Ağa translate French
544 parallel translation
Ağa atma.
Ne le prenez pas à l'épuisette! Non!
Ağa atma.
Pas à l'épuisette!
Sonra da hemen ağa uzandım.
J'y vais.
Ağa dokunma Connie!
Ne touchez pas la toile, Connie!
Çünkü nasıl ki balıklar tutulmak için yaratılmışsa,... erkekler de her zaman kızlarca öyle ağa düşürülürler.
[car les hommes sont faits pour être pris par les filles,..] Nedda!
Farkındaydım ki, eninde sonunda o ağa hücum etmem lazımdı. Gün gibi açıktı.
Je savais que tôt ou tard, elle dévalerait sa toile et foncerait vers moi.
Bir ağa takılmış.
Dans une toile d'araignée.
Roy Ağa seni çağırıyor.
Le seigneur Roy vous appelle.
Roy Ağa!
Maître Roy!
Yoksa nasıl Roy soyundan bir ağa olabilir?
Sinon, comment serait-il un propriétaire de la lignée Roy?
Ağa mı?
Propriétaire?
Hareket edemiyoruz. Sanki şey gibi ağa takıl-- -
On ne peut pas bouger, pris comme des...
Daha iyi balıkları ağa çekemeyecek duruma geldiğinde onu bıraktı.
Quand elle a cessé d'attirer les plus belles proies, il l'a lâchée.
Jorge ve Memo kahrolası ağa yakalandıkları geçiş yerindeler.
Et Jorge et Memo dans le col, où ils ont été pris par ce fichu filet.
Bu ağa sıkışanlar neden yürüyüşte değil?
Pourquoi ne sont-elles pas en randonnée?
El ve ayaklarını, bu şekilde, ağa yerleştir.
Mettez vos mains et vos bras dans le filet.
Matt'in altını bulmak için Danimarka'ya doğru yola çıktığını... 3. Bölgedeki ağa bildir.
Alertez la zone 3 que Matt est en route pour récupérer le milliard.
Ağa iyi düştüler.
Une belle prise.
- Ağa yaklaşıyorlar.
- Ils s'apprêtent à refermer la toile.
Yine ağa takıldı.
- En plein dans le filet.
Bizim Monty, ağa düşmüş sinek gibi çırpınıyor yani.
Monty est aussi coincé qu'une mouche sur du papier tue-mouches.
- Yine dalmışsın, Hasan Ağa. - Hasan Ağa defineleri düşünüyor.
- Vous êtes dans la pensée profonde, Hasan.
- Tamam, Cabbar Ağa. - Eline sağlık.
- C'est finit, Cabbar.
- Kızma be Cabbar Ağa. Söyledik işte.
- Ne te fâche pas, je dit seulement...
- Atım öldü, Tahir Ağa'm.
- Mon cheval est mort Tahir Aga
Kaç gündür borç para arıyorum. Yanlarında çalıştığım bütün Ağa'lara, Dayı'lara gittim.
Je suis allé à chacun pour qui j'ai travaillé.
Kurban olayım, yapma Ağa'm.
- Ne me frappe pas.
- Cabbar'ı gördün mü, Ağa'm?
- As-tu vu Cabbar?
Bu tren beş dakika sonra Merkez Ağa dönecektir.
Ce wagon regagnera le réseau central dans cinq minutes.
İyi geceler, ağa.
Bonsoir, chef.
Kusura bakma, ağa.
Désolé, chef.
Tursen ağa?
Grand Tursen!
- Uraz ağa, sizi... - Kes sesini!
Uraz, fils de Tursen...
- Çok çok özür dilerim, Uraz ağa... - Yine mi sen, pazar biti?
Mille pardons, mais mon...
- Ama, babanız Tursen ağa soruyor sizi...
- C'est le Grand Tursen qui te veut.
Bir rüya görmüş. Güvercin ağa yakalanmış ve arkadaşı tarafından kurtarılmış. Ama kumru yakalanıp güvercin kurtulduğunda, kumru ölmüş.
Elle a rêvé d'une colombe prise dans un filet, sauvée par une autre colombe qui tomba dans le filet, le mâle s'enfuit et la colombe fut égorgée.
Blakelock polis teşkilatının yarısını oraya yığdı. Şimdi avının ağa takılmasını bekliyor.
La moitié des forces de police de Blakelock... attend ce mastodonte.
Kendimi ağa takılmış gibi hissediyorum.
J'ai l'impression d'ëtre pris au piège.
Ağa nasıl takılırlar?
Madame, leur pouls a cessé de battre.
- Ağa ne takıldı dersin? Bir balina mı ki?
Qu'est-ce qu'on bien pu ramasser Une baleine!
Ağa seni görecek.
Le Maître vous appelle.
Teşekkürler.
Dès demain je serai une dactylo. La fille de l'Aga Khan...
Ve her gak ve guk Ve aga ve kak...
Et chaque cott-cott, Et chaque coin-coin,
Tursen Aga. Oğlun Uraz'ı göremedim.
Grand Tursen... nous n'avons pas vu Uraz, ton fils.
Hoşgeldiniz, Tursen Aga.
Bienvenue, maître.
Göz kamaştırıcı bir güzellik bu Tursen Aga.
Il est beau, maître.
İyi günler, esenlikler ağa.
Maître!
Müjde Tursen aga, müjde.
Maître! Quelqu'un arrive.
Bağışlayın Tursen Aga. Beni dinlemedi.
Il m'a frappé!
Uraz'ı göremedim, Tursen aga?
Uraz est-il malade?
Bu şeyden vazgeçtiğin anlamına mı geliyor? Fransızların kibarca ifade ettiği üzere eski "aga-nigi" den?
Est-ce que vous devez renoncer à ce que les Français appellent joliment le...