Araştır translate French
9,092 parallel translation
Renautas 4 yıldır araştırmalarımı finanse ediyor.
Renautas finance mes recherches depuis 4 ans.
Araştırmalarındaki gizli yatırımcın buradaki varlığını mümkün kıldı.
Tes investissements anonymes dans leurs recherches ont rendu ton existence ici possible.
Uzun çocuk işi derinlemesine araştır. Baltimore'a yemi götürürüm.
Mon grand, élucide-ça.
Kayıtlarını hâlâ araştırıyoruz.
On est en train d'extraire ses donnés.
Hala araştırıyorlar.
Ils enquêtent toujours.
Aralarında bir bağlantı var mı diye araştırıyorum.
- J'essaie d'établir un lien.
Belçikalılar araştırıyor ama senin de bildiğin gibi pek paylaşımcı değiller.
Les Belges sont sur le coup, et tu sais ce qu'ils sont à propos des échanges d'informations.
- Efendim adamlarım izini araştırıyor.
Mon équipe suit une piste.
İyice araştırınca buldum ki 21 ve 22 yaşları arasında pek bir fizyolojik değişim yok.
Je les ai épluché, et j'ai trouvé que Il n'y a pas de réel changement physiologique entre 21 et 22 ans.
- Bilmiyorum, araştırıyoruz şu an ama Büronun bir şamar oğlanına ihtiyacı vardı, Gina'yı görevden aldılar.
On regarde ça maintenant, mais le Bureau devait faire tomber un gars, ils ont suspendu Gina.
Ajan Sloan, oraya gidin ve bir araştırın.
Agent Sloan, allez-y et voyez ce qu'il en est.
- Araştır o zaman. - Üzerinde çalışıyorum.
faites le je suis dessus
Ferg, git araştır. Bak bakalım ses mesafesi içinde bir kaç gün içinde silah sesi duyan var mı?
Ferg, allez voir si vous trouvez quelqu'un qui aurait pu entendre.
- Rebecca Hinton'un cinayetini araştırıyoruz.
Nous enquêtons sur le meurtre de Rebecca Hinton. Quelle horrible nouvelle.
Ben de Jackson'da böyle kendine uymayan bir şekilde kafayı yiyenleri araştırınca bağış yarışmasında yarışanların yarısını kamyonuyla ezen adamı buldum.
Donc, j'ai vérifié qui était à Jackson avec une crise de rage inhabituelle, et j'ai trouvé un camionneur affable qui a fauché une course de charité avec son 35 tonnes.
- Rebecca Hinton'un cinayetini araştırıyoruz. Sizin ilgilenebileceğiniz bir hikayenin peşinde olan bir The Observer gazetecisi.
Nous enquêtons sur le meurtre de Rebecca Hinton, une journaliste qui travaillait sur une histoire qui pourrait vous intéresser.
Dedektif Beckett Ana'nın ölümünü araştırıyor ama çanta hala kayıp.
L'inspecteur Beckett enquête sur la mort d'Ana, mais mon sac à main n'a pas été retrouvé.
Hayır, olayı inceleyen çok iyi adamlarım var. ... her taşın altına bakıp, olabilecek ayrıntıları araştırıyorlar.
Non, j'ai mes meilleurs agents sur le terrain agitant les arbres, générant des pistes.
Ben de sosyal medyada son 24 saat içinde gönderilen her tweeti her yorumu Ana'ya ait her fotoğrafı araştırıyordum.
La nuit dernière, un des fans d'Anahita a dû la voir dans cette limousine, alors j'ai regardé tous les messages, tous les tweets, commentaires et photos d'Ana publiés ces dernières 24h.
Neyi araştırıyorsun?
Sur qui enquêtez vous réellement?
Polis neden araştırıyorsa ondan.
Pour les mêmes raisons que la police.
Son iki senedir internette ensest konusunu araştırıyordum.
Ces deux dernières années, quand je n'étais pas assistant scénariste sur Community, j'ai fait des recherches sur l'inceste sur internet.
araştırıyoruz, ama derin internette birden fazla kimlik bilgisi gerekiyor.
On y travaille, mais sur le web profond, la norme est d'avoir des identitées multiples changeantes.
Şu anda davanın araştırılması işin ehli kişilerce yapılıyormuş.
Une enquête est actuellement en cours. Nos meilleurs hommes suivent l'affaire.
