Çıplak translate Spanish
11,187 parallel translation
Kıyafetlerine paraları gizlemediklerinden emin olmak için, Herkesi çıplak çalıştırıyor.
Las hace trabajar desnudas para que no escondan efectivo en su ropa.
Herkes çıplak.
Todos están desnudos.
Tüm kızlar tamamen çıplak ve süper seksi mi?
¿ Todas esas chicas están completamente desnudas y super sexy?
Ve diğer çıplak korumada sesleri duyup, dışarı çıkacak ve sana ateş edecek.
Lo que atraerá otros guardias desnudos que saldrán a dispararte.
Ne zamandan beri kendi sokağımda çıplak dans etmek suç?
¿ Desde cuándo es ilegal bailar desnudo afuera de mi casa?
Birbirimizi tutalım, çıplak, karanlıkta yüzelim, Sonsuza kadar!
Abrazándonos, desnudos, ¡ flotando en la negrura para siempre!
Tüm insanlar aynı şekilde çıplak bir bedenle dünyaya geliyor.
Toda la gente nace igual, desnuda.
bahse girerim, o sırada aklına gelecek en son şey, senin o çıplak vücudunu hayal etmek olabilirdi.
Y yo estaba pensando que estoy dispuesto a apostar que su cuerpo desnudo era lo último que pasó por su mente.
- Niye ki, çıplak mı dolaşıyorsun?
¿ Qué, se puede caminar alrededor de desnudo?
Sen de çıplak dolaşmasan iyi edersin.
Será mejor que no camina desnudo tampoco. Eso es seguro.
Çocukken annemi defalarca çıplak görmem ve babamın hayatın gerçeklerini anlattığı konuşmaları sırasında, sanki bir belboya bahşiş veriyormuş gibi eski prezervatiflerini
Creo que entre ver a mi madre desnuda muy a menudo cuando era niño y que las pláticas acerca de sexo de mi padre consistían en ponerme unos condones en la mano como si fuera una propina
Bir ofiste çalışmıyorum diye çıplak dolaşmam gerekmiyor!
¡ Debo usar ropa aunque no trabaje en oficina!
Kaç kere köyde etrafında çıplak koşmak için değil söyledim?
¿ Cuántas veces te he dicho que no salgas desnudo por el pueblo?
Çırılçıplak bir şekilde dışarı çıkacağım.
Voy a correr afuera completamente desnuda.
"Beni çıplak görmenin sakıncası yok."
Cada día. - Habla de ti cada día. - Bueno.
Gecenin karanlığında, hiçbir mum yanmadan yatağınıza geleceğim çünkü kalbim beni çıplak görmenize dayanamaz.
Quiero ser recibida en su cama, en la oscuridad de la noche, sin ninguna vela. Porque mi corazón no podría soportar el que usted me ve desnuda.
# Çıplak dolaşmanı öneririm oturma odanda # # Kapat gözlerini ve düşün beni #
* Que cualquiera te pisotee el corazón * * Recomiendo que te pasees desnudo por tu salón * * Cierra los ojos y piensa en mí *
# Cesur ve çıplak olmak... #
* Estar desnudo y descarado *
... jakuzide,... yanında çırılçıplak vaziyette bulunan Playboy kızının isteklerini neden geri çevirdi?
desperdicios, absolutamente negarse las solicitudes suplicantes del modelo de Playboy en topless que estaba desnudo en el jacuzzi con él?
Ta ki Avrupa'daki ormanlar çırılçıplak kalana dek.
Los bosques europeos fueron talados, y sobreviene una crisis energética.
Onsuz kendimi çıplak hissediyorum.
Me siento medio desnudo sin ella.
Kıçı çıplak kalana kadar.
Hasta su puro culo.
Soğuktan yığılana kadar çıplak kıçını iki saat yürüttüm.
Paseé su culo desnudo por 2 horas, antes que el frío lo colapsara.
Taşrada at üstündeki çıplak bir kadın.
Una mujer desnuda a caballo, en el campo.
Yerinizde olsam çıplak kadın yerine atı süzerdim.
Si yo estuviera en su lugar, no miraría a la mujer desnuda sino al caballo.
Bütün gün çıplak ayakla yürümeyi hatırlamamın imkânı yoktu.
