Istıyorum translate Spanish
5,666 parallel translation
Gece gündüz kitapları karıştırıyorum ama aklımda kalmıyor.
Estoy machacando los libros día y noche, pero no se me queda.
Muhteşem olmaya çalıştım ama hala hata yapıyorum.
Y he intentado e intentado ser perfecta, y aún cometo errores.
Bunun planlarını yapıyorum, Enerjimi açığa çıkaracaktım. ve, biliyorsunuz, buna hazırlanmıştım.
Iba a plantar semillas, iba a exudar energía, y, ya sabes, tener mi flor.
Atletizm yarışması gibi bir şey de Avustralyalı bir çocukla tanıştığından falan bahsettiğini hatırlıyorum.
Um. Recuerdo que hablaba sobre un tipo australiano que conoció en una competición de atletismo o algo.
böyle biriyle tanıştığına nasıl bu kadar emin olabiliyorsun, anlayamıyorum.
Es solo que no entiendo como puedes estar seguro de que has conocido... la tuya.
Çocuğu tanıyorum ama sizlerle tanıştığımı sanmıyorum.
Conozco al chico pero no creo que nos hayan presentado.
- Senin yapabileceğini sanmıyorum. - Hayır, Seinfeld yapmıştı. Hayır yapmadı.
Busca a tu padre y enfrenta tus sentimientos.
Hatırlıyorum çünkü kafam karışmıştı.
Me acuerdo porque estaba... confusa.
- Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum.
No entiendo qué estás haciendo.
Böyle bir adamla tanıştığıma inanamıyorum, Franny.
No puedo creerme que haya encontrado un chico como él, Franny.
Ben ne demeye çalıştığını anlıyorum, Soso.
Entiendo lo que dices, Soso.
Onun bir makam için yarıştığını sanmıyorum.
No creo que ella se postulara.
Birbirimizi aramıştık tabii ama onun davaları var ben de kampanyamla uğraşıyorum.
Hemos intercambiado llamadas, pero está en la corte, estoy en campaña.
8 yaşındayken burada başlamıştım... ve 31 yaşında da burada bırakıyorum.
Empecé aquí cuando yo tenía 8 años de edad y me fui cuando tenía 31.
Şimdi bu iki ucu birbiriyle birleştirmek için vidaları sıkıştırıyorum.
Ahora estoy apretando el tornillo para unir ambos extremos del intestino.
Ayrıca bay Pouncey'i ilk kez gördüğüm zamanı da hatırlıyorum. Bir çubukla kulağını karıştırıyordu.
También recuerdo la primera vez que vi al señor Pouncey y estaba rascándose el oído con una ramita.
- Onu kimsenin gerçek bir kadın rol modelle karıştırmayacağını düşündüğümü hatırlıyorum.
- Recuerdo haber pensado que nadie cometería el error con la auténtica Chica Gibson.
Bu olayı arkamda bırakabilirim sanmıştım ama bırakamıyorum.
No me dejes interferir. Pensé que sería capaz de dejar esto atrás, pero no puedo.
11 yaşındaykenki halini hatırlıyorum da Nicolae'nin büyü kitaplarından birine resim çizmiştin ve o çok sinirlenip sana yumruk mu ne atmıştı.
¿ Recuerdas cuándo tenías 11 años, dibujaste en uno de los grimorios de Nicolae y estaba tan enfadado que te pegó?
Bobby'nin kusmasından sonrasından... ... hiçbir şey hatırlamıyorum. Ve bir de taksiden atıImıştık.
Porque yo no recuerdo nada después de que Bobby vomitó y nos echaron de ese taxi.
Bu kasabada tanıştığım en ilginç insanlardan birisin ve seni, diğer insanlarla tanıştırmak için sabırsızlanıyorum.
Eres una de las personas más interesantes en esta ciudad y no puedo esperar a presentarte por ahí.
Klang seninle Lisa'yı yakıştırmıyor Golbak ve sana karşı olan hisleri yüzünden olduğunu sanmıyorum.
Klang no aprueba usted y Lisa, Golbak Y yo no entiendo el sentido es a causa de sus sentimientos por ti.
Bir şey karıştırmıyorum.
No estoy husmeando.
Şunu bir türlü çalıştıramıyorum.
Qué casualidad encontrarte aquí. No consigo que esta cosa funcione.
Dizlerimi çalıştırıyorum.
Me preocupo... por mis rodillas.
Her zaman güçlü kalmaya çalıştığını anlıyorum ama bu sefer bırak senin dayanağın olayım. Gerçekten mi? Yemekten sonra küveti senin için güzelce dolduracağım.
