Bildiğimiz kadarıyla translate French
571 parallel translation
- Bildiğimiz kadarıyla Doktor.
- Qu'en savons-nous, docteur?
Bildiğimiz kadarıyla yalnız karım ve ben sağ kaldık çünkü saatlerdir kimseyi görmedik veya duymadık.
Ma femme et moi, nous paraissons être les seuls survivants. Nous n'avons aucun contact avec l'extérieur.
Bildiğimiz kadarıyla Herald Tribune, 10 Kasım, 1950.
Pour autant que nous sachions, le Herald Tribune du 10 nov. 1950.
İlki, bu okulun bildiğimiz kadarıyla gerçekleri öğretmesi.
enseigner la vérité dans la mesure où on la connaît.
Bildiğimiz kadarıyla doğum ona çok fazla geldi.
Pour autant que nous le savons, C'en était trop pour lui.
Bilmiyorum. Bu bir hastalık değil. En azından Dünya'da bildiğimiz kadarıyla.
Je ne sais pas, c'est inhabituel, ce n'est pas une maladie terrienne.
- Bildiğimiz kadarıyla hayır.
- Pas à notre connaissance.
Bildiğimiz kadarıyla dört ay önce, bir hava saldırısında.
Pour autant que nous le sachions, il y a quatre mois dans un raid aérien.
Bildiğimiz kadarıyla, hiçbir yerde tek bir ahlaki bozulmaya sebep olmadı.
Je me suis dit : "Ce Klingon est vraiment pas mal."
Bildiğimiz kadarıyla Beshraavi bizim programlarımıza karşı çıkıyor ve yakın zamanda etki gösterecek şiddet içeren bir plan yapıyor.
Nous savons juste que Beshraavi s'oppose à notre programme et prévoit d'exercer une opposition violente dans un avenir proche.
Bildiğimiz kadarıyla ameliyatı tamamlamış olmalılar.
Il ont peut-être terminé l'opération maintenant.
Bildiğimiz kadarıyla, hayır.
Pas que nous sachions.
Bildiğimiz kadarıyla hayır.
Enfin, autant qu'on le sache.
Bildiğimiz kadarıyla.
Ce que nous en savons.
Cidden, bildiğimiz kadarıyla, Mike şu anda bu numarayı gerçekleştirebilen bu ülkedeki tek kişi.
Entre nous, Mike est le seul, en Amérique qui ose exécuter cet audacieux numéro.
Bildiğimiz kadarıyla Gen. Alexander Gen. Clark'ın birliğini almanızı istemiş ama tokatlama olayı yüzünden bu görevden vazgeçilmiş.
Le général Alexander aurait suggéré... que vous remplaciez Clark en ltalie... mais c'était sans compter l'incident.
İşte bu kadar. Hepsi bu. En azından bizim bildiğimiz kadarıyla.
Voilà tout ce qui reste, à ce que l'on sait.
Bildiğimiz kadarıyla hepsi yasal.
Entièrement légal, à ce qu'on sait.
Bildiğimiz kadarıyla hayır, efendim.
- Pas que nous sachions.
- Bildiğimiz kadarıyla, hayır.
Pas que nous sachions.
Bildiğimiz kadarıyla.
A ce qu'on croit.
Belkide ötekilerini de bildiğimiz kadarıyla!
Et peut-être même mes deux amies, et Jerry.
Şimdi, bir kuyruklu yıldız en azından bildiğimiz kadarıyla çoğunlukla donmuş malzemelerden meydana gelir. Buz, belki donmuş amonyak bir miktar donmuş metan.
D'après ce que l'on sait, une comète... contient surtout de la glace... de l'eau et de l'ammoniaque congelées... et un peu de méthane congelé.
Kainattaki sayısız dünya benzeri gezegenlerdeki gibi, dünyamızda yaşamın kaynağı fosillerden bildiğimiz kadarıyla, dünyanın oluşumundan kısa bir süre sonra meydana geldi.