Zaman ayırıp Amerikan Ordusu Bulaşıcı Hastalıkları Araştırma Enstitüsü'nü de ziyaret etmelisiniz. 270'den bir saatlik mesafede.
Vous devriez venir nous voir au Centre Recherche en Maladies Infectieuses. - Juste à une heure de route de la 270.
Ya da taktığım anda içindeki bir program laptopumun bağlandığı her cihazı bana yakın olan herkesi araştırır ve Samaritan onları yakalamak için bu bilgiyi kullanır. Belki de başından beri amacın bu olabilir.
Ou peut-être que cette clé contient un programme qui ira chercher toutes les infos sur mes connexions, mes amis, et Samaritain les utilisera pour les pourchasser, ce qui est peut-être votre intention depuis le début.
Araştırmışsındır tabii.
Ça ne me surprend pas.
Şimdilik kanıtı araştırıyorlar.
Ils vérifient les preuves.
Araştırırız ama ben demedikçe çocuğu takip edeyim deme.
Nous y regarderons de plus près, mais ne le suis plus, sauf si je te le demande.
Vermezsen, her türlü kirli sırrını araştırıp çıkarırım!
Si vous ne le faites pas, je vais révéler tous vos secrets pourris.
Siz Peterson'u araştırın.
Vous creusez sur Peterson.
Evet, öyle şeyleri araştırın.
Oui, cherchez des trucs comme ça.
Bob Paris'in bu olayı araştırıp, onu elimden alma düşüncesine katlanamıyorum.
Je ne le supporterai pas si Bob Paris enquêtait là dessus, si ils me l'enlèvent.
Tamam. Araştırırız.
Je m'y mets.
Garza ve ben Kellog'un askerlerini araştırıyorduk.
Garza et moi on a enquêté sur les soldats de Kellogg.
Başka türlüsü mantıklı gelmiyor. Tamamlanmamış savunma sistemleri için olan bilinmeyen enerji şablonlarını araştırıyorum.
Je repère des motifs énergétiques inconnus liés à cette infrastructure.
İkimiz de tutuklu dostumuzun, araştırılması gereken türde biyolojik sınırları zorladığının farkındayız.
Vous et moi savons que notre ami en cellule pousse les limites de la biologie, ce sur quoi on doit enquêter.
Hayır, sadece araştırma cesetlerinin... çöplerle birlikte 34 gündür gömülü oldukları.
Non, juste que les corps de la recherche ont été enterrés et recouverts avec les déchets il y a 34 jours.
Bir aydır kayıp olan bir kadın raporu yok, ama Frankie ve Nina araştırmayı derinleştirecekler.
Rien pour la femme qui a disparu depuis un mois, mais j'ai fait affiner la recherche à Nina et Frankie.
Tamam. Bu iki kadının geçmişinin araştırılmasını istiyorum.
Je veux que tu lances une recherche complète sur le passé des deux femmes.
Dr. Isles kurbanın parmak izlerini araştırırken, bize uyarısı geldi.
Quand le Dr Isles a enregistré les empreintes, ça nous a alerté.
- Ekibim Moran teklifini... sürekli yenileyen adamı araştırıyor.
- Mon équipe recherche un acheteur d'art qui a répété ses offres pour le Moran.
Tamam, Nina'yla bunu araştırırız.
Je vais demander à Nina de regarder de ce côté là.
Orjinal tabloyu yapan ressamı araştırıyorum. Tablonun nereden geldiğini anlayabilirsek... buna kimin erişimi olduğunu da bulabiliriz.
Si on trouve d'où elle vient, on pourra peut-être trouver qui y a accès.
Hepsini araştırıyoruz, ama bu adam dün işe gelmemiş.
On regarde chez tout le monde mais ce gars...
Kent DNA'larını araştırıyor.
Kent teste l'ADN en ce moment.
Bütün saygımla Bakan Langdon, burada bir cinayeti araştırıyoruz, sorduğumuz tek bir soru var.
Avec tout le respect que je vous dois, Secrétaire Langdon, nous enquêtons sur un meurtre, donc pour le moment, nous sommes les seuls à poser les questions.
Nina hala araştırıyor.
Nina continue de creuser.
DNA için hala araştırıyoruz.
Nous faisons le test ADN en ce moment.
Ben... Araştırıyordum.
Je recherchais.
CIA'in işkence tedavilerini mi araştırıyorsun?
Quoi? Tu étudies les méthodes de torture de la CIA?