No hay manera de que no me acuerde... de haber caminado descalza todo el día.
Fort William'a senin için boş bir silah kuşanmış hâlde ve çıplak ellerimle geldim.
Fui a buscarte al Fuerte William armado con una pistola descargada y mis manos desnudas.
Çıplak vücudumu gördüğünü hatırlamıyorum. Hele ki gün ışığında hiç değil!
No recuerdo que alguna vez haya visto mi cuerpo desnudo, ciertamente no a la luz del día.
Onu bir kere çıplak görürsen... başka bir halde düşünemiyorsun.
Una vez que la has visto sin el vestido es difícil imaginarla de otra manera.
Sonra da kıyafetlerimi çıkarıp çıplak tenimle hissetmeyi denedim.
Así que, me quito la ropa, desnudo para sentir con mi piel el hilo de la flecha.
- Kadınlar oralarda çıplak dolaşıyor.
Allí las mujeres se pasean sin ropa.
Ben de seni çıplak görmek isterim.
Me gustaría verte desnuda.
Tamam, belki bir ara ben de çıplak olacağım. - Şimdilik... - Tamam.
Quizá en algún momento me desnude... pero por ahora vamos a hacer lo que yo quiera.
- Duvarda çok sayıda çıplak kadın resmi var. - Gerçekten çok fazla var.
Muchas mujeres desnudas.
Çıplak vücudumu görmelisin.
Si me ven desnudo, se mueren.
Çıplak ayakla kalın lütfen.
Quítenselos. Los pies descalzos, por favor.
Tamam, dedikodudan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsunuz bu yüzden sadece....... bir kez söyleyeceğim. Parisli arkadaşlarım, Emil ve Dex ; Toni'nin orada çalıştığı zamanlarda tüm şirkete "Doq" u zorla prova ettirdiğini hem de bunu çırılçıplak yaptırdığını söylediler.
Bueno, ya saben lo mucho que aborrezco el chisme, así que solamente voy a decir esto una vez, pero Emil y Dex, mis amigos parisinos, me dijeron que cuando Toni trabajó allí, ella hizo a toda la Compañía ensayar "Doq".
Çırılçıplak soyun.
Desnúdate.
- Üzerinde yarı çıplak bir kadınla mı?
Con una chica medio desnuda encima - No pasó nada. - ¿ Qué?
Bu hafta sonu 200 çıplak homoyla dolu bir havuzda takılmak yerine üçümüzün birlikte geçirebileceği bir hafta sonu olmalı diye düşünüyorum.
De verdad creo que este fin de semana debería ser sobre nosotros tres pasando el tiempo junto, y no nosotros y 200 homos desnudos apretados en una piscina.
Ninem gece çıplak dolaşıyor, dedem de yabancılar onu takip ediyor sanıyor.
Y la abuela se pasea desnuda... y el abuelo cree que gente extraña le persiguen.
Yarı çıplak halde kapıda bir adamla konuşuyorsun, derdin ne Frances?
Semidesnuda y hablando con un hombre. ¿ Qué te pasa, Frances?
Çıplak mı?
¿ Está desnuda?
Normal insanlar sevgililerinin çıplak fotoğraflarını taşımazlar.
La gente normal no lleva fotos de su novia desnuda.
Binlerce kilometre kalınlığındaki yanan kızgın kum yığının altında çıplak bir hâlde yatarsın.
Estás tumbado, desnudo... bajo un montón de arena ardiente... de miles de kilómetros de espesor.
Yerde çıplak yatıyorsun, bir yığın kırmızı yanan kumun altında Bin metre kalınlığında.
Estás tumbado, desnudo bajo un montón de arena ardiente... de miles de kilómetros de espesor.
Bir çalıkuşunu çıplak gözle göremezsiniz.
Bueno, no puede divisar una curruca a simple vista.
Çıplak!
.. desnudo.
Evet de yoksa senin de benimle çıplak bir şekilde yüzdüğünü söylerim.
Diga que sí, tío. O le diré a ella que usted también solía bañarse aquí conmigo.. .. desnudo.
Ben çıplak bir adamım.
Estoy desnudo.
Onu çıplak ellerinle öldürsene. "
¿ Por qué no lo matas con tus propias manos?