English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Acıkcası

Acıkcası translate French

8,115 parallel translation
Açıkçası, seni düşünmüştüm.
Honnêtement, je pensais peut être à toi.
Hayır, Chanel. Açıkçası senin ayak altında olmamanı tercih ederim.
Chanel, je préfère franchement que tu ne sois pas là.
Açıkçası, kızımızda ne bulduğunu anlamıyoruz ama o kızımızı biraz daha .. sakinleştiriyordu.
Franchement, on ne sait pas ce qu'il a vu en elle, mais, voyez-vous, il semblait être un peu à son niveau.
Bu ölümlerle ilgisi olduğunu önesürmek bile çok gülünç bir davranış, açıkçası. Ben kendimi hakarete uğramış gibi hissettim!
Insinuer qu'elle soit impliquée dans ces meurtres est risible, et franchement, je trouve cela offensant.
Bu korkunç bir gece oldu, ve sen randevu işlerine yeni dönmüş,... bunalımlı bekar bir babasın. Açıkçası bu seni korkutmuş olmalı.
Ça a été une nuit terrifiante... et vous êtes un père célibataire surmené qui est de retour sur le marché, et il est clair que ça vous fait peur.
Açıkçası, Chanel # 5, Korkman gereken bir şey yok.
Honnêtement, Chanel 5, tu n'as pas à être effrayée de quoi que ce soit.
Açıkçası senden gelecek her türlü bilgi kabuldür.
Honnêtement, toutes les informations dont tu disposes sont les bienvenues.
Açıkçası böyle olaylar buralarda pek olmuyor.
Pour être franc, ce genre de chose n'arrive pas ici.
- Açıkçası biz ona kanser ön tanısı diyoruz.
Littéralement, c'est ce qu'on appelle un "pré-cancer."
Onu arayan adamlarımız var ve açıkcası onun için endişeleniyorum.
Actuellement nous avons des personnes qui le cherchent et honnêtement. Je suis inquiète pour lui.
Soğutucu, anne sütü için ki açıkçası oraya...
La glacière c'est le lait. - Qui va évidemment...
- Ve açıkçası silahımı oyun bitene dek şu zaman kilidi olan kasanın içine koydum. - Sadece sıradan bir suçtu.
- C'était juste un crime.
- Açıkçası, umurumda değil.
- Honnêtement, complètement.
Yani, açıkçası yanlış yönlendirmek için, tamam mı?
- une fausse piste, pas vrai?
Ve açıkçası silah işinde oldukça başarılı.
Et apparemment il s'en sort bien.
Açıkçası Juliana, sen bu akşam burada görmeyi beklediğim son kişiydin.
Je dois dire, Juliana, que vous êtes la dernière personne que je m'attendait à voir ici ce soir.
- Açıkçası boşa çabalıyor.
- Trop bien habillé, pour être honnête.
Sanırım insanlar konuşacak yeni bir şeyler olsun diye çocuk sahibi oluyorlar. Ve açıkçası...
regarde, je pense que c'est pourquoi les gens ont des enfants, comme ça ils ont de nouveau sujets pour parler, et... eh bien, au fond, que... jamais ça n'arrivera pour nous,
Açıkçası size karşıt dava açıp Taş Devri'ne yollamakta kararlıyız.
On se tâte même à vous poursuivre et à ruiner votre existence.
Ve açıkçası, hâlâ okuldaki coşkulu hormonları dizginlemeye çalışıyoruz.
Et franchement, on essaye toujours de gérer les hormones déchaînées sur le campus
Açıkçası onu çok az tanıyorum.
Elle était bonne. Franchement, je la connaissais à peine.
- Açıkçası, bir şey hissetmedim.
Honnêtement, je n'ai rien senti. Et toi? Pareil.
Açıkçası Rae, çok korkuyorum.
Franchement Rae, je suis mort de trouille.
Açıkçası kimsenin benim için endişeli olduğunu sanmıyorum.
Je crois pas que quelqu'un soit inquiet à propos de moi honnêtement.
Açıkçası artık yaşlanıyorum Daisy.
Le fait est que je vieillis, Daisy.
- Hayır, açıkçası hiç aklıma gelmedi.
