan!
¡ Fuera de ahí!
Çıkın oradan, hemen!
¡ He dicho que salgáis!
Çıkın oradan!
Vamos por ahí...
Çıkın oradan!
¡ Deprisa!
Siz ikiniz. Çıkın oradan!
¿ Qué hacen Uds. ahí?
Hey, çıkın oradan!
Fuera de ahí.
Pekala, haydi çıkın oradan.
Está bien, salid de ahí.
Alın! Çıkın oradan!
¡ Escapad!
Çıkın oradan!
Vamos, vamos.
- Eminim. Çıkın oradan!
Y ahora, fuera de ahí los dos.
- Çıkın oradan hemen!
- Váyase, por su bien.
- Çıkın oradan!
¡ Salga de allá dentro!
Çıkın oradan, yoksa kapıyı kıracağım!
- ¡ Salga o tiro abajo la puerta!
Siz dördünüz, çıkın oradan.
Ustedes cuatro, salgan de ahí.
Çıkın oradan!
¡ La roca está cayendo!
Çıkın oradan!
Larguémonos de aquí.
Çıkın oradan!
¡ Salga de ahí!
Allah aşkına, çıkın oradan!
¡ Por Dios, salgan de ahí!
Şimdi çıkabildiğiniz kadar çabuk çıkın oradan.
Salgan de ahí enseguida.
- Çıkın oradan bakalım.
Vamos, salgan de ahi.
Çıkın oradan!
¡ Vamos, salgan!
Çıkın oradan!
¡ Salid de ahí!
Çıkın oradan, piçler!
¡ Salid de ahí, cabrones!
Çabuk, çıkın oradan!
¡ Cúbranse! ¡ Fuera todos!
- Kimsenin cebine piyano koyup çıkmamasını oradan da temin edebilirsiniz. Çıkın.
¡ Salgan!
Silahlarınızı denize atın ve oradan çıkın.
Tiren sus armas y bajen.
Onu oradan çıkarırken bacağını kırdık.
Cuando intentamos sacarle, se rompió la pierna.
Yunanlar, Romalılar, Mağripliler ve hatta gizemli Keltler. Bu taşları arabanı aşağı attığın uçurumun oradan çıkardık Stephen. Bu bir Fenikeli kalıntısı.
Griegos, romanos, árabes y hasta los misteriosos celtas... que subieron estas piedras hasta el acantilado... por el que rodó tu coche, Stephen.
Dahası, dördüncü koğuşta bulunan ve çıkış kapısını kamufle eden demir soba oradan kaldırılacak.
Además, la estufa del barracón 4... que camufla la trampilla será eliminada.
Çıkış kapısını örten demir sobayı, oradan kaldıracağız...
Quitaremos la estufa de hierro, esa que camufla la trampilla...
- Gazı kökleyin ve oradan çıkın!
- Póngalo a toda máquina y salgan.
Çantasından biraz para çıkardı. Ama oradan ayrılırken parasının bir kısmını düşürdüğünü fark etmedi.
Entonces, esto... sacaba el dinero de su bolso y no vio que dejaba caer mil francos.
Bayan, oradan çıkın.
¡ Señorita, salga de allí y venga con nosotros!
- Oradan çıkın.
- Salga de ahí.
Uzun zaman önce... büyük bir kızılderili topluluğunu oradan çıkardılar. Ne yaptıklarını biliyor musun?
Hace tiempo capturaron cerca de aquí a un grupo de indios Utah.
Çık oradan. Adamcağız kafasını toplamaya çalışıyor.
Sal de ahí, está intentando concentrarse.
Kızı kim bulursa onu derhal oradan çıkarsın.
Cuando hallen a la chica, sáquenla de allí enseguida.
Kazın hadi! Sen çık oradan da aracı koru!
Sal de aquí y vigila el vagón.
Bacaklarından çekmemi istemiyorsan çıkar kıçını oradan.
Mueva el culo y salga de ahí o lo saco por los talones.
Gözünü kırpmadan oradan çıkmış olacaksın.
Saldrás de allí enseguida.
Oradan hiç ayrılmadı. Pencereye "kiralık" yazısını astı, kartımı kapıcıya verdi, ve her gece dairesine geri döndü.
Puso un cartel de "Se Alquila", le dio mi tarjeta a su casera, y volvió a su casa todas las noches.
Başka bir çıkış kapısı yok ve bir şekilde oradan çıkacaksın, değil mi?
¿ No tendrás una puerta trasera para escaparte?
- Kaldırın kıçınızı ve hemen uzaklaşın oradan.
¡ Quiten sus traseros de allí ahora!
Hey, Lonnie... Çek kıçını oradan!
Oye, Lonnie, largate de ahí.
Ve oradan çıkınca, geri döndüm ve onun arabasını çaldım.
Cuando salí, volví y le robé el coche.
Çıkın oradan!
Salgan de ahi!
Ben de, senin başsavcılığa adaylığını kutladığımız gece oradan gizlice çıkıp Nick ile baş başa 35 saniye geçirebileyim!
mientras celebraramos tu postulación para fiscal general me pudiera escabullir y así poder pasar 35 segundos a solas con Nick!