Bu şekilde mi translate French
1,259 parallel translation
Aşık olduğunda bu şekilde mi davranıyorsun yani?
T'es amoureux à ta façon.
Benim hakkımda bu şekilde mi düşünüyorsunuz?
C'est ça, l'opinion que vous avez de moi?
Ve bana bu şekilde mi teşekkür ediyor?
Et voilà comment elle me remercie!
Bu şekilde mi durmam gerekiyor?
Mais je dois garder cette ligne étendue?
Bu şekilde mi?
Comme ça?
Taze nefes ve temiz dişler. Bu, bu şekilde mi - ---
Haleine fraîche et dents propres?
Onun bu şekilde mi hatırlanmasını istiyorsun?
Et voilà l'image que vous voulez donner d'elle?
- Yatağı bu şekilde mi buldun?
- Le lit était dans cet état?
Bu şekilde mi öldü?
Elle est morte, de cette façon?
Oğluna da bu şekilde mi davranıyorsun?
Traiteriez-vous votre fils ainsi?
Annenle bu şekilde mi konuşuyorsun?
C'est comme ca qu'on parle à sa mère?
46 yılında Killmanin'de işlerin bu şekilde mi başladı diye çok merak ediyorum.
Je me demande si c'est ainsi que ça a commencé en 46.
Tanrı'nın inayetine bu şekilde mi teşekkür ediyorsun? Ne?
C'est comme ça que tu remercies le Seigneur?
- Bu şekilde mi?
- Comme ça?
Seni içeri alıyorum ve bana borcunu bu şekilde mi ödüyorsun?
Je t'ai mis sur ce coup et tu me fais ça?
Uyandırma bu şekilde mi oluyor? Bu uyandırmak için değil. Bu, uykuyu kaçırmak için.
Si vous le dîtes, je ne dirais rien.
Bu şekilde mi söyleniyordu?
C'est comme ça qu'on dit?
Bu şekilde mi sorman gerekiyor?
Tu dois vraiment me la demander ainsi?
Bana bu şekilde mi teşekkür ettin?
Tom! C'est comme ça que tu me remercies?
İşsiz güçsüzdün. Bu şekilde mi teşekkür ediyorsun. - Bir teklif savaşıydı.
Je te tire du chômage et tu me remercies comme ça?
- Bu şekilde mi yapacaksın? - Hayır.
Tu vas le faire comme ça?
Bu şekilde mi selam veriyorsun?
C'est comme ça que tu salues les gens?
Ne ki bu, insanlara bu şekilde mi selam veriyorsun?
C'est pas des façons de saluer les gens.
Bu şekilde mi yaşamak istiyorsun?
C'est comme ça que tu veux vivre?
- Bu şekilde mi yayımlayacağız?
- On traite ça?
- Ne, bu şekilde mi? Elbette!
Vous avez pensé à écrire?
Bu şekilde mi?
- Comme ca?
Buna, bu şekilde mi tutunacaksın?
- Tiens ça comme ça.
Nelle, bu şekilde ona iyilik mi yapıyorsun...?
Est-ce un service à lui rendre...
Bu yeni sistem eski sistemine çok benzer bir şekilde hazırlandı değil mi?
Ce nouveau système est légèrement calqué sur l'ancien, pas vrai?
Korneanın şekli kabaca bu şekilde, değil mi?
La cornée est grossièrement comme ça, exact?
- Yani alaycı şekilde mi, bu...
- Avec ton ironie, c'est...
- Bu şekilde dolaşmam kötü bir şey mi?
- C'est moche de se balader comme ça?
Meme ucu bu şekilde çıkmamalı değil mi?
On devrait pas les perdre comme ça.
Moya'nın algıları içinde Aeryn'i bu şekilde yaşlandıracak herhangi bir toksin bulamadı. Gezegeni analiz ettin mi?
- As-tu analysé la planète?
İşlerin bu şekilde gerçekleşmesi ilginç değil mi?
Le vin serait bienvenu maintenant. On devrait songer à l'inscrire au club.
Onu bu şekilde küçük düşürürsen... sana ne yapacağının farkındasın, değil mi?
Tu te rends compte de ce qu'il te fera Si tu l'humilies comme ça?
Kendilerinden biri gibi yapmak için mi? Bu şekilde çoğalıyorlar. Diğer ırklara ait cesetleri topluyorlar.
Ils se reproduisent en ressuscitant les morts des autres espèces.
Yani onun yerimi alabileceğimi düşündün bu şekilde kariyer basamaklarını çıkacaktın, öyle mi?
Je devais la remplacer pour que tu grimpes au sommet.
Bu şekilde sizlerin de gururunu kırmış oluyorum değil mi?
Comme j'ai été humilié... par vous tous?
Bu şekilde arkadaş olabileceğimizi mi düşünüyorsun?
Tu crois que c'est aussi facile?
Bu şekilde tutuklandığı için mi? Kimse bunu unutmadı.
Être arrêté comme ça?
Kralın önüne bu şekilde çıkmak istemezsiniz, değil mi?
Vous ne voulez pas vous présenter devant le roi comme une dévergondée?
Orada oturup benimle bu şekilde konuşmasına izin mi vereceksin? Evet Morton?
Tu restes là sans rien dire... à l'écouter me parler ainsi?
Bu kadınları bu burgaları giymek zorunda bırakan şu andaki hükümet mi yoksa Afgan kültürü mü hükümeti kadınların böyle giyinmesini zorunlu kılacak şekilde koşullandırdı tam olarak bilemiyorum.
J'ignore si c'est le gouvernement actuel qui oblige ces femmes à porter ces burgas ou si c'est la culture afghane qui a obligé le gouvernement à voiler ces femmes de la sorte.
Bu şekilde karıştırmamalıydın değil mi?
Vous ne voudriez pas qu'il vous arrive la même chose, hein?
Beni bu şekilde uzak tutabileceğini mi sanıyorsun?
- Tu penses me laisser tomber? - Qu'est-ce que...
Dylan'ı bırakıp hızlı bir şekilde bu işi halletmemi mi söylüyorsun?
Es-tu en train de me dire que je devrais juste abandonner Dylan et Rev?
"Bu şekilde ilerleyebiliriz. Bu bize para kazandırır." Öyle mi?
"C'est le seul moyen pour économiser de l'argent."
Kaptan, bu söyleyeceklerime inanılmasının zor olduğunu biliyorum ama sanırım bir şekilde Voyager'ın 7 sene önce ki haline savrulmuş durumdayım. Gerçekten mi?
Capitaine, je sais que c'est difficile à croire, mais je pense avoir fait un bond de 7 ans dans le passé du Voyager.
Yani bu bombanın her şeyin içinden geçebilecek şekilde mi yapıldığını söylüyorsun?
Autrement dit, des bombes pouvant traverser n'importe quoi?
bu şekilde değil 53
bu şekilde 200
bu şekilde olmaz 37
bu şekilde konuşma 22
bu şekilde devam edemem 22
bu şekilde yaşayamam 23
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
bu şekilde 200
bu şekilde olmaz 37
bu şekilde konuşma 22
bu şekilde devam edemem 22
bu şekilde yaşayamam 23
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004