Honnêtement, je n'ai pas pensé du tout.
Açıkçası efendim, bu kadar ileri gitmesini beklemiyordum.
Pour être honnête, monsieur, je ne pensais pas qu'elle irait si loin.
Ve, açıkçası, bu bir zayıflık ve seni olduğundan daha düşük gösteriyor.
Et, franchement, c'est faible, et moins que ce que vous êtes.
Açıkçası hayır demek istiyorum ama oğlunla çıkmaya devam etmek istiyorum... Yani... Tabii ki.
Honnêtement, j'ai vraiment envie de dire non, mais j'aimerais vraiment continuer à sortir avec votre fils donc... je suppose... bien sur.
Açıkçası hayır.
Pas vraiment.
Açıkçası alıkoymalı mıyım bilmiyorum.
Et, franchement, je ne suis pas sûre que je devrais.
ve açıkçası hangi departman olsa yapardı.
D'ailleurs, on ferait ça partout.
Açıkçası, yanlış bir başlangıç yaptığımızı hissediyorum.
On est partis sur de mauvaises bases.
Bak, biliyorum, "bunu kabul edemem" gibi birşeyler demem lazım... ama açıkçası gerçekten ihtiyacım var.
Je suis censée dire un truc comme : "Je ne peux pas accepter." Mais franchement, ça tombe bien.
Bunu asla bilemeyebiliriz ve açıkçası bizi ilgilendirmiyor.
- Toilettes? - Quoi?
Tamam. Açıkçası az önce olanlar hakkında konuşmamız gerek. - Tuvalet?
Ok, visiblement on a besoin de parler de ce qu'il vient de se passer, donc... euh...
Evet, İsyan'ı ağırlamıştık fakat, açıkçası onlar hakkında başından beri kararsızdım.
Nous avons reçu Mutiny, mais je reconnais avoir hésité dès le départ.
Yani ilk başta yaptığımızın üzerinden tekrar giderek insanları daha fakir göstermeye çalışmak biraz yordu açıkçası.
Alors on a dû se débrouiller pour que tout le monde ait l'air plus misérable que jamais.
- Açıkçası, şu süveterine bak.
Cyril!
Ama açıkçası, buradaki araba bir vajina olacak.
On pourrait faire une sorte d'appât?
Bu yüzden, açıkçası yeniden çıktığımızı anneme söyleyemeyiz.
Donc nous ne pouvons évidemment pas dire à Mère que nous sommes ensemble.
Kalbimde senin için her zaman özel bir yer olacak olsa bile... -... ve açıkçası slayt şovumda da...
Et même si j'aurais toujours une place spéciale pour toi dans mon cœur, et dans mon diaporama, j- - Ton quoi?
- Açıkcası, bütün o kötü baba olayı...
Honnêtement, je pensais que cette histoire de mauvais père était une couverture.
Pek de mükemmel değil açıkcası.
C'est élémentaire.
Açıkcası klasik tiyatro eğitimi almak istediğim bir dönem olmuştu.
Eh bien, il fut un temps... où je rêvais de devenir un acteur de tragédie classique.
Ben, açıkcası, ben bu kartı oynamaya hep karşı çıkıyorum. En azından dönem dönem. Kim olduğumu biliyor musunuz?
Habituellement, j'évite de jouer cette carte, surtout en milieu surnaturel, mais savez-vous qui je suis?
Açıkcası bazen aksanı daha da kötü oluyor.
Franchement, je pense que son accent ne fait qu'empirer.
Açıkcası bu bodrum katındaki hayalet tutma sistemimiz olabilir.
En fait, ça pourrait être le système de confinement de fantômes qui est au sous-sol.
Açıkçası başsavcılık ofisi için aklımdan geçen isim Alicia Florrick olmuştur hep.
En fait, celle qui a eu beaucoup à voir avec ma réflexion sur le, uh, poste de procureur fut Alicia Florrick.
Onun gibi sürekli yalnız kalmak açıkçası çok korkunç.
Le fait qu'il soit seul est horrible.
Açıkçası yaptığımız son güncelleme tasarım ve verimlilik anlamında bizi geriye götürdü.
La dernière mise à jour nous a fait reculer en termes de design et d'efficacité.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]