Yok öyle bir şey translate French
1,437 parallel translation
Yok öyle bir şey.
Pas question de ça.
Yok öyle bir şey.
Du vent, tout ça.
Hayır, hayır yok öyle bir şey.
Pardon, nous t'avons mésestimé.
- Yok öyle bir şey.
- Pas d'embrouille.
Yok öyle bir şey!
Pas notre genre.
Yok öyle bir şey. - Var. - Ben, gayet pozitifim.
- Je suis pas négatif...
Hayır, yok öyle bir şey.
Beurk, non.
Antwon, yok öyle bir şey.
Antwon, ce n'est pas ça.
Hayır, yok öyle bir şey.
Non, c'est pas ça.
Hayır, yok öyle bir şey.
- Quoi? Non, c'est faux.
Yok öyle bir şey, yok.
En plus il a effrayé nos enfants.
Yok öyle bir şey, Karga.
Non ce n'est pas vrai Karga.
- Öyle bir şey yok.
Cela n'existe pas.
Yok, öyle bir şey değil.
Non, ce n'est pas ça.
Öyle bir şey yok, deneme çekimini baştan yapmak diye bir şey vardır.
C'est impossible...
Öyle bir şey yok.
Ce n'est pas vrai!
Öyle bir şey yok.
Ce n'est pas un truc. Pas de truc.
Yani yasa dışı bir şey yok, öyle mi?
C'est pas un acte criminel, alors?
Hayır, öyle bir şey yok.
Non, c'est pas ça.
Öyle bir şey yok.
Ça n'existe même pas.
- Hayır, öyle bir şey yok. - Evet, var.
- Non, ce n'est pas ça.
Ama bu kulübede öyle bir şey yok.
Mais ce réduit-là n'en a pas.
Sonuçta yasadışı bir şey yok yani, öyle değil mi?
- Mais il n'y a rien d'illégal à ça?
Her şey yolunda gittiğine göre endişelenecek bir şey yok. Öyle değil mi, Herbert?
Tout est bien qui fini bien, n'est-ce pas?
Öyle bir şey olmadı. Sorun yok.
C'est jamais arrivé.
- Hayır öyle bir şey yok.
- Non, pas du tout.
Öyle bir şey yok.
Mais là, c'est pas pareil.
Öyle bir şey yok mu diyorsun?
Vous voulez dire que ça n'existe pas?
Birbirimize yakın olmamız gerek. Hayır, öyle bir şey yok.
- On doit rester ensemble ici.
Öyle bir şey yok...
N'importe quoi...
Öyle bir şey yok, Sam.
Ça n'existe pas, Sam.
Beni iyi dinle öyle bir şey yok.
Croyez-moi, ils n'existent pas.
Yok öyle bir sey! Kiz yalani yedi, olay bitti.
Elle a marché, fin de l'histoire.
Seks yada öyle bir şey yok.
Pas de sexe ou autre.
Evet, ama burada yaşayan öyle bir şey yok.
Ouais, mais aucun ici ne peut faire ça.
Bak, öyle bir şey yok.
Écoute. Ce n'est qu'une légende.
"Zayıf anahtarlar." Öyle bir şey yok ki.
"Clés faibles". Il n'y en a pas.
Ama burada öyle bir şey yok.
Mais elle n'existe pas.
Öyle bir şey yok, Arturo.
C'est pas du tout ça.
Uydurduğunu biliyorum çünkü öyle bir şey yok.
Evidemment que tu rigoles. C'est absurde.
Öyle bir şey yok.
Ça n'existe pas.
Burada öyle bir şey yok, yemin.
Pas ici. Je peux vous le jurer.
Hayır, aklımda öyle bir şey yok patron. - Ben durdurdum- -
Aucun risque, patron!
Artık öyle bir şey yok.
On est pas. Plus.
Burada öyle bir şey yok, efendim.
Il n'y a rien, Monsieur.
Ama öyle bir şey yok.
Mais ce n'est pas possible.
Penny ile aramda bir bilgi alışverişi olduğunu ima ediyorsun ama öyle bir şey yok.
Tu sous-entends qu'il y a une circulation d'infos entre Penny et moi, - alors qu'il n'y en a pas.
Kölelik iğrenç bir şey ve öyle de ilan edilmesi gerekiyor, fakat biliyorum ki, ne benim ne de başka birinin bu soruna acil bir çözümü yok.
L'esclavage est une abomination et doit être dénoncé, mais je reconnais que ni moi ni personne n'a de solution immédiate au problème.
Her şey öyle çabuk oluyor ki gözümüzü açıp kapayana kadar hayatımız bir anda yok oluveriyor.
Le temps passe tellement vite. En un clin d'oeil, notre vie passée a disparu pour toujours.
Öyle bir şey yok.
J'ai pas écrit ça.
- Öyle mi? Denemek diye bir şey yok.
Il n'y a pas de "j'essaie".
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle bir şey söylemedim 27
öyle bir şey yapmadım 19
öyle bir şey olmayacak 30
öyle bir şey 74
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
öyle bir şey yok 92
öyle bir şey demedim 65
öyle bir şey işte 17
öyle bir şey söylemedim 27
öyle bir şey yapmadım 19
öyle bir şey olmayacak 30
öyle bir şey 74
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26