Bire bir translate French
840 parallel translation
Adamın iştahını kaçırmaya bu bire bir.
C'est assez pour gâcher l'appétit d'un homme.
Halkı memnun etmek için soruşturma bire bir.
Ça fera plaisir aux gens.
Şafaktan önceki bu kasvetli saatlerde, fillerin peşine düşüyoruz. Uykusuzluk için bire bir.
En ces heures mornes qui précèdent l'aube, aller chasser l'éléphant, c'est mieux que de compter les moutons.
12 dolar - bire bir, ne olursa.
12 dollars pour les deux à égalité.
Tam kocanın gribine bire bir.
Juste ce qu'il faut pour votre mari.
- Soğuk için, bire bir.
- C'est bon pour les rhumes.
İçinde konuşmak için bire bir.
C'est très bien pour discuter.
Hayır. David devamlı beraber olduğumuzu söylüyor. Masrafları kısmak için bire bir.
On est toujours ensemble et pour lui, un mariage, ce sont des frais inutiles.
Okumak için bire bir fakat asla iyi bir kapı tamponu olmazlar.
Ils ne sont bons qu'à être lus mais ils font de piètres cales.
Kalorisiz, şişmanlatmayan ve deri lekelerine bire bir.
Pauvre en calories, non-grasse et parfait pour la peau.
Benim beşte bire bir bakalım.
On y va, mon cinquième!
Beyaz kuğu da o kadar çalıştı ki birden bire bir çocuğa dönüştü.
Alors le cygne blanc a essayé et soudain, il a été changé en petit garçon.
Eğer bana inanmıyorsan, bire bir denemek ister misin?
Si tu ne me crois pas, on peut jouer à un contre un?
- Hayır. Bire bir.
C'est la taille réelle.
Şimdi... birden bire bir anda "dünyayı umursamayanlar" grubuna katıldık.
On fait partie de l'équipe des je-m'en-foutistes.
Bire bir aynı mı?
Absolument identique?
Yeni bir numara : "Yaramaz Humphrey." Partiler için bire bir.
Une nouveauté, "Humphrey le cochon". Parfait pour briser la glace.
Partiler için bire bir.
Parfait pour briser la glace.
Deriye yapışır, suya dayanıklı, partiler için bire bir.
Colle à la peau, résiste à l'eau, parfait pour briser la glace.
Yaramaz partiler için bire bir.
Parfait pour briser la glace.
Bir kızın yanaklarını pembeleştirmek için ormanda yürüyüş bire birdir.
Rien ne vaut une balade dans les bois pour donner des couleurs à une fille.
Bunlar akşamdan kalmışlara bire bir gelir.
Guérison instantanée des gueules de bois les plus carabinées.
Transilvanya'da ve Karadeniz'in Varna ve Galaz limanlarında birden bire bir veba salgını başladı. Salgın.
Peste.
"Sanırım çalınan anlaşmayı sınır ötesine geçirmek için bir yabancı kullanacaklar - ayrıca Rus habercinin birden bire ayrılması bayağı şüphe çekici..."
"Je crois que le contrat qui a été volé " va être passé au-delà de la frontière. " Le départ soudain du messager russe
İzninizle bir kaç dakika vaktinizi alacağım. Birden bire aklıma bir çare geldi.
Si vous permettez de vous interrompre une seconde.
Binicisi Steve Donoghue. Bir boy farkla, bire altı vererek kazandı.
Jack Joel gagnant d'une longueur à six contre un.
Size bir şey söyleyeyim. Kazanamayacağınıza bire yirmi bahse girerim. - Onları görmedim bile.
Moi, je vais vous dire... je parie que les autres vous battraient à plates coutures.
Ha bire duyuyorum, ama bir tane bile görmedim.
Je n'en vois jamais.
Eğer kuzuları kaybolduysa, bire on ihtimalle bir tilki ya da yaban kedisi yüzündendir!
Ce doit être un renard qui a tué leurs agneaux.
Hiçbir içki dükkanı açık olmaz, ve saat bire kadar tek bir barı bile açmazsınız.
Aucun magasin, et vous n'ouvrez pas avant 13 heures.
Birden bire, romantik bir şekilde olurdu.
