Araştırıyorum translate French
842 parallel translation
Ben kişisel olarak umudumu kesmedim. Kendi kendime araştırıyorum.
Je continue à m'y intéresser à titre personnel.
Ole Andreson adında bir adamın ölümünü araştırıyorum.
J'enquête sur la mort d'un certain Ole Andersen.
Superstition'da bulunan kadın iskeletini araştırıyorum.
D'un squelette de femme trouvé à Superstition.
Araştırıyorum. Gerçekten de arıyorum.
je cherche, je cherche toujours...
Ben de bunu araştırıyorum.
C'est ce que je vais découvrir.
Fakat işimize yarar tek bir zayıflık için beynini araştırıyorum.
Je sonde son esprit pour trouver le point faible qui le perdra.
Birçok yerel suçluyu doğuran bu ve buna benzer mahallelerin üzücü koşullarını araştırıyorum.
C'est le lieu de la majorité de nos crimes locaux. Oh, bien.
Saat dörtten beri seni bulmak için Kuzey Calcutta'yı araştırıyorum.
J'ai fouillé la moitié de Calcutta pour te retrouver.
Boş vakitlerimde arkeolog olarak takılıyorum ve sıradışı şeyler araştırıyorum.
Je suis un peu archéologue à mes heures perdues, j'ai l'habitude de remarquer les choses inhabituelles.
Ben tıp doktoru değilim. Cinayetleri araştırıyorum.
Je ne suis pas un médecin, je m'occupe de meurtres.
Bunu fotoğraf yoluyla dile getirmenin yollarını araştırıyorum.
On pourrait être ensemble, nous deux Viens, numéro sept, mets-moi le feu
Şu sıra, psikosomatik tıbbı araştırıyorum.
Je me suis mis à la psychosomatique.
Geçen sefer haklarında konuştuğumuz o kişileri araştırıyorum.
J'enquête sur les gens dont nous parlions.
Bir suçu araştırıyorum.
- C'est une affaire criminelle.
- İfadenizin tutarlılığını araştırıyorum.
J'essaie juste de comprendre.
Sizin gibi, Beau'yu araştırıyorum.
La même chose que vous : J'attends Beau.
Bay Milo Tindle'in ortadan kaybolmasını araştırıyorum.
Je mène une enquête sur la disparition... d'un certain Milo Tindle
Aslında, ben de cinayeti araştırıyorum... Fakat ben size bir şey sormak istiyordum.
Je voulais vous demander quelque chose.
- Cevabını araştırıyorum.
- Je me le demande.
Olmaz. Simonson olayını araştırıyorum.
Je travaille sur l'affaire Simonson.
Hayır, Bay William Simonson'ın ölümünü araştırıyorum.
Non. J'enquête sur le meurtre d'un M. Simonson.
140 yıldır toplumsal ve duygusal altyapılarımızı araştırıyorum.
J'étudie nos infrastructures socio-émotionnelles depuis 140 ans.
Hayır, adım Maindrian Pace, Chase Araştırmacılık'tanım. Sigorta şirketi için kazayı araştırıyorum.
- Non, M. Pace, l'expert de la compagnie d'assurance.
Rahman Habib adında birinin nerede olduğunu araştırıyorum.
Je me renseigne sur Rachman Habib.
Şey, dediğim gibi, aslında hala araştırıyorum.
Et bien,... je classe encore les données...
Los Angeles bölgesinde Rheiman cinayetini araştırıyorum.
J'enquête sur le meurtre Rheiman.
Ben babanızın ölümünü araştırıyorum.
J'enquête sur sa mort. C'est absurde!
Negativ etkilenmenin ESP üzerindeki etkilerini araştırıyorum.
Les effets négatifs sur la perception extrasensorielle.
Bir kadını araştırıyorum.
J'ai besoin d'informations sur une femme.
Araştırıyorum, araştırıyorum araştırıyorum ama anlayamıyorum, Willy!
J'ai beau chercher chercher je n'arrive pas à comprendre, Willy
Nereyi vurduğunu araştırıyorum.
Je cherche le point d'impact.
- Araştır şu ismi! - Araştırıyorum efendim.
Tu remettras la radio en état quand tu auras fini.
Ve Birleşik Devletler Orman Hizmetlerindenim Olası bir araç kazasını araştırıyorum, ölümlü vaya yaralı her ikiside olabilir.
Je travaille pour le service forestier et j'enquête sur un délit de fuite possible impliquant un animal qui aurait été tué ou blessé par une auto.
Elk Cove'u araştırıyorum.
J'ai déjà appelé tous les abonnés d'Elk Cove.
Sizin hukuk sisteminizi araştırıyorum.
J'étudie votre systême judiciaire.
Bir davam var, büyük bir dava. Uzun süredir araştırıyorum.
Je suis sur une grosse affaire depuis pas mal de temps.
Ayrıca konuyu epey araştırıyorum... derinlemesine.
Mais je fais aussi beaucoup de... recherches.
Khitomer'de olan bitenleri araştırıyorum.
Je fais des recherches sur Khitomer.
Ben sadece görevimizle ilgili olası değişkenleri araştırıyorum.
J'explorais juste les différentes permutations possibles de la mission.
Gazete okuyor. Arkadaşının ortadan kayboluşunu araştırıyorum, Bayan Robertson adamın endişe kaynağı haline geldi.
Il lit le journal... j'enquête sur cette disparition... et MIle Robertson devient son idée fixe.
- Araştırıyorum.
- Je vais enquêter.
Ama onu araştırıyorum çünkü güzel bir şey olduğunu düşünüyorum.
J'ai appris cette langue parce que je trouve ça beau.
Ben sadece onun neler yapmış olduğunu araştırıyorum.
J'essaie de savoir ce qu'elle a fait.
Sivil hizmet için Dünya'ya dönme ihtimallerini araştırıyorum.
J'étudie la possibilité d'un retour à la vie civile sur Terre.
Tüm gayretimle onun nerede olduğunu araştırıyorum.
Tous mes hommes sont à sa recherche.
Bir suçu araştırıyorum.
J'enquêtais sur un crime.
Sınıf arkadaşınızı araştırıyorum.
J'enquête sur votre camarade.
Onlar için yılan balıklarını araştırıp para alan birisini tanıyorum.
Je connais un type qu'ils ont payé pour étudier les anguilles.
Etrafı araştırıyorum.
Je fouine.
- Yayıncın kim? - Hala araştırıyorum.
- Qui est votre éditeur?
Hayır ama kendi canına kıydığına inanmıyorum tüm olasılıkları da araştırmak isterim.
Non, mais je ne crois pas qu'il se soit suicidé. J'aimerais explorer toutes les possibilités.