Birkac translate French
87,096 parallel translation
Bizi birkaç kez dinlediğini söyledi, eşi için özel etkinliğe gelir miyiz sordu.
Il nous avait vus. Il voulait une playlist spéciale pour sa femme.
Birkaç da garson, bu kadar.
Des serveurs. C'est tout.
Normalde bu adamlardan birkaçını eleyebilmeliydik.
Normalement, on aurait dû réussir à disculper certains de ces types.
Park yerinde farların açık bekleyip birkaç kişiyi getir götür yaptın.
Vous êtes resté sur le parking d'Axehampton, lumière allumée, à aller et venir.
- Trish gibi öncesinde seni tutan başkaları var mıydı? - Birkaç tane.
Certains clients, comme Trish, avaient réservé?
Birkaç kere havaalanına götürdüm, arada alkol ve yiyecek getirirdi.
Je suis allé quelques fois à l'aéroport, elle amenait à boire, à manger.
Birkaç içkiden sonra mı?
Après quelques verres?
Evet, ilerleyen saatlerde birkaç boş tabağı götürmüştüm.
Dans la soirée, j'y ai ramené des assiettes. Pour aider.
Ardından birkaç dakika sonra birinin adımı seslendiğini duydum.
Après quelques minutes, j'ai entendu appeler mon nom.
- Kasabanın birkaç km doğusunda.
À quelques kilomètres à l'est de la ville.
Sahilde benim gibi balık tutan birkaç adam daha vardı.
Deux mecs pêchaient plus loin.
Okul için gerekli birkaç evrak vardı içinde.
Y a des fichiers dessus dont j'ai besoin pour l'école.
Birkaç kişiyle daha.
Martin Skittles du pub.
O halde saldırıdan birkaç gün sonra Trish'e'Kapa çeneni, kapa yoksa'benzeri mesajlar da atmadınız mı?
Vous ne lui avez donc pas envoyé de message du genre "Boucle-la. Boucle-la, sinon..." quelques jours après son agression?
- Birkaç yıl içinde?
Il y a quelques années?
- Senin kiraya verdiğin birkaç karavanın vardı doğru mu hatırlıyorum?
Tu as des caravanes à louer, non? Oui, pourquoi?
Birkaç haftalığına seninkilerden birini kiralayabilir miyim ne dersin?
Donc... tu penses que je pourrais t'en louer une pour quelques semaines?
- Birkaç gün.
- Juste quelques jours.
- Birkaç gün için uzun bir mesafe.
Ça fait loin pour quelques jours.
- Birkaç ay oldu.
Deux mois.
- Birkaç hafta önce.
- Y a deux semaines.
- O gece birkaç kişiyi getir götür yapmıştım.
J'ai chargé certains invités cette nuit-là.
Şu anda takip ettiğimiz birkaç farklı kanıt var.
Nous suivons activement plusieurs pistes.
Senin için birkaç oğlan dövmem gerekse bile ben de yardım ederim.
Je t'aiderai, même si je dois gifler un ado pour toi.
Çekici aracını birkaç yıl önce açık artırmada satın almıştım.
J'ai acheté la dépanneuse aux enchères il y a quelques années.
Sadece birkaç fotoğraf.
Juste des photos.
Birkaç yeni sorumuz var.
On a de nouvelles questions.
- Birkaç kez içmişliğim var evet.
Quelques fois, oui.
Uzun bir yürüyüşe çıkıp derin birkaç nefes alacaksın ardından bizi arayıp ismini bize söyleyeceksin. Senin için bilgisayara yazılım yüklemiş olan kişinin ismini.
Allez faire une longue balade, respirez un bon coup, puis appelez-nous pour nous donner le nom de l'installateur du logiciel espion.
Birkaç ay sonra dank ediyor.
Quelques mois plus tard, je me dis : "Beth avait raison."
- Günde birkaç saat. Belki daha çok.
Deux heures par jour.
- Birkaç saate son vaazımı vereceğim.
Dernière messe dans quelques heures.
Ergenler bile milyoner olabiliyorsa ben de herhalde birkaç bir şey kazanırım.
Si des ados peuvent être millionnaires, je dois pouvoir glaner quelques sous avec des clics.
Efendim, birkaç olası senaryo var ama en kuvvetli ihtimal belli.
On a plusieurs scénarios, mais un seul semble plausible.
Önümüzdeki birkaç gün çok kritik.
Ces prochains jours vont être décisifs.
Karbondioksit salınımını azaltma hakkında konuşmak için birkaç CEO gelecek.
Les PDG viennent discuter des réductions d'émissions de dioxyde de carbone.
- Evet. Para dolusu birkaç çanta götürecekmiş.
Il devait livrer des sacs plein d'argent.
Göreve başladığımdan beri Cornelius Moss'la birkaç kez konuştum.
J'ai parlé plusieurs fois à Cornelius Moss depuis que je suis Président.
Yavaş yavaş oldu. Birkaç pazar şansım yaver gitmedi.
Lentement au début, quelques dimanches noirs.
- Evet, birkaç fikir sunuyordum.
J'offre juste quelques idées.
Birkaç hafta dişini sık.
Vas-y même plus fort durant ces prochaines semaines.
Birkaç sene daha.
Quelques années de plus.
Tek istediğim birkaç sene daha. Ama altımı oydular. Beni sabote ettiler.
C'est tout ce que je voulais, quelques années de plus, mais j'ai été anéantie, sabotée.
Birkaç sene daha mı istiyorsun? Beş yıl dahasına ne dersin?
Cinq de plus, ça te va?
Birkaç kendini bilmezin işi de olabilir.
Un restaurateur devenu fou, quelque chose comme ça.
"... Lincoln'ün hayatı üzerine birkaç girişimde bulundu. "
" attentat à plusieurs reprises à la vie de Lincoln.
Birkaç eski müvekkille hasret giderdik.
J'ai revu d'anciens clients.
Buraya gelerek gösterdiğiniz naziklik için çok teşekkür ederim ancak merak etmeyin, birkaç ufak düzenlemeyle kısa süreli dışarı çıkmamda bir sakınca bulunmuyor.
- J'apprécie que vous soyez venue me voir. Mais ne vous inquiétez pas, je peux sortir de chez moi, sous certaines conditions.
O yüzden... Birkaç gün daha burada olacağım. Seninle vakit geçirmeyi çok isterim.
Je suis en ville pour quelques jours, j'aimerais beaucoup qu'on se voie.
Yazıcı için birkaç top kağıt almıştım. Kağıt.
J'ai acheté des rames de papier pour l'imprimante.
AR-GE talebiyle birkaç örneğin değiştirilmesini sağlayabilirim.
Je pourrais obtenir des échantillons en prétextant une demande R D.
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç hafta sonra 22
birkaç gün önce 41
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28
birkaç dakika önce 30
birkaç gün 43
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç hafta sonra 22
birkaç gün önce 41
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28
birkaç dakika önce 30
birkaç gün 43