Aradı translate French
47,869 parallel translation
Sıkıntı yok çünkü aradığım kayıtlar onlar değil.
C'est OK car ce n'est pas le genre de dossiers que je recherche.
Okulu bırakmıştım ve gidecek bir yerim yoktu. Bu yüzden, evet, param varken bir kaçış yolu aradım.
J'ai décroché de l'école en cours de route, et oui, j'ai cherché un moyen de me permettre de m'évader.
- Aradığın için teşekkürler ama doğum günüme bir hafta daha var.
Mon anniversaire est dans une semaine, mais merci d'appeler.
- Çünkü Harvey yerine beni aradın ve arkadaşlar hisseder.
Tu m'as appelée et pas Harvey, et je sais quand mes amis ont besoin de moi.
- İşte buradasın. Tüm gün seni aradım.
Je t'ai cherchée toute la matinée.
Danbury'den aradığını söyleyen birinden telefon aldınız ve arama da buradan yapıldı.
- Non, on vous a dit qu'on vous appelait de Danbury, ce qui est exact.
Çünkü aradığın kişi William Sutter adına çalışmıyor. - Yok artık.
Car la personne que tu cherches ne travaille pas pour Sutter.
- Burayı ne kadar beğendiğini hatırladım. Nasıl oldu da beni aradın?
Je me suis rappelé que tu avais aimé.
Hücreden çıkarttıklarında Jill'i aradım.
- Oui. Après être sorti d'isolement, j'ai appelé Jill.
Tara, dört dakika önce aradım biliyorum ama tam saat 7'de demiştin. Ama şimdi öyle demediğini düşünmeye başladım ve neden bilmiyorum.
Tara, j'ai appelé il y a 4 minutes, et tu avais dit 19 h précises, ou peut-être 19 h indécises?
- Referans için aradılar.
On m'a appelée pour tes références.
Her yerde seni aradık.
Nous t'avons cherché de partout.
Polisi aradık ama dinlemiyorlar.
Nous avons appelé la police mais ils ne vont pas écouter.
Onlara bir yıllık anlaşma aradığımı söyledin değil mi?
J'insiste sur un contrat d'un an.
Otelini aradığımda da kimse cevap vermemişti.
Il n'était visiblement pas à son hôtel.
Güven bana, aradık.
Crois-moi, on les a cherchés.
Her yeri aradık ve Agnes'ten hiçbir iz yok.
On a cherché dans le parc, et aucune trace d'Agnès.
Bütün gün onu aradım ama cevap vermedi.
Je l'ai beaucoup appelée, mais aucune réponse.
Karartma bölgesinden 2 dakika ve Ajan Rodriguez'in seni aradığı otelden 10 dakika uzaktayız.
On est à 2 minutes de la zone du blackout et à 10 minutes de l'hôtel depuis lequel l'Agent Rodriguez a appelé.
Dışarıda onu aradığımızı biliyordun.
Tu savais qu'on était à sa recherche.
Fakat hepsi bu kitabı aradı.
Mais ils ont tous été le chercher.
Ee, aradığın gelişmiş insanlar bu uçakta olmadığına göre artık tatmin olmuşsundur.
J'espère que vous êtes convaincu que les Inhumains que vous cherchez - ne sont pas dans cet avion? - Je le suis.
Eminim dışarıda ne aradığımızı merak ediyorsunuzdur.
Vous vous demandez surement ce que nous faisons dehors.
Filmi bitirebilmek için, aradığımız karı ancak neredeyse dünyanın öbür ucunda bulabildik.
Pour terminer le film, on a dû aller à l'autre bout du continent pour trouver de la neige.
Yine de saldırganın bir şey aradığı kesin.
Clairement, le criminel était à la recherche de quelque chose.
Anlaşılan Casta'nın dairesinde aradığı... çok önem arz eden bir şey.
Peu importe ce qu'il cherchait dans l'appartement de Casta ça semblait important.
Bir soygun olduğunu duymuş, ama Langford'u aradıklarında, hiçbir şey bulamamışlar.
Elle a entendu qu'il y avait eu un vol, mais quand ils ont cherché Langford, ils n'ont rien trouvé
Dinle, sana bir iş önermek için aradım.
Je t'appelle pour t'offrir un boulot.
Onu aradığımızı biliyor olmalı.
Il doit bien savoir qu'on le recherche.
Aradığımız kişi 30-40 yaşları arasında beyaz bir erkek ve kurbanları üzerinde ilkel kimyasal lobotomi yapıyor gibi.
On recherche un homme blanc, entre 30 et 40 ans, qui peut pratiquer des lobotomies chimiques brutes sur ses victimes.
Rossi, adli tabip aradı.
Rossi, la légiste a appelé.
Annen yine seni benim telefonumdan aradı kendinkini hiç açmıyorsun lütfen gitmeden önce ara onu.
Ta mère a encore appelé sur mon téléphone. Tu ne décroches jamais. Appelle-la avant de partir.
Annen 3 kez aradı.
Ta mère a appelé 3 fois.
Raghu, senin arkadaşın aradı ve benim 3 gün içinde burada klip çekmem lazımmış.
Raghu a appelé ton ami et je tourne un clip dans 3 jours!
Evet adam az önce aradı!
Il vient de m'appeler!
Seni aradım neden açmadın?
Je t'ai appelée, t'as pas répondu!
- Aradığımızı biliyor. Umursamıyor.
Il ignore nos appels.
Ayrıca aradığın kamu çokluğu da orada olacak.
De plus vous aurez l'éclatant scandale public que vous cherchez tant.
Ben de şansı yaver giden birkaç kötü daha aradım. Karşıma biri çıktı.
J'ai cherché plus de gens qui ont été chanceux, et j'en ai trouvé un.
Bir dost aradığım doğru ama aklımda başka biri var.
Et je suis en train de chercher de la compagnie, mais pas avec toi.
Telefonumda, "kontrol etmek için aradım" diyen 60 tane sesli mesaj var.
J'ai juste 60 messages sur mon portable "juste pour vérifier" qui demandent des nouvelles. Oh, 61.
Aradığın adam ben değilim.
Je ne suis pas celui que vous cherchez.
Onun aradığı kişiyim.
C'est moi qu'il viendra chercher.
Annemin kaldığı tesisin müdürü aradı.
C'était le directeur de la maison de repos de ma mère.
Hatta aradığın seri katillerse bu ikiye katlanır.
Et ça augmente quand tu enquêtes sur des meurtres en série.
Evet. Danny'yi aradın mı?
Tu as essayé Danny?
Para istemek için mi aradın?
Tu m'appelles pour me demander de l'argent?
Aradığına sevindim.
Je suis ravie que tu appelles.
- Joshua aradı.
- Oui?
Bütün yerel haber kanallarını aradı.
Elle a appelé tous les médias d'information locaux.
İnterpol'ün en çok aradığı kişilerden biri.
Un des plus recherché par Interpol.