Entiendo que siempre estás intentando ser la fuerte, pero esta vez, déjame ser tu roca. ¿ De verdad? Bien, entonces después de cenar, te voy a preparar un buen baño, te voy a dar un masaje en la espalda,
İşlerden bahsederken ilk tanıştığımız günleri hatırlıyorum.
Cuando hablamos de negocios... es como cuando nos conocimos.
Karıştırmıyorum.
No estoy equivocado.
Karıştırmıyorum!
¡ No estoy equivocado!
Sanıyorum ki şu anda seçmeye çalıştığın kelimeler "teşekkür ederim" olacak.
Creo que la palabra que buscas es "gracias".
Hızlı koşmaya çalıştığım zaman çıkarıyorum bu sesi.
Es el sonido que hago al intentar correr rápido.
Seni köşeye sıkıştırmaya çalışmıyorum.
No estoy tratando de romperte las pelotas.
Hatırlıyorum da eskiden şu yeri tamamen fıstık kabukları ile dolu olan iğrenç yerde barmenlik yapardın.
Recuerdo que trabajaste de camarera en aquel tugurio con cáscaras de maní en todo el piso. Sí, el Oblivion.
Sen güçlü kadınlardan hoşlanıyorsun sanmıştım ama şimdi onunla tanışınca neden hoşuna gitti anlıyorum.
Pensé que tenías algo por las mujeres fuertes, pero ahora que la he conocido a ella... puedo ver el atractivo.
Tanıştığımızı sanmıyorum.Benim adım...
Creo que no nos conocemos. Me llamo...
Yapmaya çalıştığın şey çok zor ama insanlar başarıyor ve ben, gerçekten senin de başarabileceğine inanıyorum.
Lo que intentas hacer es difícil, pero hay gente que sí lo logra y realmente creo que tú puedes ser una de ellas.
Tanıştığımızdan beri sana, "Senden hoşlanmıyorum",
Mira, sé que los últimos meses he dicho cosas como "No me agradas",
Nereye varmaya çalıştığını anlıyorum.
Parece que entiendo lo que estás hablando.
Tanıştığımızı sanmıyorum.
- Creo que no nos han presentado.
Seni görmek isteyeceğini biliyorum ve sana oğlum Paul'u tanıştırmak için sabırsızlanıyorum.
Sé que le... le encantaría verte, y estoy impaciente porque conozcas a mi hijo, Paul.
Sanıyorum az evvel onunla tanıştık.
Creo que acabamos de conocerlo.
Kardeşim Killian'la tanıştığınızı sanmıyorum. Annen senden övgüyle bahsederdi, Killian.
Creo que no conoces a mi hermano Killian.
Üçünüzün tanıştığınızı varsayıyorum?
Déjale respirar.
Kafan karıştığı için seni suçlamıyorum.
No te culpo por estar incómoda.
Callie'yi etkilemeye çalıştığını anlıyorum ama annene karşı kaba olmanla amacına ulaşamazsın.
Entiendo que quieras impresionar a Callie, pero ser grosera con tu madre no es la forma de lograrlo.
Hangisini kullanmamıştı hatırlamıyorum.
No recuerdo qué.
Dürüst olmak gerekirse, insanların yakıştırdığını sanmıyorum.
Sinceramente, no creo que la gente lo asuma.
Ortağınızın size yardım etmeye çalıştığını da anlıyorum.
Y entiendo que su compañero esté intentando ayudarle.
Aptalca ama sanki aldığım ilk piyango biletine büyük ikramiye çıkmıştı ve bir daha da kazanmayacağıma eminim. O şekilde olmaz yani. O yüzden artık pek piyango bileti almıyorum.
Es tonto, pero... es como si el primer boleto de lotería que compré fuera... el ganador, lotería, estoy segura de que no voy a ganar de nuevo, no del mismo modo, entonces ya no suelo comprar más billetes de lotería.
Lisedeyken kıza vurulduğunu hatırlıyorum. Aranızı yapmak için çok uğraşmıştım.
Recuerdo que estabas muy atraído por ella en... el instituto y que yo me aparté para darte paso.
Bunu hatırlıyorum. Erika hile yapmıştı.
- Me acuerdo.
istiyorum 518
istiyorum ki 20
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyor musun 190
istiyoruz 36
istiyorsan 64
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
istiyorum ki 20
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyor musun 190
istiyoruz 36
istiyorsan 64
istiyor musunuz 17
istiyordum 17