Ölebilirim translate Spanish
622 parallel translation
Burada donarak ölebilirim soğuktan.
Moriré congelado aquí fuera.
Artık gönül huzuruyla ölebilirim.
Ahora puedo cerrar los ojos para siempre.
Şuraya kıvrılıp hemen ölebilirim.
Podría acurrucarme y morir ahora mismo.
- Dans ederken ölebilirim.
- Me muero por bailar.
Ah Michael, birşey demeden gitmeme izin vermezsen ölebilirim.
Michael, me habría muerto si me llegas a dejarme marchar sin decirme nada.
Böyle bir yüzük için ölebilirim.
Me moriría por algo así.
Ölebilirim.
Estoy listo para morir.
Para kazanmayacağım Yüzbaşı Nelson, ve daktilomdan giren... bir kurşunla... ölebilirim.
No cobro un céntimo, capitán Nelson, y tal vez acabe... con un balazo en la... máquina de escribir.
Utancımdan ölebilirim!
Creo que moriré!
Öyle nefret ediyorum ki, bu yüzden ölebilirim.
Te odio tanto, que creo que voy a morir.
İnan bu yüzden ölebilirim.
Creo que voy a morir de odio.
Şimdi ölebilirim ve kimsenin kafası karışmaz.
Podría morirme ahora mismo y nadie se confundiría.
Parçalara ayrılır, gözden kaybolur, hatta ölebilirim.
De romperme en pedazos, desaparecer, morir...
Ama belki bir kral gibi ölebilirim ve hiç giymediğim tacın itibarını zedelememiş olurum.
pero quizás pueda morir como uno... y no avergonzar la corona que nunca he llevado.
Ölebilirim acımdan
Honestamente podría morir
Çok utanıyorum Utancımdan ölebilirim.
Me muero de vergüenza. Tanto que podría morirme.
Utancımdan ölebilirim.
Qué vergüenza, querría morirme.
Ayaklarım, ölebilirim.
Tengo los pies destrozados.
Yakında ölebilirim.
Moriré pronto.
Zayıf bir durumdayım ve hatta ölebilirim.
Estoy débil. Es mejor prepararme para morir.
- Şimdi pişmanlık duymadan ölebilirim.
- Ahora ya no me importa morir.
Ben ancak başıma yıldırım düşerse ölebilirim.
Nada podría matarme.
Artık, gönül rahatlığıyla ölebilirim.
Ahora puedo morir en paz.
Artık geri döndüğüne göre... rahatça ölebilirim.
Ya puedo irme Estás tú
Nasıl ölebilirim?
¡ Como voy a hacerlo!
Eve eli boş dönmektense ölebilirim de.
Prefiero estar muerto que volver con las manos vacías.
Kangren olup ölebilirim, biliyormusun.
Usted sabe, puedo tener cangrena y morrir.
Mucizenle ölebilirim, ama sen benimkiyle kesin öleceksin.
Quizá muera con su milagro, pero tenga por seguro que usted morirá con el mío.
Beni anladığını söyleyebilirsen, gerekince içim rahat ölebilirim.
Si pudieras decirme que lo comprendes, moriria más tranquilo, si he de hacerlo.
Artık hükümdarlığa uygun olduğunuz için memnuniyetle ölebilirim.
Muero contento, porque vos ya estáis en edad de gobernar.
Açlıktan ölebilirim.
Para entonces, habré muerto de hambre.
Frank, senin için ölebilirim.
Frank, hubiera dado la vida por ti.
Eğer istemiyorsan, kendimi vurabilirim ve ünlü biri olarak ölebilirim.
Y si no lo haces, puedo suicidarme y morir famoso.
Buracıkta ölebilirim. Şöyle bir tabuta girmemi istiyor.
Yo me muero, quieren verme en un ataúd también.
Onsuz ben susuzluktan ölebilirim.
Uno se podría morir de sed.
Ben ölebilirim ama sayemde eğlenemeyeceksin.
¡ No cooperaré! Quizás muera, pero no disfrutará con ello.
- Artık mutlu ölebilirim.
- Me iré feliz a la tumba.
Ölebilirim her an, mezarıma gelirsin, suratıma tükürür ve bana gerçeği söylersin.
Podría morir, podrías bailar sobre mi tumba, escupirme a la cara y decirme la verdad.
Şimdi huzur içerisinde ölebilirim.
Ahora puedo morir en paz.
Diplomanın seni öldürmesine izin verme. Zira seninle ben de ölebilirim.
No deje que su título lo mate, pues pueden matarme con Ud.
Kim bilir, önce ben de ölebilirim.
Quizás yo muera antes.
Fırındayken de ölebilirim ya da karşıdan karşıya geçerken.
También me puedo morir en la panadería o cruzando la calle.
Onun için ölebilirim.
Daría mi vida por él.
Stefan, bir içki için şu an ölebilirim.
Stefan, muero por otra copa.
Şaşkınlıktan ölebilirim. Gerçekten sen misin, ha?
Así me dé un patatús, esto no Io esperaba.
Nihayet ölebilirim.
Por fin puedo morir.
Ölebilirim.
¡ Cállate!
Utançtan ölebilirim.
Quiero morir.
# Ve ölebilirim
" Y yo moriría
Hâlâ ölebilirim.
Creí que me moría. Puede que aún lo haga.
Bir şey daha var ben de ölebilirim.
Pero hay un problema.