Bayıldın translate French
1,607 parallel translation
Bayıldın.
Tu t'es évanoui.
- Sana söyleyince bayıldın.
- Tu t'es évanouie quand j'ai dit...
Hayır, üzülmedin. Buna bayıldın.
Oh non, t'en es ravie!
Bayıldın ve tekrar kanaman başladı. Ama herşey düzelecek.
Tu t'es évanouie et tu as recommencé à saigner, mais tout ira bien.
Sadece bayıldın.
Tu t'es juste évanouie.
- Köpeğe bayıldın.
- Tu adores ce chien.
Koridorda bayıldın.
Vous vous êtes évanoui dans le hall.
Merhaba, ben Julia. Lütfen mesaj bırakın. Bugün, saat 4'te Chesapeake Körfezi Köprüsü iki yönlü trafiğe kapatıldı.
Veuillez me laisser un message à 4 : 00 aujourd'hui, le Pont de Chesapeake Bay est fermé dans les deux directions.
Bayıldığın için öyle şanslısın ki.
Toi, t'as eu de la chance de t'être évanoui.
Bay Kim'in temsilcileri bir başsağlığı bildirisi yayınlayarak Hayes ailesine yapıldığı söylenilen bu vahşice saldırıda kesinlikle ilişkilerinin bulunmadığını bildirdiler.
Les porte-parole de M. Kim ont publié une déclaration dans laquelle ils présentent leurs condoléances aux amis et à la famille. Ils nient formellement une quelconque participation à, je cite : "Cet acte de violence monstrueux".
Merhaba Bay Altın yıldız.
Salut, M. Etoile en or.
Onuncu kata çıktım, 1009 nolu odanın kapısı açıldı ve karşıma Bay Smith çıktı.
Quand j'étais au dixième étage... la porte de la chambre 1009 s'est ouverte et M. Smith était là. Donc j'ai feint d'aller vers l'ascenseur et on l'a pris ensemble.
Rock yıldızlarının limuzine bayıldıklarını duyuyorum.
Et tu sais quoi?
Cenaze törenine katıldığınızı neden bana anlatmadınız, Bay Vance?
- Vous ne m'aviez pas dit ça, M. Vance.
Bayıldığını söylediğinde, aslında tersini mi ima ediyorsun?
Quand vous dites que vous aimez ça, voulez-vous dire que vous n'aimez pas ça?
Yarının şanslı, yetenekli yıldızı Bay Tiny Joe Dixon!
Qui a assez de chance et de talent pour être la star de demain? M. "Mini" Joe Dixon!
Bakın bana bir bayım Ben bir yıldızım
Regardez-moi, monsieur, je suis une star
Bakın bana bayım Ben bir yıldızım
Regardez-moi, monsieur, je suis une star
Hayır, yanıldığınız nokta da burası, Bay Dulaine.
- Non. C'est là où vous vous trompez, monsieur Dulaine.
- Bayıldığını söylediler.
- Vous vous êtes évanouie?
Jacks'in Arjantin'e berbat bir ishalle gitmiş olmasının aynı etkiyi vermeyeceğine katılıyorum. Karşıdan gelişime bayıldım.
Jacks arrivant en Argentine avec une méchante diarrhée, ça aurait pas eu le même impact.
Kurdeleye bayıldım.
- J'adore le petit nœud.
Yaptığın piksel eşlemeye bayıldım.
Le bitmapping est super.
Bay Irving'in, gerçekte, görüşmenin yapıldığı tarihte Howard Hughes'la....... karşılaşmadığını doğruluyor musunuz?
Vous affirmez que M. Irving n'a pas rencontré M. Hughes cette journée-la?
Kaza anında yüzünün dağıldığını söylersin bu yüzden, Bay...
Tu diras que tu t'es blessé au visage dans l'accident. Pas conséquent, monsieur...
Bayıldıklarını söylemek için mi aramışlar?
Ils ont appelé pour dire ça?
Çılgın Hafta sonu'na bayıldım.
J'adore "Week-end chez Bernie".
Bay Daley, dürüstçe söyleyeyim. 43 yıldır bu ajanstayım hiç sizinki gibi özgeçmiş görmedim.
M. Daley, honnêtement, en 43 ans de carrière, je n'ai jamais vu un C.V. comme le vôtre.
Neden? Bugünkü, gelemeyen konuğumuz Bay Pickleton yüzünden. Neredeyse bir on yıldır tek birşey için o adamı bekliyorum.
Parce que mon invité invisible que je veux rencontrer depuis 10 ans pour lui demander pourquoi, pour l'amour du ciel, il a vendu le meilleur joueur du monde, n'est pas là.
