English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Belki sonra

Belki sonra translate French

4,110 parallel translation
- Belki sonra...
- Une autre...
- Es geç, belki sonra.
Peut-être plus tard.
Belki sonra poposuna şaplak atmak zorunda kaldın.
Tu devras peut-être lui donner la fessée.
Mesela sen şu anda aramaya çıkıp çıkmamayı, erkekçe bir hareket yapıp yapmamayı düşünüyorsun belki sonra somurtkan ikizi pantolonunu indirerek minnettar olduğunu gösterir.
Comme toi, en ce moment. Tu te dis que si tu sors la chercher en roulant des mécaniques, la ténébreuse jumelle enlèvera peut-être sa petite culotte pour toi.
Belki sonra, bir seri katili aramıyorken.
Peut-être plus tard, quand nous n'essayerons pas de trouver un tueur en série.
Belki sonra yavrum.
Peut-être.
Sonra düşündüm gerçi ya, ulan dedim belki de intihar etmek istiyordu.
Mais après je me suis dit, peut-être qu'il voulait se suicider.
- Belki de biraz hava aldıktan sonra...
Peut-être qu'on peut aller marcher et essayer... Merde, Evan.
Belki de seçimden sonra, yan yana çalışma fırsatı bulabiliriz.
Peut-être qu'après les élections, on trouvera un moyen pour travailler côte à côte.
Sadece belki belki bunu bölmenin farklı bir yolu olabilir gibi hissediyorum böylelikle iş için orada olabilirim sonra da hafta sonu bizim olur.
J'ai juste l'impression ça pourrait être un chemin pour diviser la différence. afin que je puisse être là pour l'emploi et puis avoir aussi nos week-end
Belki böylece, bir süre sonra canınız daha az yanar.
Et peut-être qu'à un moment donné, ça vous blessera juste un petit peu moins.
Bırak biraz düşünsün. Hem belki zindanda bir gece geçirdikten sonra daha fazlasını söylemeye gönüllü olur.
Laisse le réfléchir et y penser et peut-être qu'après une nuit aux cachots, il sera prêt à en dire plus.
Gibbs hala ölü eşine aşık ve ben de onun başarısız evlilik dizisindeydim. Ama sonra Tobias ve şimdi belki de Victor...
Et il aimait toujours sa défunte femme, et j'étais juste quelqu'un à ajouter dans la liste des mariages ratés, mais après Tobias et... et maintenant Victor peut être...
İşte, her ihtimale karşı şok tabancasını al. Bana vurduktan sonra bir şey olmazsa, işte o zaman belki dışarı çıkabilirim ve...
Tu me frappes, rien n'arrive, donc peut-être je pourrais sortir et...
Belki daha sonra, sen ve ben...
Après, on pourrait...
Belki o da öyle sanıyordu ama sonra eş cinsel olduğunu öğrendi.
Il a peut-être cru qu'il l'était, puis réalisé qu'il était gay.
O zaman ögleden sonra belki?
Cet après-midi?
Belki daha sonra ufak bir kuyruk deliği eklersin.
Peut-être plus tard tu pourras me recoudre un petit trou.
Belki de eve dönmeliyiz. Yediğin halttan sonra polis kaynıyordur orası.
Peut-être qu'on devrait rentrer. 268 ) } y a un paquet de flics qui nous attend!
Bizde öyle düşündük. ama belki bu sefer diğer çocukları saklarız. ve sonra efendimizin de yardımıyla biz...
On se disait que, pour cette fois, on pourrait cacher les autres, et qu'avec l'aide de Dieu, on pourrait...
Acaba Wilmington artık beyazlar, zencileri kendi saflarında silahla savaşırken görmeye alıştıklarına ve zenci askerlere eşit maaş verilmesine göz yumduklarına göre belki birkaç yıl sonra zenci üsteğmen ve yüzbaşı olması fikrine de alışırlar.
Vous croyez que... Si les Blancs se sont habitués à voir des Noirs armés combattre à leurs côtés et tolèrent que des soldats noirs perçoivent la même solde, un jour, peut-être, ils tolèreront des lieutenants et des capitaines noirs.
Ve sonra, Dedikoducu Kız kitap serisinin ilk kitabını yolladılar, ve ben, "Her şeye rağmen, belki de hala liseden ayrılmaya hazır değilimdir" diye düşündüm.
Ensuite on m'a envoyé le premier livre de la série "Gossip Girl" et j'étais du genre : "Je suis peut être prête à quitter le lycée finalement"
Ortadan üç kere vur, belki ondan sonra konuşuruz.
Mettez-en 3 au centre et on causera.
Yaşanan bunca şey varken ve kısa süre sonra ortaya çıkacaklar düşünülürse insanların belki de eski modaya ihtiyacı vardır.
Avec tout ce qui se passe. Tout ce qui va être dévoilé... Les gens ont besoin de choses démodées.
