Bilmiyorum efendim translate French
686 parallel translation
Bilmiyorum efendim, doktor bulmaya çalışıyordum
- Comment va le musicien?
O nerede? - Bilmiyorum efendim.
Je ne sais pas.
Bilmiyorum efendim.
Pourquoi?
- Bilmiyorum efendim.
Je ne sais pas.
Bilmiyorum efendim.
Je ne sais pas Monsieur.
- Bilmiyorum efendim.
- Aucune idée.
Bilmiyorum efendim. Hepsini bilmiyorum.
Je ne sais pas... pas tout, quoi.
- Bilmiyorum efendim.
- Je ne sais pas.
Bilmiyorum efendim.
Je l'ignore.
Bilmiyorum efendim.
Je ne sais pas, Monsieur.
- Nerede? - Bilmiyorum efendim.
- Ou est-il?
Adı ne? Bilmiyorum efendim.
Je ne sais pas.
Bölüğünüzün geri kalanına ne oldu? Bilmiyorum efendim.
Où était le reste de votre compagnie?
Ee, Donnelly? Bilmiyorum efendim.
Je ne sais pas, il dort à l'autre bout.
Neye inanacağımı bilmiyorum efendim.
Je ne sais plus quoi croire.
- Nerede? - Bilmiyorum efendim.
- Oû est-elle?
- Size söyledim efendim. Bilmiyorum.
- Je vous ai dit que je l'ignorais.
Bir askere kötü haber vermek. Bakın, efendim... daha adınızı bile bilmiyorum.
Je ne sais même pas qui vous êtes.
Gelmezseniz bana ne olur bilmiyorum efendim.
Mais nous, les derniers ingénieurs et mécaniciens, nous nous sommes jurés de sauver le monde.
- Bilmiyorum, efendim.
- Je ne sais pas.
Hayır efendim, bilmiyorum.
Je ne sais rien, monsieur.
- Henüz bilmiyorum efendim.
- Je l'ignore.
Hayır efendim, açıkçası bilmiyorum.
Je ne sais pas au juste.
Bunların derdi nedir bilmiyorum ama sanırım bizi görmediler efendim.
Je ne sais pas ce qui leur prend. Ils n'ont pas dû nous voir.
Bilmiyorum. Bilmiyorum, efendim.
Je l'ignore, monsieur.
İçtenlikle, bilmiyorum, efendim.
Franchement, je ne sais pas.
- Bilmiyorum, efendim.
On était dehors.
Oh, bilmiyorum, efendim.
Je ne sais pas.
Tam olarak bilmiyorum, efendim.
Je ne sais pas bien.
- Bilmiyorum, efendim.
- C'est un de nos avions?
Bir sorun var Barnaby. - Ne oldu efendim? - Bilmiyorum.
Quelque chose ne va pas, Barnaby.
Bilmiyorum. Sadece işçi olarak çalışıyoruz efendim.
On n'est que palefreniers.
Bilmiyorum efendim.
Je ne sais.
Bilmiyorum, efendim.
Je ne sais pas, César.
Bilmiyorum, efendim.
- Je ne sais pas.
- Neden gecikmiş? - Bilmiyorum, efendim.
- Pourquoi ce délai?
- Bilmiyorum, efendim.
Je sais pas.
- Bilmiyorum, efendim.
- Pourquoi?
- Sorun da bu efendim, bilmiyorum.
- Justement, je ne sais pas.
Bilmiyorum, efendim.
Je ne sais pas.
Johnson'nın mangasındakilere ne oldu? - Bilmiyorum, efendim.
Et le reste du groupe de Johnson?
Bilmiyorum, efendim.
Je l'ignore.
Tam olarak bilmiyorum, efendim.
Je sais pas trop, mon colonel.
Bilmiyorum efendim.
- Aucune idée, mon colonel.
Bilmiyorum efendim.
Mais non, monsieur, je ne sais pas. Parce que c'est là, qu'elle y est idiote.
Neden bahsettiğini bilmiyorum, Bay Cartwright. Ya siz, Efendim?
Je ne comprends pas, M. Cartwright.
Bilmiyorum, efendim!
Non, je ne sais pas.
Bilmiyorum, efendim. Buyurun siz bakın.
Regarde un peu!
- Bilmiyorum, efendim.
Je ne sais pas.
- Bilmiyorum, efendim. - Kendimi berbat hissediyorum. - Ama güzel kokuyorsun.
Je me sens malade à crever!
Bilmiyorum, efendim. Umarım bu günü çıkarabilirim.
J'espère ne pas mourir avant ce soir.
efendim 34795
efendimiz 532
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyordum 699
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyor 92
bilmiyorum işte 23
efendimiz 532
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyordum 699
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyor 92
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorsun 241
bilmiyordun 27
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyordu 23
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyorsunuz 29
bilmiyor muydun 125
bilmiyorsun 241
bilmiyordun 27
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyordu 23
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyorsunuz 29
bilmiyor muydun 125