English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir dakika

Bir dakika translate French

42,589 parallel translation
Bir dakika, ne değiştirmesi?
Quoi. Je suis dans la bonne cellule.
Bir dakika ne?
Pardon?
Benim içindi. Bekle bir dakika.
C'était pour moi.
Özür dilerim, bir dakika izin verir misiniz?
- Pardon. Donnez-moi juste une minute...
- Bir dakika, bitti mi?
Attends, on a fini? Oui.
Bir dakika bekleyin önce bir handikap hakkinda konusabilir miyiz?
Attendez, est-ce qu'on peut... est-ce qu'on peut parler d'un handicape d'abord?
Pekala, kımıldamadan oturun, doktor bir dakika içinde gelecek.
Installez-vous, et le docteur sera là dans une minute.
Asla mı, bir dakika.
Plus jamais... Attends une minute.
Sakinleşip düşünmek için bir dakika mola versen?
Prends un moment pour te poser et y réfléchir.
Kendime bile bir dakika zor verebiliyorum.
C'est déjà dur de l'avoir 1 min.
Bu hiç mantıklı gelmiyor. Herif bir dakika önce seni öldürmeye çalışıyor, sonra karşılıklı bira içip bulmaca çözmek mi istiyor?
Juste n'a pas de tout sens, pourtant, une minute qu'il essaie de vous tuer, les prochains, que... le type veut avoir une bière et un parti du mots croisés?
Bunu al. Bir dakika.
Hé, uh, seulement enregistrement ce, donnez-nous une seconde.
Bir dakika.
Attends.
- Bekle, sus bir dakika David!
- Attends! David!
Daha döneli neredeyse bir dakika oldu ama sen onu diğer insanların önüne koyuyorsun.
De retour depuis une minute - et elle enjambait les corps.
Calabasas'a dönseniz iyi olur bayım. - Dur bir dakika.
On devrait vous ramener à Calabasas, Monsieur.
Bir dakika, ne?
Attends, quoi?
Ona bir dakika verelim.
Accordons-lui une minute.
Bir dakika lütfen.
Un instant, s'il vous plaît.
- Bir dakika.
- Une minute.
- Sadece bir dakika, tamam mı? - Tamam.
Juste une minute, d'accord?
Evet, bir dakika. Bir dakika.
Oui, juste une minute.
Bekle bir dakika önce gördüğüm Dean miydi?
- C'est bien Dean que j'ai vu dehors?
Bir dakika Cisco, bize yardım etmeyecek misin?
Attends, Cisco, tu ne vas pas nous aider?
Bekle bir dakika.
Attends.
Bir dakika, anaokullarında gösteriler mi yapılıyor artık?
Attends, les maternelles font des pièces maintenant?
Oh, tabii ki onu cesaretlendirdim İçindeki o kötülüklerle savaşması için, ve... Bir dakika.
Bien sûr je l'ai encouragé à battre ces démons, et... attendez une minute.
Bir dakika Castle için mi? Evet.
Pour Castle?
Bir dakika.
Attendez une minute.
Bir dakika, beni kovuyorlar mı?
Ils m'ont viré?
Bir dakika, sen bunu...
Attendez, vous...
Bir dakika cinayet Manchester Enerji binasında mı?
Attends, un meurtre à la Manchester Energy?
Oh, bir dakika.
Attendez.
Evet. - Bir dakika. 3 : 27? - Mm-hmm.
- Attendez. 3h27?
2016 Mon Cheri kolleksiyonunu bulmam için bana bir dakika ver.
Donnez-moi un instant pour sortir la collection Mon Chéri de 2016.
Bekle bir dakika.
Attendez.
Schmidt bir tatlılık yapıp, Cece'ye mesaj atıp on dakika falan geç kalacağımı söyler misin?
Schmidt, peux-tu être gentil et prévenir Cece que je serai en retard d'environ dix minutes?
- Bir dakika izin ver!
- Endoloops.
Mike Ross'u korumak için yardım isteyeceğim bir 5 dakika. Korumak derken?
Envie de me dire pourquoi tu es là?
Beş dakika kadar önce bana daha bir şüpheli gibi görünüyordu.
Il me paraissait bien plus suspect il y a cinq minutes.
Donutların sorunu da bu zaten. Bir tane yiyorsun ve beş dakika sonra şekerin düşüyor ve canın bir tane daha yemek istiyor.
Quand on mange un beignet, cinq minutes après, on a envie d'un autre.
- Cecilia Abbott. - Bir dakika.
Cecilia Abbott.
Sizi tutuklamak, Kaptan Slattery'i kumandaya vermek, ve Nathan James'i San Diego'ya geri getirmek için Başkomutan'dan son dakika bir emir var.
J'ai reçu l'ordre immédiat du Président de vous arrêter, de relever le commandant Slattery, et de ramener le Nathan James à San Diego.
Bir sonraki dersime on dakika kaldı.
Je n'ai que 10 minutes avant mon prochain cours.
- Carol... - Bir dakika, o Todd mı?
C'est Todd?
Bir dakika. Bir dakika.
S'il vous pla � t.
Bir dakika.
Bougez pas.
Doktor Heywood, size beş dakika süre verdim, ki üç dakikasını doldurdunuz. Ray ve Sara arkadaşım olur ama Efsaneler diye bir şeyden haberim yok.
Dr Heywood, je n'ai accepté que 5 minutes avec vous, et c'était il y a 3 minutes parce que Ray et Sara sont des amis, mais je ne connais pas vos "Legends".
40 dakika başka bir araba yok.
Pas d'autre voiture avant 40 minutes.
Pete adında bir adam birkaç dakika önce sana bıraktı bunu.
Un certain Pete qui travaille au son a laissé ça pour toi il y a quelques minutes.
30 dakika mesafede dandik bir dairede yaşıyorum.
Je vis à 30 minutes dans un appartement merdique.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]