Belki sen biraz ilham verirsin uzun bir aradan sonra tekrar çello çalmak isteyen üzgün bir kadına?
Peut-être que tu as le fantasme d'aider une fille triste dans un pays lointain, qui joue du violoncelle.
Altıdan sonra belki boş oda olabilir dediler.
- Il y en aura peut-être après 6 h.
- Belki ondan da sonra.
Plus tard même, des fois.
Belki olanlardan sonra bunun için istekli değilsindir.
Peut-etre que tu n'es pas fait pour ca apres tout.
Ya da belki de açık arttırma düzenleyecek zamanın olmaz ve sen öldükten sonra bedavaya bize kalır her şey.
Ça ou bien alors, comme t'auras pas le temps de les vendre, après ta mort, on les aura pour rien..
Belki sorunlarını hallettikten sonra olmak istediğin gibi biri olabilirsin, nasıl olacağını da Tanrı bilir.
Alors seulement tu pourrais devenir le genre de personne que tu as l'air d'imaginer que tu es réellement, bien que seul Dieu sache de quoi il s'agit.
Belki de polise vermem lazım diye düşündüm. Doğru bir şey gibi gelmedi sonra.
J'aurais dû la donner à la police... ça ne me paraissait pas très juste.
Baksana, belki "Tehlikeli İlişkiler"'deki adam gibisindir. Herkes onun bir paranoyak olduğunu düşünüyordu ve sonra anlaşıldı ki UFO... mantıklı...
C'est comme dans Rencontres du 3e type... on croit le type parano mais en fait, il est juste réceptif aux ovnis.
Belki de 6 yıldan sonra, biri burayı almayı düşünmüştür.
Au bout de six ans, il y a peut-être un acheteur.
Peki ben neden mali durumumu düzeltecek bir yol bulamıyorum. Sen babamın bir ömür uğraşıp yaptıklarını heba ettikten sonra sana belki sekiz ay falan bakabilirim.
Dans ce cas, je vais trouver une façon de gérer mes finances pour que je puisse te faire vivre dans huit mois, quand t'auras gaspillé ce que notre père a mis toute sa vie à économiser.
Belki, sana sonra kasabayı gezdirebilirim.
Peut-être que je te verrais par ici et je te montrerais la ville.
Belki sonra.
Une autre fois.
Gidip yardım etmek istedim ama ona asılıyor gibi görünmek istemiyordum çünkü bilirsiniz, belki bir zaman sonra asılmak isterdim.
Je voulais l'aider, mais je voulais pas avoir l'air de la draguer. J'aurais bien aimé la draguer, un jour...
Belki de bundan sonra biraz daha dikkatli olmalıyız.
On devrait peut-être faire un peu plus attention à l'avenir.
Yani, bu sadece bir şey, sonra belki bir başkası.
Tantôt une chose, tantôt l'autre...
Ve sonra ben, "Belki siyah bir kedidir" dedim. "Hayır" dedi,
Et il a dit non. J'ai dit un chat.
Ve sonra belki arkadaş olmamız için bir şans olabilir.
Alors peut-être qu'on pourra être amis.
Bilemiyorum, yarım saat sonra belki.
Je dirais encore 30 minutes.
Elizabeth. Belki bunu bilmek hoşuna gider... Sen öldükten hemen sonra kızının yaşamasına izin vereceğim.
Elizabeth... je laisserai votre fille vivre.
Ama belki Michael yalan söylememiş olsaydı az sonra oğlundan gelecek telefon yüzünden içinde bir şüphe uyanmazdı.
Mais peut-être que, si Michael n'avait pas menti, il n'aurait pas eu de soupçons quand, un peu plus tard, - son fils le rappela... - Tu sais quoi?
Belki de 10 dakika sonra cennette ona sorabilirim.
Peut-être. Dans 10 minutes je serai au paradis. Je pourrai lui demander.
Rezil etme kısmını hallettikten ve gözde çocuğu yerin dibine soktuktan sonra belki de çoktan kazanmış sayılırdım.
L'humiliation étant réglée et le favori pratiquement éliminé, j'avais peut-être déjà gagné.
Savaştan sonra da belki hepimiz seni paylaşırız.
Après la bataille, on vous partagera peut-être.
Bazen erken yaşta bulaşıyorsun bu işlere bir şeyler oluyor, sonra başka şeyler oluyor sonra kız gidiyor çocuğu da yanında götürüyor belki...
Parfois, on s'engage un peu trop jeune. Il arrive des trucs... puis d'autres trucs, et elle se barre. Il arrive qu'elle prenne le gamin.
Bundan sonra çıkıp, belki bir içki içmek ister miydin?
tu veux partir après ça et prendre un verre...
Belki de öylesindir diye düşündüm, sonra 15 sene geçtiğini fark ettim.
Je pensais que peut-être, et j'ai réalisé que c'était il y a 15 ans.
Belki şimdi yerine sonra ararsın.
Donc peut-être qu'on va attendre cet appel

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]