Birden bire translate French
1,483 parallel translation
Ve birden bire, tüm Noellerim birden gelmeye başladı.
Et puis soudain, tous mes Noëls sont arrivés d'un coup.
Biliyor musun sana ulaşmak birden bire zorlaştı.
Tu es devenu très difficile à joindre tout à coup.
Birden bire anlayamazsın derler, ama ben anladım.
Ils disaient que l'on ne peut pas l'emporter en un coup.
Hıristiyanlık geldiğinde, tektanrıcılık geldiğinde birden bire, bir rahip sınıfının tapınan kişi ile tapınç nesnesinin arasına girdiğini görürsünüz.
Quand apparaît la Chrétienté, le monothéisme, soudain vous avez une caste de prêtres qui se déplacent entre le fidèle et l'objet de vénération.
Benim hayatımın birden bire normale döndüğünü mü sanıyorsun?
Tu crois qu'elle est redevenue "normale"?
Sonra birden bire içimi bir his kapladı.
Et puis venu de nulle part j'ai eu une révélation.
- Babalar belalara neden olurlar. - Birden bire çıkıp giderler ve sizi kederli bırakırlar.
Les pères... c'est une source d'ennuis.
Yani, yıllardır çıkıyorduk ve birden bire pat diye beni bırakıyor.
J'veux dire, on sortait ensemble depuis des années, Et d'un coup... pouf... elle me plaque.
Sonra birden bire birşeye çarptık.
Et soudain, on l'a heurté.
Birden bire, Amie nin çığlığının şiddeti arttı ve oldukça şiddetlendi.
Puis, l'intensité de son hurlement augmenta et devint vraiment très très fort.
Sonra birden bire, çocuk komplikasyonlar göstermiş : enfeksiyon, yüksek ateş...
Il y a des complications post-opératoires, une infection.
belki bugün değil, belki yarın da değil, ama bir gün, birden bire... ağlamaya başlarım ve kimse beni susturamaz.
peut-être pas aujourd'hui, ni demain, mais un jour, tout d'un coup... je me mette à pleurer si fort que personne ne pourra plus m'arrêter et les larmes inonderont la pièce et je ne pourrai plus respirer
Birden bire okulları ve arazilerini sattı.
Il a vendu toutes les écoles et propriétés, les unes après les autres.
Birden bire kendimi bir yabancı gibi hissettim.
Je me sens soudain comme un extraterrestre.
Ama birden bire.... bu ışığın karşılığında ona ödenen.. bir çeşit... saygısızlık oluyor.
Mais alors, soudain, on dirait que le prix à payer pour cette lueur d'espoir est une sorte de... déshonneur.
O gün onardığım lazımlığı teslim etmek için evine gittiğimde dışarıda yağmur birden bire kesiliverdi.
Alors que j'arrivais chez elle pour lui remettre le pot de chambre réparé, la pluie s'arrêta soudainement.
Tüm muhtemel şüpheliler birden bire ortaya çıkan maskeli bir adam tarafından öldürüldü.
Tous les suspects potentiels ont été tués par cet homme masqué qui a disparu comme par enchantement.
Bir şeyi elde ettiğin anda, birden bire onu istemez oluyorsun.
Et au moment où tu peux avoir quelque chose, d'un coup tu ne le veux plus.
- Kaza birden bire oldu.
- L'accident est arrivé si vite.
- Kiminle konuşuyorum ben? Birden bire etik kurallarıyla ilgilenmeye mi başladın?
Le manque d'éthique vous pose un problème, tout à coup?
İlginç olan, senin birden bire ilgini kaybetmiş olman.
Ça m'étonne que ça ne vous en pose aucun.
İç kanama nasıl olur da birden bire pıhtılaşmaya başlar?
Comment une hémorragie interne forme un caillot?
Neden birden bire herkes seksten utanır oldu?
Pourquoi le sexe est-il devenu tabou?
Doğru. Birden bire doktorlara güvenmeye, köpek yavrularını sevmeye ve yağmur altında yürüyüşler yapmaya mı başladın?
Et tu aimes les chiots et te balader sous la pluie.
Sanırım birden bire ortaya çıkıverdi.
C'est sorti tout seul J'étais...
Sonra pikniğimiz birden bire bir ilişkiye dönüşüverdi.
Puis le pic-nic se transforma en relation.
Ve, tabii ki, beşinci sınıftaki kızlar birden bire % 95 bilinemez oldular.
Et, bien sur, en 5ème la fille devient à 95 % incompréhensible.
