English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir önemi yok

Bir önemi yok translate French

2,541 parallel translation
- Şu noktada ismin bir önemi yok.
- Mon nom ne vous dira rien.
Artık bir önemi yok.
Ça n'a plus d'importance.
Tyler onunla kaç kere dans ettiğimin bir önemi yok.
Tyler, ça n'a pas d'importance combien de fois je danse avec lui.
Bir önemi yok çünkü ben gidemem.
Ca n'a pas d'importance parce que je ne peux pas y aller.
Ne yaptığımın bir önemi yok Dean.
Peut importe ce que je fais, Dean.
Senln için anne babanın bir önemi yok diye benim için de öyle olması gerekmiyor.
Ce n'est pas parce que tu n'en as rien à foutre de tes parents que c'est pareil pour moi.
Suyun bir önemi yok.
L'eau n'est pas importante.
Hayır, bunun bir önemi yok.
Pas du tout.
Fakat bunun bir önemi yok çünkü öyle küçük bir yıldızın ışığı gözlerini geçerek yolculuğuna devam eder.
Mais ce n'est pas grave, car la lumière d'une étoile continue toujours à avancer, au-delà de tes petits yeux.
Bir önemi yok.
Ce n'est pas grave.
- Artık bunun bir önemi yok.
Aucune importance, désormais.
- Parayı nereden bulduğumun bir önemi yok.
- Ça n'a pas d'importance.
- Adının bir önemi yok.
- On s'en fout.
Yapmayı ne kadar çok istediğimin bir önemi yok.
Peu importe si j'en crève d'envie. Je le fais pas.
Bunun bir önemi yok.
Peu importe.
Bir önemi yok.
Laissez tomber.
- Bunun bir önemi yok.
- Ce n'est pas important.
Bunların artık bir önemi yok.
Plus rien n'a d'importance maintenant.
Juliet, partinin bir önemi yok benim için.
Juliet, je m'en fiche de cette fête.
Ama artık bunların bir önemi yok.
Mais tout ça n'a plus d'importance.
Kartın bir önemi yok.
La carte est pas importante.
- Belki bir önemi yok ama şu hayatta bildiğim bir şey varsa o da internet bağlantısını düzeltmektir.
Plus d'Internet. Ce n'est peut-être rien, et je sais réparer une connexion.
Ne kadar hızlı gittiğimizin bir önemi yok.
On ne sait même pas par où ils sont allés. À quoi bon accélérer?
Bu, saldırının ya da babanın ölümünün bir parçası olduğu anlamına gelmez. - Hiçbir önemi yok.
Ça ne prouve pas son implication dans l'attaque puis la mainmise.
Bir önemi yok.
Ça n'a pas d'importance.
- Diğer olduklarımı da saymazsak. Diğer sıfatlarının şuan bir önemi yok.
Le reste ne m'intéresse pas pour l'instant.
Chris'i benden gizli tutman gerekiyormuş gibi hissetmen gerçeği bu arada ismini "h" harfi ve tek "s" ile söyledim, onu benden gizli tutman gerçeği kanıtlıyor ki, onunla tanışıp tanışmamamın bir önemi yok.
Le fait de me cacher Chris, et je dis son prénom avec un H et un seul S. Le fait de me l'avoir caché démontre que je n'ai pas besoin de le rencontrer.
Anlıyorum ama korkarım ki bunun bir önemi yok.
Je comprends, mais j'ai peur que ça n'aide pas.
- Onun bir önemi yok mu?
- Ça compte pour du beurre?
Zaten bir önemi yok.
Ca n'a pas d'importance, quoique.
Neye inandığımızın bir önemi yok.
Qu'importe ce qu'on a envie de croire ou pas.
Neyse, artık bir önemi yok.
Je veux dire, ce n'était rien.
Bunun bir önemi yok.
Ça n'a pas d'importance.
Kim olduğunun bir önemi yok çünkü onu bir daha asla görmeyeceğim.
Peu importe qui elle est, je ne la reverrai jamais.
Üç ayın var. Ama senin fikrinin bir önemi yok.
vous avez trois mois.
- Biz işkence yapamayız ve insanları öldüremeyiz düşündüğümüz, yaptığımız nasıl doğrudur, bir önemi yok.
On ne peut pas torturer et tuer des gens peut importe quel droit nous pensons avoir.
Ne kadar zorlasam da bir önemi yok... Hiçkimseyi memnun edemiyorum
Quels que soient mes efforts, je ne satisfais personne.
Bir önemi yok.
Aucune importance
Bak, o adamın kim olduğunun bir önemi yok artık.
Peu importe son identité.
Artik bir önemi yok.
ça ne te regarde pas
- Tatlım, bunun bir önemi yok.
Chéri, ça n'a pas d'importance.
Eğer petrolü bir an önce yollamazsam ne yaptığının pek bir önemi yok.
Si je n'arrive pas à vite bouger ce pétrole, ce qu'il fait n'aura pas d'importance.
Bunun bir önemi yok.
ça n'a pas d'importance.
Bir önemi yok, anladın mı?
On s'en fout.
Nereli olduğunun önemi yok, oraya gittiğinde yeni bir başlangıç yapabilirsin.
D'où que tu viennes, quand t'arrives là, tu peux recommencer à zéro.
Onun sesiydi. Ama önemi yok. Çünkü uçakta bir sorun vardı.
C'est elle qui répond, mais cela ne comptait pas parce que quelque chose clochait avec cet avion.
Evet, belki diğerleri onu durdurmanın bir yolunu bulur. Ama pek de önemi yok.
Peut-être que les autres trouveront un moyen de l'arrêter, mais ça ne compte pas vraiment.
Hepinizin kendi çapınızda bir şeyler öğrenmesi güzel ama tüm bunların önemi yok, tamam mı?
C'est mignon de voir la façon dont vous apprenez un peu tout à votre propre allure, alors que personne ne s'y intéresse, Ok?
Sebebin bir önemi yok.
Peu importent les mobiles.
Artık bir önemi kalmadı çünkü ruhsal rehberim olmadan sonsuza dek burada mahsur kalacağım! Ona ihtiyacın yok, Ryan!
Mais rien de tout ça ne compte maintenant, parce que sans mon guide spirituel, je vais rester coincé ici pour toujours!
Üzgünüm ama kimsenin nasıl hissettiğinin bir önemi yok,
Désolée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]