- Ona bayıldığını ve buraya getirildiğini söyleyebilirsin.
Vous pourriez dire que... vous vous êtes évanouie.
Onun dudaklarına kafayı takmış biri olabilirim. Ayrıca rock'n'roll yıldızlarına da takıntılı olabilirsiniz. Sahneye fırlayıp bayılan kadınlar gibi.
On peut aussi être obsédé par des stars du rock - on se souvient des femmes qui se jetaient sur Elvis, les Beatles,
Şimdilik iyi görünüyor, fakat niçin bayıldığını anlamak için bazı testler yapmam gerekiyor.
Elle va mieux mais je ferai des tests pour savoir pourquoi elle a perdu connaissance.
Niçin bayıldığını bulabildiniz mi?
Avez vous découvert ce qui a causé sa perte de connaissance?
Sarah'ın neden sana bayıldığını ve... Johnny Smith'in neden bu kadar gözünün korktuğunu şimdi anlıyorum.
Je vois pourquoi Sarah tenait tant à vous, et pourquoi Johnny Smith était si intimidé.
Bay Cole ucuz bir dünyanın adaletsizliğiyle çıldırmıştı. Kolay yoldan şöhrete takıntılıydı.
" M. Cole était furieux au-delà de la raison contre les injustices d'un monde minable, obsédé par la gloire facile.
Bay ve Bayan Moore, atlarınızın eyeri takıldı ve hazır.
Moore, vos chevaux sont sellés et prêts. Cletus est très doux, mais ils sont amoureux.
Oğlum! Yeni aldığın arabaya bayıldım.
J'adore la nouvelle voiture que tu m'as offerte.
Karınızla aranız nasıldı, Bay Gregory?
Comment cela se passait avec votre femme, Mr Gregory?
Annem telefonu alır ve bana bayıldığını söyler.
Et là, elle me dit qu'il a adoré.
- Bayıldığını biliyorum.
- Je sais que si.
Ve daha iyi birşeyler yapmam gerekiyordu, dizinin ilk yedi yılında hayranların izlemeye bayıldığı adamı unutturmak için.
J'avais besoin d'un truc encore mieux pour faire oublier le type que les fans avaient adoré durant les sept premières saisons.
Bayıldığım bir şeyi örnek vererek nefret ettiğim bir şeyi aşağıladın.
Tu viens d'insulter quelqu'un que je déteste en faisant référence à quelque chose que j'adore.
Tiffani - oh, pastel tonlarındaki dağınık taşlı şifonuna bayıldım.
J'adore votre petit haut bien moulant.
... işte Queens Boulevard'ın yıldızı Bay Vincent Chase.
Parle. ... l'honneur de vous présenter la star de "Queens Boulevard," M. Vincent Chase.
- Biraz yaramaz değil mi? ... - Suratına bayıldım.
Très malicieux celui-ci, n'est-ce pas?
Karınız bu sabah bayıldığında genç bir kadındı, kısa bir süre sonra ayıldığında ise 50 yıl yaşlanmıştı öyle mi?
M. Tyler, quand votre femme s'est évanouie ce matin, elle était jeune. Elle s'est réveillée une minute plus tard et elle avait 50 ans de plus?
Karınız bu sabah bayıldığında genç bir kadındı, kısa bir süre sonra ayıldığında ise 50 yıl yaşlanmıştı öyle mi?
Elle détient la réponse sur les 4400. - Votre rapide vieillissement a accéléré le sien.
Kadın bayıldı. Düşerken de kafasını sehpaya vurdu. Kafası kanayan baygın bir kadının yanında cankurtaran beklerken buldum kendimi.
Une fois, une mère célibataire s'est évanouie et cognée la tête, en attendant les secours, j'étais coincée avec une femme inconsciente qui saignait.
- Ondan hoşlanmadığınızı sanmıştım. - Ben ona bayıldım.
- Je croyais qu'elle vous plaisait pas.
Karakterin bugüne uyarlanmasına bayıldım.
Je n'arrivais pas à croire que j'avais trouvé un type qui en vendait un. J'aime comment il réactualise le personnage.
Hangi noktada bayıldın?
Je ne me suis pas évanoui.
bayıldım 246
bayılıyorum 60
bayıldım buna 17
bayılırım 130
bayıldı 103
bayılıyor 17
bayılacağım 23
bayılacaksın 66
bayılmış 29
bayılacaksınız 29
bayılıyorum 60
bayıldım buna 17
bayılırım 130
bayıldı 103
bayılıyor 17
bayılacağım 23
bayılacaksın 66
bayılmış 29
bayılacaksınız 29