English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bilmiyorsun

Bilmiyorsun translate French

10,859 parallel translation
Kim olduğunu ya da ne yaptığını bilmiyorsun.
Tu ne sais pas qui tu es ou ce que tu fais.
Durumum hakkında bir şey bilmiyorsun.
Tu ne connais rien de ma situation.
Ama rüyamın geri kalanını bilmiyorsun.
Mais tu n'as pas entendu la dernière partie.
Ne olduğunu bilmiyorum, sen de bilmiyorsun.
Je ne sais pas ce que c'est. Et vous non plus.
Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun. Orada olmama gerek yoktu. Randevu bile değildi.
mais ça signifie que vous allez devoir rester calme pour les 6 prochaines semaines, peut être 8.
Gerçekten kim olduğumu bilmiyorsun. Neler yaşadığımı, sonuç olarak nasıl bir insana dönüştüğümü bilmiyorsun. Çünkü sen onları yaşamak zorunda kalmadın.
Et elle est juste... vraiment bien.
Bir insanın en dibe batmasının ne demek olduğunu bilmiyorsun.
Savoir ce que tu veux faire après.
Öyle çünkü açlığın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun.
Ouais, mais tu ne connais pas la faim.
O zaman senin DNA'nın olduğu bir tırnağın orada ne aradığını da bilmiyorsun?
Vous ne savez pas comment un ongle avec votre ADN a pu s'y trouver?
- Sen ne konuştuğunu bilmiyorsun.
Vous savez même pas de quoi vous parlez. Qu'est-ce que c'était?
Hiçbirşey bilmiyorsun.
Vous ne savez rien.
- Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
Tu ne sais rien de moi.
Burada işlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyorsun değil mi?
Tu ne sais vraiment pas comment ça marche ici, non?
Hiç bir bok bilmiyorsun.
Tu sais que dalle.
Paige, nereye gittiğini bilmiyorsun.
Paige, tu ne sais pas où tu vas!
Kabul et işte, nasıl kullanılacağını bilmiyorsun!
Admettez juste que vous ignorez comment l'utiliser!
Başımdan neler geçtiğini bilmiyorsun Ben.
Ben, tu ne sais pas ce que j'ai traversé,
Butler'ın herhangi bir şekilde babanla bağlantılı olduğunu bilmiyorsun.
Tu ne sais pas si Butler est d'une quelconque façon lié - à ton père.
Sen de olmadığını bilmiyorsun.
- Et tu ne sais pas qu'il ne l'est pas.
Sana ne verdiğini bilmiyorsun.
Tu ne savais pas ce qu'elle te donnait.
Bilmiyorsun demek?
Tu ne sais pas?
- Sorunlarımızı bilmiyorsun. - Evet ama senin sorununu biliyorum.
Non, mais je sais à propos de tes problèmes...
Damon'un insanken nasıl biri olduğunu bilmiyorsun.
Tu n'as jamais connu Damon en tant qu'humain.
- Ama kanıtlayacağım. - Ne dediğini bilmiyorsun.
- Vous ne savez pas de quoi vous parlez.
Neler olacağını bilmiyorsun.
Vous ne savez pas ce qui arrive.
Ne duyduğunu bilmiyorsun.
Tu ne sais pas ce que tu as entendu.
Belli ki kiminle konuştuğunu bilmiyorsun.
Tu ignores visiblement à qui tu parles.
Burada ne ile uğraştığını dahi bilmiyorsun!
Tu sais pas dans quoi tu viens de t'embarquer!
Bilmiyorsun ve umurunda değil mi?
Tu ne sais pas et tu t'en fiches?
Demek bundan sonra neler yapacağını bilmiyorsun ha?
T'as une idée de ce que tu vas faire après?
Prenses moda şovunu nerede yapıyor bilmiyorsun değil mi?
Vous ne sauriez pas où se déroule le défilé de mode de la Princesse?
Ben neden bahsettiğimi biliyorum. Ama sen bilmiyorsun.
Je sais de quoi je parle, vous non.
Sen de bilmiyorsun.
Et toi non plus.
Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
Vous ne savez rien sur elle.
- Arkadaşın Arkady'nin ölümü hakkındaki hislerini bilmiyorsun.
Tu ne sais pas ce que tu ressens par rapport au fait que ton ami Arkady soit mort.
Rusya'ya ekonomik yaptırımımızı delecek bir süper tanker yollama anlaşması yaptın ama nerede olduğunu ve nereye gittiğini bilmiyorsun, öyle mi?
Vous avez négocié un accord pour livrer un pétrolier pour contrecarrer les sanctions économiques avec la Russie, et vous n'avez aucune idée d'où il est ou vers où il a été envoyé?
Mather'ın ölümünün parayla ilgili olduğunu bilmiyorsun ama.
Vous ne savez pas si la mort de Mather est liée à l'argent.
Aslında sen tehlikenin ne olduğunu bilmiyorsun.
En fait... le danger dont tu parlais...
- Sen bilmiyorsun, sen bilmiyorsun.
Vous auriez pu dire "je ne sais pas"!
Neler yapabileceklerini bilmiyorsun!
Tu ne sais pas ce qu'ils peuvent faire!
Bence senin için neyin iyi olduğunu da bilmiyorsun.
Ni ce qui est mieux pour toi.
Sen onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorsun ama onlar senin hakkında her şeyi bilir.
Tu ne sais rien sur eux, ils savent tout sur toi.
Bilmiyorsun.
Vous n'en savez rien.
Sadece bunu henüz bilmiyorsun.
Tu ne le sais pas encore.
- Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
Tu ne me connais pas.
Kime güveneceğini bile bilmiyorsun.
Vous ne savez même pas à qui faire confiance.
Ben gerçeği yaşıyorum, sen bilmiyorsun.
Je vis au grand jour et toi non.
Kendi başına ne yapacağını bilmiyorsun artık.
Tu sais pas quoi faire.
- Üf... - Yapma Alicia, insanları ne hâle soktuğunu bilmiyorsun.
Non, Alicia, tu sais pas ce que ça fait faire aux gens.
- Hiçbir şey bilmiyorsun.
Tu ne sais rien de moi.
Yüzme bilmiyorsun.
Tu ne sais pas nager.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]