On sait que la vie sur Terre est apparue peu après sa formation. Cela laisse supposer que l'origine de la vie serait... un processus chimique inéluctable sur des planètes similaires... à travers le cosmos.
Bildiğimiz kadarıyla hücre içindeki nöron denen küçük elemanlar her seferde bir bitlik bilgi aktarıyor.
Ce qu'on sait est encodé dans les neurones... dont chaque connexion correspond à un bit d'information.
Bildiğimiz kadarıyla bu fırtına zamanda bazı değişikliklere yol açtı.
Cet orage a eu un effet sur le temps.
Bildiğimiz kadarıyla hayır, efendim.
Pas à notre connaissance.
Burası keşmekeş içinde, ancak şimdilik bildiğimiz kadarıyla...
Le désordre est total. Voici tout ce que nous savons :
Ve bildiğimiz kadarıyla da, geçmişinde hiçbir sabıkası da yoktu.
Autant qu'on sache, il n'avait jamais été violent.
Bay Uxbridge, bildiğimiz kadarıyla, siz, karınız ve bu ev saldırıdan tüm kurtulanlarsınız.
M. Uxbridge, autant que nous sachions, vous, votre femme et cette maison êtes les seuls survivants.
Bildiğimiz kadarıyla birbirlerini pek tanımıyorlar.
Pour autant qu'on le sache, elles se connaissaient à peine.
Askeri siciliniz, tabii bildiğimiz kadarıyla, çok açık.
Ce que nous savons de votre passé militaire est très clair.
Çok gizli bilgileri açıkladığı için soruşturulmuyor ya da suçlanmıyor. Bildiğimiz kadarıyla ClA de onu sorguya çekmiyor.
Il n'est ni interrogé, ni inculpé pour avoir révélé des secrets, ni même, semble-t-il, débriefé par la CIA.
Hayır, bildiğimiz kadarıyla yok.
Pas qu'on sache.
- Bildiğimiz kadarıyla üç tane.
- Trois, d'après ce qu'on sait.
Bildiğimiz kadarıyla rotayı değiştirmek de bizi o çarpışmaya götürebilir.
Faire demi-tour pourrait nous conduire droit à l'accident.
Bildiğimiz kadarıyla rotayı korumak da bizi o çarpışmaya götürebilir.
Faire demi-tour pourrait nous conduire droit à l'accident.
Ah, bildiğimiz kadarıyla, iki.
pour autant que nous le sachions, 2.
Bildiğimiz kadarıyla ölü bir gezegendi.
Pour nous, c'était un monde mort.
Bildiğimiz kadarıyla
Il est probable
Bildiğimiz kadarıyla 18 kişi vardı.
Avec 18 passagers.
- Bildiğimiz kadarıyla önemli bir şey yok.
- Rien d'important.
- Bildiğimiz kadarıyla dünyanın sonu gelecek, doğru mu?
Ou ce sera la fin du monde?
Bildiğimiz kadarıyla onunla görünen en son kişi o.
D'après ce qu'on sait, il est le dernier à l'avoir vue vivante.
Bildiğimiz kadarıyla.
A notre connaissance.
Bildiğimiz kadarıyla asıl komutanı değişkenler tarafından bir şekil değiştirenle değiştirilmişti.
Ses supérieurs ont pu être remplacés par des changeants.
Hayır, bildiğimiz kadarıyla espri anlayışımız yok.
Non, on n'a pas le sens de l'humour.
Bildiğimiz kadarıyla bununla âlâkası yok.
On pense que ces crimes ne sont pas liés.
Onları yuttu. - Bildiğimiz kadarıyla...
Il va les avaler.
fakat bildiğimiz kadarıyla hala hayatta. Şey, biz...
On a cru que...
Bildiğimiz kadarıyla hiçbir şey.
- Rien, qu'on sache.