English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Babanın

Babanın translate French

18,463 parallel translation
Öz babanın bunu yapacağına inanmamı mı bekliyorsun cidden?
Tu t'attends à ce que je crois que ton père ferait ça.
Kabul edeceğim tek barış, babanın mızraktaki kellesidir!
La seule paix que j'accepterai est la tête de ton père sur une pique.
Babanın emirlerine karşı gelmek zayıflık değildir.
Ce n'est pas de la faiblesse de désobéir aux ordres de ton père.
30 yıl önce çok benzer koşullar altında babanın yanında durdum.
Il y a 30 ans, je me tenais aux côtés de ton père dans des circonstances similaires.
Babanın doğum günü ne zamandı?
C'est quand, l'anniversaire de ton père?
Babanın seni ne kadar çok sevdiğini asla unutma Kubo.
N'oublie pas à quel point il t'aimait, Kubo.
Ama babanın değil..
C'est pas celui de ton père.
Evet, çünkü babanın izinden gidip politikaya gireceksin bütün o yalan dolana...
Mais oui, mais... fatalement, ça te fait rejoindre les traces de ton père, donc la politique, donc les magouilles en tout genre...
Babanın teknesiyle birlikte iki tekne daha kayboldu.
Le bateau de papa et deux autres bateaux ont disparu.
Madrid'e taşınıp depresyonun pençesine düştüğümde sana hiç anlatmadım.. ... ama babanın ve trendeki o adamın ölümü nedeniyle korkunç bir suçluluk hissine boğuluyordum.
Quand on a déménagé à Madrid et que j'étais en dépression, je ne t'ai rien dit, mais je me sentais coupable de la mort de ton père et de celle de l'homme du train.
Gök Tanrı'nın kurallarına uyarak yaşarsan benim tahtımı devralacak babanın tahtını da sen devralırsın.
Vis suivant les lois du Ciel Bleu, et tu suivras les traces de ton père qui suit les miennes.
Babanın hanedanlığının bayrağı altında genişliyor.
De s'étendre sous l'étendard du clan de votre père.
Babanın tek istediği sen bulmaktı.
Tout ce que ton père voulait c'était de te trouver.
Bay Luciux Fox babanın bilgisayarını birkaç gün önce tamir etti, biliyorsun değil mi?
Vous savez que M. Lucius Fox a réparé l'ordinateur de votre père il y a quelques jours, n'est-ce pas?
Babanın yaptığı şeyleri sır olarak saklamasının bir sebebi vardı. Sevdiklerini korumak.
Peut importe ce que votre père faisait, il le faisait en secret pour une raison, pour protéger ceux qu'il aimait.
Buyur ama, babanın çalışmalarına devam et. Seni durduramam delikanlı. Denedim zamanında, değil mi?
Donc allez-y, continuez le travail de votre père.
Bay Luciux Fox babanın bilgisayarını tamir etti, ama o küçük kızın hayatını tehlikeye atmana izin veremem.
Lucius Fox a réussi à réparer l'ordinateur de votre père. Je refuse que vous mettiez cette gamine en danger.
Bu iş bu kadar gizliyse neden babanın takviminde yer alsın?
Si ça figure dans son calendrier, c'est que ce n'est pas si secret.
Thomas Wayne'le tanışana dek gerçek bir babanın nasıl biri olabileceğini bilmiyordum.
Avant Thomas Wayne, je ne savais pas ce qu'était un vrai père.
Babanın tek oğlu sensin Bruce.
Tu es le fils unique de ton père, Bruce.
- Babanın suikastini emreden adamdan.
A l'homme qui a orchestré le meurtre de vos parents.
Babanın sevgiyle andığı ideallerine değdi mi?
Ces idéaux chéris par ton père valent-ils ce coup?
Babanın dostuydum.
J'étais un ami de ton père.
Onları ve kendini düşün ve babanın yapmadığı seçimi yap.
Dans leur intérêt comme dans le tien, Fais le choix que ton père n'a pas fait.
Görünüşe göre babanın oğlusun.
Il semble que tu es bien le fils de ton père.
Bruce, babanın inandıkları adına savaşacak cesareti vardı.
Bruce, ton père a eu le courage de se battre pour ce en quoi il croyait
- Babanın suikastini emreden adamdan mı?
