Özür diledi translate Spanish
468 parallel translation
Dün gece için özür diledi.
Se ha disculpado por lo de anoche.
Özür diledi, neden vuruyorsun?
No es necesario golpearla Ya ha pedido perdón
O Fransızca özür diledi, ben İngilizce küfür ettim.
Se disculpó en francés, y yo lo insulté en inglés.
Özür diledi.
Te pidió perdón.
Arkadaşım özür diledi.
- Mi amigo ha dicho que lo siente.
Sana veda edemediği için özür diledi.
Ella lamenta no haberse despedido.
- Özür diledi, değil mi?
- Se ha disculpado, ¿ no?
Özür diledi.
Se ha disculpado.
Geçirmiş olmalıyım ki iki kez özür diledi.
Más que bien. Ha llamado dos veces para disculparse.
"Merhaba, Millie." Arkadan geldiği için özür diledi,
"hola, MiIIy", y se disculpó por entrar por detrás.
Evet. Hesap sormaya gittim. Ondan sonra özür diledi.
Fui a verla para quejarme y se disculpó.
Kısa zamanda demir alacağız, bay Czentovic. Kaptan geç kalkacağımız için özür diledi.
Estamos a punto de zarpar, le pedimos disculpas por el retraso.
Pazar günü aradığı için özür diledi.
Se disculpó por telefonearte un Sábado por la tarde.
- Çok özür diledi.
¿ Dónde está él?
- Bu yanlış anlamadan ötürü özür diledi.
- Lamenta el maIentend ¡ do.
Babam özür diledi, çok meşguldü.
Papá lo lamenta, estaba muy liado.
Dediğin gibi yaptı, ve özür diledi.
Fue como tú dijiste, fue para pedirle perdón y...
Geciktiği için özür diledi. Bu, Moose Lodge'un verdiği ilk burs.
Dice que lamenta la tardanza, pero es la primera beca que entrega la Lógia del Alce.
Özür diledi.
Ya se ha disculpado.
Pierre koşarak geldiğinde, ondan özür diledi ve : "Bir kabus gördüm" dedi.
Cuando Pierre llegó se disculpó y dijo que había sido una pesadilla.
Pierre, albay hareketinden ötürü özür diledi.
Pierre, el Coronel se disculpa por su acción.
Özür diledi...
- Se disculpaba, me pedía perdón.
Tekneleri almalarına izin verdi ve bir de özür diledi.
Es verdad, ha entregado las barcas.
Herkes özür diledi.
Todos se disculpan.
Gecikme için özür diledi.
Se disculpó por la demora.
Babam Peder'den özür diledi, sonra bizi yemeğe götürdü.
Papi se disculpó y luego nos llevó a cenar.
Ben çıktıktan sonra, özür diledi mi?
¿ Dio alguna explicación al marcharme?
- Marty özür diledi.
- Marty ya se disculpó.
Jeff mükemmel bir centilmen gibi özür diledi.
Jeff se disculpó como un verdadero caballero.
- Özür diledi mi?
- ¿ Se ha disculpado?
Yuki-san sizi karşılamaya gelemediği için özür diledi.
Yukie-san dice sentir no poder venir a esperarte.
Özür diledi... bardaki sahne için ve ben az ya da çok... özürünü kabul ettim.
Me ofreció sus disculpas por la escena del bar, y yo las acepté, más o menos.
Zirveye giden yolumu tıkadığı için de özür diledi.
Me acusó de intentar dormir con el para tener éxito.
- Özür diledi ya, her şey halloldu.
Eso soluciona todo.
Burada olamadığı için özür diledi.
No pudo venir.
Tamam, özür diledi.
Está bien, se disculpó.
- Onu kovduğu için özür diledi.
- Se ha disculpado por echarle.
- Özür diledi.
- Ha pedido perdón.
Özür diledi.
Se disculpó.
Clark içtenlikle özür diledi... bu şekilde ayrılmak istemezmiş.
Clark estaba muy apenado. Dijo que era muy doloroso tener que partir así.
Geçkalacağı için özür diledi, ama geleceğine söz verdi.
Siente llegar tarde, pero ha prometido que vendría.
Dorothy Bauer özür diledi. Önceki ay kendi mektubu sanıp almış.
- Dorothy Bauer dice que lo siente, pero que por error la cogió con su correo el mes pasado.
Özür diledi. Son dakikada bir röportaja gitmesi gerekti.
Ya sé, dice que lo siente muchísimo, le ha salido una entrevista de trabajo en el último momento.
Buzz, senden özür diledi.
Buzz se disculpó contigo.
45 dakikada bir karima mesajlari kontrol ettiriyorum isyerini ariyor, Brad özür diledi mi, diyorum telesekreterde özür mesaji var mi hiç diyorum.
Mi esposa revisa los mensajes. Llamo desde la oficina cada 45 minutos. ¿ Ya se disculpó Brad?
Şey, özür diledi, ve çarşamba akşamı bir araya gelip, gelemeyeceğimizi öğrenmek istedi.
Bueno, se disculpó y quería saber si si podemos juntarnos el miércoles por la tarde.
Şey, özür diledi, ve çarşamba akşamı bir araya gelip, gelemeyeceğimizi öğrenmek istedi.
Bueno, se disculpó y quería saber si si podemos quedar el miércoles por la tarde.
Yani bu kadar saat sadece özür mü diledi?
¿ Y en todo este tiempo no ha hecho más que disculparse?
Özür diledi, Baca.
Él lo lamenta, Smoke.
Bir anlamda özür diledi.
Se acercó mucho a una disculpa.
- Bir özür diledi sanki.
- Creo que fue alguna clase de disculpa.
özür diledim 24
özür dilerim 10391
ozur dilerim 18
özür dilerim tatlım 22
özür dileriz 112
özür dilerim efendim 196
özür dilerim hayatım 19
özür dilerim anne 36
özür dilemene gerek yok 37
özür dilerim baba 37
özür dilerim 10391
ozur dilerim 18
özür dilerim tatlım 22
özür dileriz 112
özür dilerim efendim 196
özür dilerim hayatım 19
özür dilerim anne 36
özür dilemene gerek yok 37
özür dilerim baba 37