Birden bire, borç kapandı.
C'est arrivé tout d'un coup.
Çakma heterolara dönmüş gaylerin yaşadığı banliyölere taşındınız. Ve bu, birden bire sana herkesin hayatını eleştirme hakkı mı verdi?
vous vous installez en banlieue avec tous ces... ersatz d'hétérosexuels, et soudain, ça te donne le droit de porter des jugements sur la vie des autres?
Yılın'Dört Yıllık İlgisizlik'ödüllü babası birden bire, biz onu götürmeyelim diye oğlunu umursamaya başlıyor.
Le papa désintéressé qui se préoccupe soudainement de son fils et qui nous empêche de partir?
Sevgi dolu ve tatlı biriydi. Sonra birden bire kızgın, şüpheci öfke saçan, paranoyak biri oldu.
Il était si tendre, si adorable et il est devenu colérique, suspicieux, violent, paranoïaque?
Seni neredeyse reddeden, seninle konuşmayan, seninle hiçbir şey yapmak istemeyen bir aile. Şimdi birden bire ortaya çıkıp yardım ediyorlar.
Une famille qui principalement te dénigre, qui refuse de te parler, et qui quand ils n'ont rien à faire là apparaissent miraculeusement pour te sauver.
Molly'yi okula bırakıyordum ve birden bire arabam bozuldu.
Je venais de conduire Mollie à l'école et j'ai crevé un pneu.
Birden bire bu planı çok sevmediğimi hissettim.
- Ce plan me dit plus rien.
Öpüşmek birden bire gerçekleşmez.
Car un baiser n'arrive jamais comme ça. Non.
Beraber takılacaktık ve birden bire taşınmaya mı karar verdin?
On était supposés sortir, et tout d'un coup, tu as déménagé?
Birden bire, her şeyin seni etkilemesine izin veren bir insan olsaydın, ne yapardım bilemiyorum.
Mais je dois te dire. Je serais perdue si tout d'un coup, tu rendais les armes.
Aslında az önce Talon'da Bayan Kent'e rastladım, birden bire, çiftliğe geri taşınmak ister miyim diye sordu.
En fait, je viens juste de rencontrer Mme Kent au Talon, et comme si de rien n'était, elle m'a demandé si je voulais revenir à la ferme.
Böyle birden bire prensi işaret etmesi seni de rahatsız etmiyor mu?
Ça ne vous paraît pas surprenant qu'il désigne subitement le prince?
Nazim Malek 2001'de Doğu Londra Üniversitesi'nde bilgisayar bilimi tahsili için gelmiş. 2003'te birden bire okuldan kaydını sildirmiş.
Nazim Malek... est venu étudier l'informatique à l'université de West London en 2001, avant d'abandonner soudainement en octobre 2003.
Öyle birden bire ortadan kaybolamaz.
Il ne peut pas disparaître.
Birden bire ortaya çıkmasının sadece tesadüf olduğuna inanmamı mı bekliyorsun?
Dois-je croire que sa présence ici est une coïncidence?
- Oğlum insanlar birden bire gey olmazlar.
- On ne devient pas gay, on l'est ou pas.
Birden bire annemle yatmaya başladın ve onu hamile bıraktın.
a mis ma mère enceinte.
- -büyük bir patlama oldu, birden bire asansör havaya uçtu, duman vardı, adamı dışarı sürükledim, derisi dışarı sarkıyordu,... onu dışarı sürükledim ve ambulansa kadar ona yardım ettim.
"... il y a eu une grosse explosion, tout d'un coup l'ascenseur a explosé, il y eu de la fumée, j'ai sorti quelqu'un de là, sa peau pendait, " " je l'ai traîné à l'extérieur et l'ai amené jusqu'à l'ambulance. "
Birden bire bana neden ihtiyacın oldu?
Pourquoi as-tu soudain besoin de moi?
Seni birden bire böyle görünce.
Je m'attendais pas à te voir.
Ve birden bire, bu oluyor.
Et soudain ceci...
Ama şimdi de o ilgilenmiyor. Peki ya şimdi, birden bire... İlgilenmeye başlıyorum.
puis soudain, ça m'intéresse, et je me demande si je dois l'embrasser, ou juste faire une accolade avec le cul bien en arrière pour rester correct, ou chercher les lèvres?
Birden bire ortadan kayboluverdiler.
Ils ont tout simplement disparu, d'un coup.
Dün gece birden bire oluvermiştir.
Peut-elle que c'est juste arrivé - - spontanément, la nuit dernière.