À celui qui a commandité le meurtre de votre père?
Annem seninkinin, babanın durumu hakkında gerçekçi olması gerektiğini söylüyor. Prenses, Jeanette, susun!
Ma mère dit que ta mère devrait être plus réaliste à propos de son état.
Ve sen de babanın bıraktığı bir notla beni durdurabileceğini sanıyorsun.
Parce que tu vas m'en empêcher en appelant ton papa?
Bana babanızın nasıl bir adam olduğunu bildiğinizi söylemiştiniz.
Vous savez ce qu'était votre père.
Lord Tyrion, bana babanızın korkunç bir kral olduğunu söyledi.
Votre père était exécrable, comme roi.
Ve siz, Lord Cerwyn Ramsay Bolton diri diri babanızın derisini yüzdü.
Et vous, Lord Cerwyn, votre père fut écorché par Ramsay Bolton.
Kael Pindanon, Arborlon duvarlarının ardına saklandı baban Shea Ohmsford'ın yanında savaşırken korkudan titriyordu.
Kael Pindanon s'est cachée derrière les murs d'Arborlon, tremblante de peur, quand ton père s'est battu aux côtés de Shea Ohmsford.
Baban ve ordusu sen kollarımdayken kaçabileyim diye hayatlarını verdi.
Ton père et son armée sont morts pour que je m'échappe avec toi, bébé.
İstediğin bu mu? Hayatını mahveden korkunç canavarla savaşacak mısın? Talihsiz baban gibi değerini mi kanıtlayacaksın?
Si tel est ton souhait, bats-toi avec un monstre hideux qui a gâché ta vie juste pour prouver ta valeur comme ton père condamné.
Babanı cebinde taşıyor gibi olacaksın.
" Ce sera comme avoir un papa dans la poche.
Baban başaramadı.
Il n'a pas survécu.
Baban dedi iki kar, çarpışmanın gücünü soğurmuş.
Ton père a dit que ça a absorbé un peu l'impact. C'est pour ça qu'on a survécu.
Baban olmasaydı çok daha fazla olurdu.
Il y en aurait eu plus si ton père n'avait pas été là.
İşte o zaman belki, sadece bir ihtimal bu günü ve babanızın elemini hatırlar da ihtiyaç duyduğu zamanda ona merhamet göstermediğiniz için kendinizden utanırsınız.
vous vous souviendrez de ce jour et de la douleur de votre père, et que vous aurez honte du manque de compassion que vous lui avez montré quand il en avait besoin.
Burada anneni ve babanı öldüren adamın ismi var.
Ici se trouve le nom de l'homme qui a tué vos parents.
Babanızın dosyaları için hâlâ kod çözme programı lazım.
Le programme n'a pas fini de décrypter les fichiers.
Yani baban Karen Jennings'in denek olduğu bir programın olduğunu öğrendi... -... ve programı kapattı.
Ton père a découvert que Karen était cobaye pour ce programme et a tout arrêté.
Anneni ve babanı öldürtmek için Matches Malone'la iletişime geçen adamın lakabı The Philosopher.
L'homme qui a engagé Malone pour tuer tes parents était surnommé le Philosophe.
Babanızın yanındaki adama iyi bakın.
À côté de votre père.
Anneni ve babanı öldürtmek için Matches Malone'la iletişime geçen adamın adı The Philosopher.
L'homme qui a envoyé Matches Malone tuer tes parents - est surnommé le Philosophe.
- Babanın yanındaki adama bak.
Regardez l'homme à côté de votre père.
Babanızın istediğinin de bu olacağını düşünüyorum.
Je pense que c'est ce que votre père voulait.
Babanız eylemlerinin sorumluluklarını alırdı.
Votre père a endossé la responsabilité de ses actes.
Hiç baban bu kadar kesin olmasaydı nasıl bir hayatı olurdu diye düşünmedin mi?
N'avez-vous jamais imaginé une vie où votre père n'aurait pas eu cette certitude?
"İyi iş çıkardın" demesini mi bekliyorsun? Çünkü baban sana bunu asla söylemeyecek.
Si tu veux des félicitations, oublie-les, ton père t'en donnera jamais, voyons.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]