Buna değerdi translate French
148 parallel translation
"Buna değerdi senin yanında olmak için".
Ça valait la peine... pour être à côté de vous.
O yüzüğü çıkarmak neredeyse parmağıma mal olacaktı. Ama olsun, buna değerdi. Tüm elime hatta iki elime bile değerdi.
J'ai failli y laisser un doigt, mais ça valait bien mes deux mains!
Ama Rosie... geldiğim için hiç üzgün değilim. Yani demek istediğim buna değerdi.
Mais, Rosie... je n'ai pas de regrets d'être venu... comprends-moi... ça a été merveilleux.
- Buna değerdi.
- Elle le valait.
Muhtemelen pahalıya patlardı ama kesinlikle buna değerdi.
Ça coûterait certainement beaucoup. Mais ça vaudrait la peine.
Buna değerdi.
Cela en valait la peine.
- Tabii. Buna değerdi.
- Oui, cela en vaudrait la peine.
50 yıllık Napolyon, pahalı ama buna değerdi.
Du luxe, mais ça en valait la peine.
Buna değerdi.
Ça en valait le coup.
Evet, buna değerdi.
- Oui. Ça les vaut. Adieu!
- Ah, endişelenme, yağlı kafa Buna değerdi.
T'inquiète, ça valait le coup.
Buna değerdi delikanlı, Eğer bundan bir ders çıkardıysan.
Ce n'est pas grave. Mais en as-tu tiré une leçon?
Buna değerdi!
Qu'est-ce que ça fait?
- Zavallı, Freddie. - Buna değerdi.
la prochaine fois, tu me porteras.
- Boş ver. Buna değerdi.
Je les regrette pas!
Ama buna değerdi.
Mais ça en valait le coup.
- Çok başarılısınız. - Buna değerdi. - Evet.
Cela aurait été dommage de la perdre.
- Buna değerdi.
- Une bonne cause.
Buna değerdi.
Tout va bien.
Pekala, eskiden buna değerdi.
Ouais, autrefois tu trouvais que ça en valait la peine.
Buna değerdi.
Ça vaudrait le coup.
Sadece nedimeler bile buna değerdi.
Les demoiselles d'honneur valaient le coup.
Meyva suyu burnumdan geldi, ama buna değerdi.
J'ai du jus d'orange dans le nez, mais ça valait le coup.
Boş ver, buna değerdi.
Ca en valait la peine.
- 3, 4 dakika. Birkaç dakika daha az sürseydi buna değerdi.
Quelques minutes de moins et j'aurais tenté le coup.
Dursam da, yine de buna değerdi.
Si je m'arrête aujourd'hui, ça en valait encore la peine.
Beni yakan ve ruhumu yaralayan acılar, buna değerdi.
Les douleurs qui m'ont brûlée et abîmé mon âme, ça en valait la peine.
Buna değerdi.
Ca en valait la peine.
Biraz. Ama buna değerdi.
Quelques-unes mais ça en valait la peine.
Bu Manola Blahniks ayakkabılarımı bağlamak kadar kolay değildi ama buna değerdi.
Pas aussi facile que de taper mes Manolo Blahnik trois fois, mais cela en valait la peine.
Buna değerdi.
Ça valait le coup.
Ve korkarım bunu yapmanıza izin veremem. O şeyden uzaklaş. Alan üreteci için ender bulunan eşyaları vermem gerekti, ama buna değerdi.
Je ne peux pas vous laisser faire. Eloignez-vous de cet appareil. C'est une variante du bouclier de protection goa'uld.
Bacak kaslarımı zorladım sanırım ama buna değerdi.
- Combien sont venus? - 11, je crois.
İkincisi,... Buna değerdi.
Mais sache que ça en valait la peine.
Saçma olduğunu biliyordum, ama yapmak zorundaydım. Buna değerdi.
Je n'étais pas dupe, mais bon, je m'en servais, tant que ça marchait.
Ama buna değerdi.
Mais ça valait le coup.
Onu işemeye götürmek için tam üç kere kalktım, ama buna değerdi.
Bon, je l'ai porté 3 fois... aux W.C., mais ça valait la peine.
Yine de buna değerdi.
Ça valait le coup.
Buna değerdi. - Harika.
- Ça valait le coup.
Bu Manola Blahniks ayakkabılarımı bağlamak kadar kolay değildi ama buna değerdi.
Ce n'était pas aussi facile que d'acheter des Manolo Blahnik, mais ça en valait la peine.
Buna değerdi.
J'en prends le risque.
Wow, sanırım buna değerdi.
Ça en valait vraiment la peine alors.
Eskiden bu iş buna değerdi diye düşünürdüm. Hayatımdan, ailemden, arkadaşlarımdan vazgeçmek.
Avant, je pensais que ce boulot valait le coup, de sacrifier ma vie, ma famille, mes amis.
- Çok pahalıydı ama.. Buna değerdi.
- C'était très cher, mais ça en valait la peine.
- Buna değerdi, biliyorum.
Je savais qu'elle en valait la peine.
Buna değerdi ama, değil mi?
Ça valait le coup, hein?
Yanan kasıklarıma rağmen, Turk'ü sırtımda taşımak buna değerdi, çünkü bu onun neşesini yerine getirecekti.
Malgré mes cuisses en feu, ca valait le coup de porter Turk. Parce que je suis sûr de l'avoir mis de très bonne humeur. Je suis de très mauvaise humeur.
Buna değerdi.
Ca en valait la peine!
- Ama buna değer miydi? - Evet.. değerdi.
- Mais ça en valait la peine?
Seni seviyordum... ve bu karanlıkta yaşamak buna değerdi... bu hapishanede... ama senin için değil,... senin için yeterince iyi değildim.
Je t'aimais. Et cela me suffisait. Vivre dans cette obscurité...
Buna değerdi gerçekten.
Je veux pas être celui qui lâche une telle bombe sur ma famille.
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna dayanamam 103
buna değer 39
buna ihtiyacım yok 72
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna dayanamam 103
buna değer 39
buna ihtiyacım yok 72
buna göre 57
buna ne demeli 38
buna bayılıyorum 48
buna rağmen 175
buna ihtiyacın yok 25
buna inanmıyorum 513
buna ne dersiniz 119
buna izin vermem 58
buna inanıyorum 48
buna izin veremem 161
buna ne demeli 38
buna bayılıyorum 48
buna rağmen 175
buna ihtiyacın yok 25
buna inanmıyorum 513
buna ne dersiniz 119
buna izin vermem 58
buna inanıyorum 48
buna izin veremem 161