Bir fahişe translate French
1,995 parallel translation
Daima favori,.. ... daima mükemmel biri,.. ... daima lanet bir fahişe,..
Toujours la préférée, toujours la plus parfaite... toujours cette putain qui prend ce qui n'est pas à elle.
O zenci çocuğun etrafında dolaşırsan, bir fahişe olabilirsin.
Continue à traîner avec ce Noir et tu seras une traînée.
Değersiz bir fahişe gibi.
Comme une petite pute.
Bunu sana açıklamaktan nefret ediyorum ama o prenses değil. O bir fahişe.
J'ai un scoop pour toi fiston, cette fille est une pute.
Herkese benim bir fahişe olduğumu söylemiş.
Elle dit que je suis une traînée.
Şu haline bak. Küçük bir fahişe gibi ağlıyorsun.
On croirait entendre une gonzesse.
Bu şehir bir fahişe için güvenli değil.
C'est dangereux par ici pour les salopes.
Clint mızmız bir fahişe.
Clint est une petite salope.
O bir fahişe.
La mauvaise nouvelle est...
- Evet ama o hâlâ bir fahişe.
Mais elle restera une prostituée.
Bir fahişe arama motoru.
Un moteur de recherche pour les prostituées.
Mutlu bir fahişe, nasıl mutsuz edilir?
Comment rendre la joyeuse prostituée pas si joyeuse?
Abby, çenesi çıkmış bir fahişe.
Hey, Abby, j'ai une prostituée avec une dislocation de la mandibule.
Sence bir fahişe kimsenin umurunda mı?
Vous pensez vraiment que quelqu'un va se soucier d'une prostituée?
Noel süslerini yeni yıldan hemen sonra kaldır. Yoksa Tanrı'nın gönderdiği bir fahişe seni doğrayabilir.
Après Noël, il faut ranger les décorations ou Dieu risque de t'envoyer un de ses sbires.
Parasını önceden alan ama yemekten sonra restoranda müşteriden kaçan bir fahişe gibisin.
Vous êtes comme une pute qu'on paie d'avance et qui quitte le restaurant après le souper.
İşletmemizi bir fahişe ticaretine çevirdin ve şirket poliçesine göre telefon suratına kapatılır.
Tu transformes notre affaire en maison close, et on te raccroche au nez. C'est la politique de l'entreprise.
Boşanmış, şişman bir fahişe olduğunu düşünmüyor. Merhaba.
Je l'ai hissée sur la meule de foin...
O bir fahişe. Daha neyi araştıracağız?
Il couche à la ronde, l'enquête est finie.
Çünkü bir fahişe'nin nemlendiricisini kullanmak istemiyorum!
Parce que je ne veux pas utiliser l'hydratant d'une pute!
Whoa, bir fahişe değildi.
Wow, ce n'était pas une pute.
Bana bir fahişe gibi geldi.
Elle me donne l'impression d'être une pute.
Eğer seri katilse, ölü denizcinin bir fahişe olması gerekmez miydi?
Si c'est une série de meurtres, votre marin mort ne derait-il pas être une putain?
Bir fahişe daha mı?
Encore une prostituée?
Müşterisiyle uygunsuz resimlere sahip olan yüksek ücretli bir fahişe.
Une prostituée de luxe qui détenait des photos compromettantes d'un de ses clients et d'elle.
Tam bir fahişe.
Quelle pétasse!
İnsanların erkek arkadaşlarıyla sikişen bir fahişe olduğunu mu?
Une petite pute qui pique les copains des autres?
Böylesine bir fahişe olduğum için gerçekten, ama gerçekten özür dilerim.
Et je suis vraiment, vraiment désolé d'être une pute.
Ne şişe, ne görünürde bir fahişe ve ahlak dersi veriyorsun.
Chéri, tu es très mal placé pour me faire la morale. A moins que tu n'aies viré tes bouteilles de Whisky.
Biliyorum, bir fahişe tuttu ama bu savı daha büyük bir olay için saklamalısın.
Je sais qu'il a engagé une prostituée, mais tu dois garder cette bataille pour quelque chose de plus important.
Ben İskoçum, Avustralyalı bir fahişe değilim.
Je suis écossaise, pas prostituée australienne.
Bana kızımın bir fahişe olup olmadığını mı soruyorsunuz?
Etes-vous en train de me demander si ma fille était une salope?
İntikam bir fahişe gibidir.
Les revanches, ça fait mal.
Hayır sarhoş bir fahişe-satıcısıydı.
Non, il se dopait, mais lui, au whisky.
Başka bir polis memuru olabilir,.. ... ya da sokaklardan kurtulmasına yardım ettiği bir fahişe.
Ou un autre agent, une prostituée qu'il aurait sortie de la rue?
- Ben bir fahişe değilim.
- Je ne suis pas une putain.
Bana bir fahişe ile yaşadığını söyledi yada...
Paraît qu'il vit avec une fille de joie. Je... J'espère.
30 yaşında bir fahişe.
Une prostituée de 30 ans.
O bir fahişe değil.
C'est pas une tapineuse.
- O bir fahişe. - Buradayım farkındaysan.
- C'est une prostituée.
Şimdi de küçük bir fahişe mi oldun?
Tu fais ta tapette?
Ve bir gün elime bir şans geçiyor ama fahişe içine ediyor!
Et cette salope gâche tout.
Vic ile Emolia'nın ilişkisinin kötü bittiği bir sır değil. - Belki de fahişe intikam alıyor.
On sait que ça a mal fini entre Vic et Emolia.
Erkeklere her istediğini vermeye başlarsan eline fahişe olmaktan başka bir şey geçmez, tatlım.
Si tu commences à donner aux garçons ce qu'ils veulent maintenant, tu ne seras rien d'autre qu'une traînée, ma chérie.
Babanın binalarında bir sürü Rus fahişe yaşıyor. Babam öyle şey yapmaz.
Une bande de putes russes habitent dans les immeubles de votre père.
- Adam tam bir fahişe gibi.
- Putain, vas-y!
Çok iyi bir fahişe rehberi bu.
C'est le guide michelin des prostituées.
Bunun ne kadar kafa olduğumu göstermek için bir fırsat olarak düşün. " Fahişe mi?
Regarde ça comme l'occasion pour moi de te montrer comment je peux être cool.
Çevresinde "küçük bayan Van De Fahişe" olarak bilinen bir kızdan ders al.
Ecoute une fille connue à l'école comme "Miss Petite Traînée."
Beni böyle bir köşe başında... fahişe gibi bekleteceğine.
Au lieu de me laisser au coin d'une rue comme une pute.
Ama bana bir daha fahişe dersen seni bayıltırım.
Mais si tu me traîtes encore de O fais gaffe à tes fesses.
fahişe 217
fahişeler 42
fahişe mi 18
bir fikir 16
bir fare 26
bir fincan kahve 36
bir fikrim var 616
bir fincan çay 24
bir fikrim yok 77
bir felaket 20
fahişeler 42
fahişe mi 18
bir fikir 16
bir fare 26
bir fincan kahve 36
bir fikrim var 616
bir fincan çay 24
bir fikrim yok 77
bir felaket 20