Biletler translate French
909 parallel translation
Biletler için sağ ol Riley.
Merci pour le ticket, Riley.
Biletler buradan mı alınıyor?
Est-ce là que l'on achète les places?
Tüm biletler tükendi!
Tous les billets sont vendus
- Ve biletler satılır.
- Et vendre des billets.
- Tüm biletler satılmış durumda.
- Remplie.
- Biletler ile alakalı mı?
- Pour des billets?
Tabi ki geleceksin, Bu biletler bana 20 papele patladı.
Tu as voulu venir pour 20 dollars!
Biletler tükenmiş durumda.
Les tickets sont vendus depuis des mois.
Biletler lütfen.
Billets, s'il vous plaît.
Biletler bende.
Je ne le tuerai pas.
Arkadaşım yaptı. Biletler onda.
- Mon amie a pris deux tickets.
İşte biletler burada.
Voici les billets.
Batı'ya biletler bu gişeden satılıyor!
Billets pour l'Ouest à ce guichet!
- Ama biletler...
- Et les billets?
Galiba bütün biletler satılmış.
On dirait que la salle est comble.
Bütün biletler satıld.
Tous les tickets sont vendus.
- Biletler kimdeyse. Gerisi bizi ilgilendirmez.
- Celui qui a les billets.
Mesele biletler.
C'est pour les billets.
Şehrin en iyisi gösterisine biletler.
Des places d'orchestre pour le meilleur spectacle en ville.
Biletler. Biletler, lütfen.
Billets, s'il vous plaît!
Biletler konusunda tartışmayalım. Herkes kendi biletini alıyor.
Chacun paie sa place, sans discussion.
Biletler bende.
J'ai les billets.
Bak. B grubu biletler 10 yen.
Ils vendent des places à 10 yen.
Biletler 15 yen.
Tarif réduit, 15 yen!
İşte bunu bekliyor. Nokta koymak, parsayı toplamak için bir fırsat. "Son durak, biletler lütfen."
Elle attend le moment où tombent les jetons et où elle ramasse l'argent.
Geldiğinizde size göz kulak olmam konusunda çok ısrarlıydı. Evinize güven içinde dönmenizi sağlamamı istedi. Biletler falan, bilirsiniz işte.
Il tenait à ce que je m'occupe de vous à votre arrivée... et à ce que j'assure votre retour.
Tıklım tıklım salonlar, dört ay önceden satılan biletler.
Vous jouez à guichets fermés.
Müthiş bir gösteri olacak, Harry. Biletler yok satacak.
Ça va être un sacré combat.
Biletler.
Les billets.
Ya biletler?
Et pour les tickets?
Biletler, para.
Billets, argent.
Biletler, lütfen.
Vos billets, s'il vous plaît.
Biletler için pek rağbet görmüyorum.
Je n'ai pas remarqué de demande pour des billets.
Biletler.
Billets!
- Yoğun yılbaşı trafiği, ama sizin için ve Bay Davies'e 1 : 00 trenine bir yer ayarlayabildim. - Biletler yolda.
J'ai eu du mal, mais je vous ai eu deux places dans le train d'une heure.
Biletler geldiğinde hemen bana getir.
Apporte les billets des que tu les as!
Atlayamayız. Biletler yarından önce geçerli değil.
Nos billets sont dates de demain!
Ah, biletler.
Ah! Les billets!
Leo yarın sabah biletler hazır olsun.
Léo, prends des billets pour demain matin.
Biletler hazır. Bir hafta kala satışa çıkacak.
Les billets seront vendus une semaine à l'avance.
Vay be! Bu biletler için saatlerce kuyrukta bekledim Bayan Scott.
Cela fait des heures que je fais la queue pour ces tickets.
Biletler. Biletler, lütfen.
Vos billets, s'il vous plaît.
Biletler lütfen.
Vos billets, s'il vous plaît.
Biletler?
Les billets.
- Biletler? Beyler?
Financez-le.
Mide bulandırıcı. BÜTÜN B GRUBU BİLETLER SATILDI
Plus de tarifs réduits.
UNION OTOBÜS TERMİNALİ BİLETLER AŞAĞIDA
GARE ROUTIÈRE BILLETTERIE
- İşte biletler. - Sağol Tony.
Tenez, les billets...
- Biletler?
- Vous allez où?
Biletler...
Des billets?
- Biletleri arıyorum. - Biletler...
- Les billets de train?