English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bekliyorum

Bekliyorum translate French

9,911 parallel translation
Mesaj yazarken de yazdığım çıkana kadar bekliyorum.
Et quand j'écrivais, il y avais un lag.
İzliyor ve bekliyorum.
J'observe et j'attends.
Senden ünvanı ve toprakları iade etmeni bekliyorum.
J'attends de toi que tu me rendes mes terres et mon titre.
Ne çocuğum, ne de çocuk bekliyorum.
Je n'attends pas d'enfant et je n'en suis pas une non plus.
- Korkuyla bekliyorum.
- Je suis terrifié.
Arama bekliyorum.
On va me donner l'info.
Babamın seni kapı dışarı etmesini sabırsızlıkla bekliyorum kesin manyak annen gibi kamyonculara sakso çekersin sen de.
Je suis impatient que mon père te jette à la rue et que tu doives sucer des routiers pour manger comme ta tarée de mère.
Annemin gelmesini bekliyorum.
J'attends ma mère.
Sizin saçmalıklarınıza ayıracak vaktim yok ve hâlâ son partiden gelecek olan kavanozumu bekliyorum.
J'ai pas de restes pour ta gnôle et j'attends toujours mon bocal de ta dernière cuvée.
Bir gün öyle gittiği gibi geri gelmesini bekliyorum o ruhun.
Je continue à espérer que ça reviendra comme s'est parti.
- Yarım saattir bekliyorum.
- J'attends depuis 30 minutes. - Le secrétaire a été retenu.
Dört gözle bekliyorum.
Je ne peux attendre.
Başımıza gelecek diğer kötü şeyi bekliyorum.
J'attends toujours l'autre chaussure pour laisser tomber.
Birini bekliyorum...
J'attends quelqu'un...
Ben de ondan haber bekliyorum.
J'attends des nouvelles.
- Anestezinin etkisini göstermesini bekliyorum.
J'attends que l'anesthésiant lui fasse effet.
Bunu yeterince uzun zamandır bekliyorum.
J'ai attendu ça assez longtemps.
Bir seçim yapmanı bekliyorum.
J'attends de toi que tu fasse un choix.
- Hanımefendi, 20 dakikadır burada bekliyorum.
Madamji, je vous attends depuis 20 minutes.
Dışarıda bekliyorum.
Je ne demande qu'à sortir de là.
Hep haşin bir erkek gibi davranmanızı bekliyorum... lakin sizden ince nükteler çıkıyor böyle.
Je m'attends toujours à ce que vous soyez si diaboliquement viril. et ensuite surgissent ces soupçons de bon sens.
Bay Chandler, sana iyi günler diliyorum ve özel durumumuzla ilgili çabuk ve uzlaşmacı bir çözüm bekliyorum.
M. Chandler, je te souhaite une bonne journée et j'attends une rapide et pacifique résolution à notre situation particulière.
Ben de senden şunu bekliyorum.
Tout ce que je vous demande c'est que vous...
Lahana turşusunun gitmesini dört gözle bekliyorum böylece yönetimi devralabiliriz.
Je brûle de voir partir la choucroute pour prendre les rênes.
- Heyecanla bekliyorum.
J'ai hâte!
Seni ofisimde bekliyorum.
Viens me voir dans mon bureau.
Saatlerdir burada kıçını oynatmanı bekliyorum.
Je suis celui qui a été vous en attendant bouge ton cul. C'est partit.
Bana işkence ettiğinden beri bu anı bekliyorum.
J'ai médité ce moment depuis que tu m'as torturé.
Dört gözle bekliyorum.
Je me réjouis à l'avance.
Kardeşlerimize yakın zamanda ziyarete geleceğimi söyle. Terbiyelerini takınmalarını bekliyorum.
Dis à nos frères que je viendrais bientôt les voir, et je ne m'attends à rien de moins que leur meilleur comportement.
Ghost'u bekliyorum, bize mal satan aptal herifi.
J'attends Ghost, le connard qui nous fourni.
Temiz bir mücadele bekliyorum.
Pas de coups bas.
Bu orospu çocuğunu soyup soğana çevirmeyi dört gözle bekliyorum.
J'ai trop hâte de plumer cet enculé.
Dışarıda bekliyorum.
Retrouve-moi dehors.
Senin düşüncelerini sabırsızlıkla bekliyorum Bayan Editör.
J'ai hâte d'entendre votre avis, madame l'éditrice.
"Seninle birlikte geçirmem için izin verilen günleri sabırsızlıkla bekliyorum ve buradan çıktıktan sonra her günü."
"J'ai hâte de passer tous les jours que je pourrai à tes côtés, et quand tu sortiras, ce sera tous les jours."
Birinin gelip beni alması için bir saattir odamda bekliyorum ama.
J'ai attendu toute la matinée dans mon box qu'on vienne me chercher.
Sırf hamileliği artık bitsin diye bebeğin doğmasını dört gözle bekliyorum.
Aussi. J'ai hâte qu'elle accouche, comme ça, elle sera plus enceinte.
Onunla tanışmanızı sabırsızlıkla bekliyorum.
Je ne peux pas attendre pour vous rencontrée.
Şey, bende plastik bir odada oturuyorum ve beni vurup vurmama konusunda karar almalarını bekliyorum.
Eh bien, je suis assis dans une pièce en plastique En attendant pour eux de décider si elles vont me tirer dessus ou pas.
48 saat içinde bombalama operasyonunun başlatılmasını bekliyorum.
Je pense le feu des bombardements de commencer Dans les 48 heures,
Bombalamanın 48 saat içinde başlamasını bekliyorum.
Je pense bombardement commence dans les 48 heures.
Her şeyin şu anki gibi çok kötü olduğu ama oradan tekrar çok iyiye döndüğü o anı bekliyorum.
j attends juste... le moment opportun quand les choses seront moins affreuses comme en ce moment et deviendront vraiment bie
- Çok naziksiniz ama karımı bekliyorum.
C'est aimable de votre part mais j'attends mon epouse.
Ben evlenmeyi bekliyorum.
J'attends le mariage.
Bekleyeceğim Bekliyorum
J'attends Toujours
Dört gözle bekliyorum.
J'ai hâte d'y être.
Koridorda bekliyorum.
J'ai attendu dans le couloir.
Düğün gecemizi dört gözle bekliyorum.
J'attends avec impatience notre nuit de noces.
Bir saattir verandada bekliyorum.
Ça fait une heure que j'attends sur le porche.
Bir saattir bekliyorum.
J'attends déjà depuis plus d'une heure.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]