Annesini translate French
3,066 parallel translation
Öz annesini arayıp 20 yaşındayken bulmuş ama kadın kapıyı yüzüne kapatmış.
Il a même recherché sa mère biologique. Il l'a retrouvée quand il avait 20 ans, mais elle lui a claqué la porte au nez.
Dr Kan ve annesini getir.
Fais venir Dr Kan et sa mère.
Erkek yavru, annesini her yerde adım adım izliyor.
L'ourson mâle suit sa mère pas à pas, partout où eue va.
Leo Attinger kariyerinde ilerlemek için kendi annesini ezecek kadar alçak bir insan.
Léo Attinger est un être humain répréhensible qui vendrait sa propre mère pour faire avancer sa carrière.
- Annesini kaybetmişti.
Il a perdu sa mère.
- Biri annesini aradı mı?
- Quelqu'un a-t-il appelé sa mère?
Aynı annesini kaybettiğim gibi.
Comme sa mère.
İşim yüzünden annesini kaybetti.
Elle a perdu sa mère à cause de mon travail.
Annesini kaybetmemeli.
Elle ne peut pas perdre sa mère.
Marcus'un annesini aramışsın,... artık beni görmeye gelemiyor.
Tu as appelé la mère de Marcus et maintenant, il n'a plus Ie droit de venir.
Başka ne yapacaktım, en yakın arkadaşımı ve annesini mi inciltecektim?
J'allais faire quoi? Blesser ma meilleure amie et sa mère?
Troy, annesini çok genç yaşta kaybetmiş ve babasına da çok bağlıymış. Biz birlikte olana dek, eşcinsel olduğunu söylemekten korkmuş hep. Bir süre sonra artık beni gizlemek istemedi ve söyledi.
La mère de Troy est morte quand il était jeune, et c'est pour cela qu'il était très proche de son père, mais il était effrayé de sortir avec lui avant que nous soyons réunis, et puis il n'a pas envie de me cacher, donc...
Cassie'nin büyük annesini düşünmeden edemiyorum.
Je n'arrête pas de penser à la grand mère de Cassie.
Sen Cassie'nin annesini öldürdün.
Tu as tué la mère à Cassie.
Annesini yeni kaybetti.
Elle vient de perdre sa mère.
Çocuğun annesini bir daha görebilmesini istiyorsan ne diyorsak onu yapacaksın.
Tu veux que le gosse revoie sa mère? Fais ce qu'on te dit.
Bakın... sosyal servisteki şu adam Travis'in annesini arayıp duruyor.
Eh bien, Je... Voyez vous, cet homme des services sociaux il continue d'appeler la mère de Travis.
Çünkü annesini çaldığımı düşünüyor.
Car elle pense que j'ai volé sa mère.
- Ufaklık annesini kaybetmiş!
Ce petit a perdu sa mère.
Annesini korumak için her şeyi yapıyor.
J'ai compris. Il ferait tout pour protéger sa mère.
- Clyde'ın annesini kurtarmaya çalışıyorlar.
– C'est la mère de Clyde.
Burada annesini kaybetmiş küçük bir çocuk var!
Ce petit garçon a perdu sa mère.
Olay ne zaman bebeğinin annesini savunmaya gelse geri çekiliyor ama şimdi karşı koyabilir.
Il cède toujours quand il s'agit de défendre sa petit maman, mais là il devrait s'affirmer.
Her neyse, şimdi tonla cinsel münasebette bulunuyordur eğer onu görürsen annesini aramasını söyle.
Quoi qu'il en soit, il a eu des tas de rapports sexuels. Si tu le vois, dis-lui de rappeler sa mère.
Rachel dışarıda arkadaşlarıyla takılıyor, eve geliyor, annesini küvetin içinde çıplak halde buluyor.
Rachel est sortie avec des amis, rentre et découvre le corps de sa mère morte dans la baignoire.
O kitabın filmini çekerlerse, Leonard'ın annesini kim oynamalı biliyor musunuz?
Si on en faisait film, vous savez qui devrait jouer sa mère?
İkisini de öldüreceğim ve hiçbir şey bilmediğini söyleyen annesini de.
Je vais les tuer tous les deux, et je vais tuer - cette mère "je-ne-sais-rien".
Özel tim Damien'ın annesini haftalardır izliyormuş.
Le travail a accaparé la mère de Damien depuis des semaines.
- Büyük annesini buldun mu?
hey, tu as trouvé la grand-mère?
Tabii kaç insan annesini onu sevdiğini söylemek için terapiye davet eder bilmiyorum.
Bien que, je ne sois pas sûr combien de gens invitent leur mère en thérapie pour leur dire combien il les aime.
Annesini hiç görmedi.
Elle n'avait pas connu sa mère.
Bebeğin annesini de davet ederdim ama onunla hiç tanışmadım.
Bien, je dois inviter la maman du bébé mais je ne l'ai jamais rencontrée
- Bakındım ama annesini bulamadım.
J'ai regardé partout, j'ai pas trouvé la mère.
Gecenin bir yarısı, uyuşturucu almak için evden çıkan annesini bulmak adına bir çocuğu sokak sokak gezdirdi ama bu gazeteye çıkmadı.
Il parcouru les rues avec un enfant pour retrouver sa mère partie en pleine nuit acheter de la drogue. Ce n'était pas dans la presse.
O adama annesini becermesini söyleyemezsin.
Tu ne peux pas lui dire qu'il est le fils d'une pute.
Çünkü annesini terk etmek istiyor.
Car elle veut abandonner sa mère.
Üvey annesini.
Sa belle-mère.
Annesini sikmek için zamanda geri girmedim.
Je n'ai pas voyagé dans le temps pour baiser sa mère.
- Annesini?
- Chez sa mère?
- Canım annesini mi koruyormuş?
- Il défend sa maman chérie.
Annesini asla affetmedi.
Il ne l'a jamais pardonnée.
Ona annesini mi hatırlatıyor?
Est-ce qu'elle lui rappelle sa mère?
Emin misin? "A" neden Garrett'ın annesini umursasın ki?
Tu es sûre? Pourquoi "A" se soucierait de la mère de Garett?
Annesini görmesi için.
Pour voir sa mère.
Ya eğer "A" Garrett'ı hapisten çıkarmak için annesini hastaneye koyduysa?
Moi. Et si "A" met la mère de Garett à l'hôpital pour sortir Garett de prison?
Ya eğer "A" Garrett'ı hapisten çıkarmak için annesini hastanelik ettiyse.
Et si "A" avait envoyé la mère de Garrett à l'hôpital pour faire sortir Garrett de prison?
Annem çoktan annesini aramış, fotoğraf randevusunu almışlar... ayrıca çoktan bazı temel şeyleri hallettik.
Ma mère a déjà appelée sa mère, elles ont prévu de faire des photos... Et pis on a déjà établi quelques règles.
Annesini kaybetmek zorunda kalmamız çok üzücü.
C'est une honte que nous ayons dû tuer sa mère.
Benden para koparma ihtimali için Cliff Barnes, kendi annesini bile pirana göletine atar.
Pour une chance de faire de l'argent sur mon dos, Cliff Barnes pousserait sa mère dans une flaque de piranhas.
Doğru olan- - Oğlumu yetiştirebilecek ve yetiştirmesi gereken tek insanım. O da benim gibi annesini kaybetti.
Je suis la bonne personne... la seule personne qui peut et qui doit élever mon fils, qui, comme moi, à perdu sa mère.
Herkes annesini sever. Gidip mutfağa bakacağım.
{ \ pos ( 220,225 ) }