Ça aurait pu se produire de façon soudaine et romantique.
Bir mil kadar kovalamış ve adam birden bire direksiyonu kırmış ve olan olmuş.
Il est sorti volontairement de la route.
New York City'de alışveriş yapan herkes... birden bire Macy'i sadece halkın refahını düşünen... bir hayırseverlik timsali olarak görüyor. Peki bu Gimbel'i ne yapıyor?
Tous les consommateurs prennent Macy's pour une bonne âme... qui ne pense qu'au bien-être du public.
Sonra birden bire kendimi iki katil arasındaki feci bir konuşmanın içinde buldum.
Puis, j'ai entendu soudainement une conversation affreuse... entre deux assassins.
Bana bir şehit göster, bire dört bahse girerim ki çulsuz kalır.
Trouvez-moi un seul martyr qui s'en sort bien.
Birden bire tüm ülke tek bir insanın sesi ve yüzü hâline geldi.
Tout d'un coup, le pays entier devient la voix et le visage d'une personne.
Birden bire şu deli yüzbaşı bir sürü kadın çağırdı.
Et tout d'un coup, ce taré de capitaine a fait entrer un tas de nanas.
- Bire bir.
- Appel en direct.
Birden bire... sizinle bu konuda konuşmak için dayanılmaz bir istek duydum.
J'ai eu tout à coup... le besoin impérieux de venir vous en parler.
Bire beş bahse varım George Pratt, senin ilk çocuğun şaşı ve onun buruşuk bir alnı olacak.
George, je parie que ton premier marmot froncera un sourcil.
Bir süredir gözüm üzerinde. Beni ha bire ha evden göndermelerinin asıl sebebini merak edeceğim aklına gelmedi, değil mi?
Tu pensais que j'ignorais la raison pour laquelle tu m'envoyais sans cesse dehors?
Birden bire, bir yara aldı diye onu açığa mı alayım yani?
Il est blessé. Je vais le mettre au vert.
Mesele bir tek yara değil, birden bire de olmadı. 17 yıldır yara alıyor.
Il ne s'agit pas d'une blessure. Mais de 17 ans de blessures.
İkinci rauntta, yumruklarımla onu yoklarken... birden bire... sıkı bir yumruk çaktı.
Je tournais autour, je reculais... j'esquivais... Tout à coup, il m'a attaqué.
Bizimle bire-bir oynamak ister misin?
Vous aimeriez peut-être jouer seul contre la maison?
Sizinle bire-bir mi?
En tête-à-tête avec la maison?
Dünyam birden bire çok garip bir hal aldı.
Mon univers semble soudainement étrange.
Sonsuz bir sayıyı tanımlamak istersem,... yatay bir sekiz yazar ve onu bire bölerim.
Pour définir une grandeur infinie, je pose un 8 horizontal et le divise par 1.
Bir gün, trafik ışıklarından geçmeye çalışıyordum ve arabalar etrafımda birikmeye başladılar ve birden bire, Sam adlı bir adam beni elimden tuttu.
Un jour, en m'entraînant à traverser la rue... j'ai provoqué un énorme bouchon... et un certain Sam m'a tirée de là.
Birden bire, dev arı sürüleri gökyüzünü doldurdu ve 1000 farklı renkte kıyafeti olan, 300 milyon zırhlı süvari, her sokağın köşesinden canavar kediye saldırmaya başladılar. Böyle düşük bütçeli bir filmde, böyle sayıları hayatınızda görmeniz mümkün değildir.
Soudain des essaims d'abeilles géantes remplirent l'air... et 300 millions de cavaliers en armure avec des manteaux de 1000 couleurs... apparurent à chaque coin de rue attaquant le chat monstrueux... en une scène de proportions si spectaculaires qu'elle ne pourrait... jamais de la vie être vue dans un film à petit budget comme ça.
Böyle birden bire, bana bir sormadan?
Sans même me demander?
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir tanem 228
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
bir şey yok 987
bir tanem 228
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
birisi 209
birini 32
bir gelişme var mı 30
bırakıyorum 119
bir ay sonra 33
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29
birini 32
bir gelişme var mı 30
bırakıyorum 119
bir ay sonra 33
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29