Cul translate French
26,599 parallel translation
Buster Douglas kıçının üstüne oturttu onu.
Buster Douglas lui a botté le cul.
Kıyağı dokunacak bir milyarderken birden zengin züppenin tekine dönüşecek.
Il passe de millionnaire que tu peux démolir à un autre riche trou du cul.
Yonkers eskiden ağzını burnunu kırdıracağın bir mekândı be.
C'était un endroit où on pouvait se faire botter le cul.
- Herifi bulup derisini yüzeceğim.
Je vais le trouver et lui botter le cul.
Çözümü de getirdim, sevgilerle.
J'apporte des coups de pied au cul...
Kıçına bir gün olsa da tekmeyi basmanın beni ne kadar mutlu ettiğinin anısı.
Le souvenir de vous foutre ça dans le cul me fait rire au moins une fois par jour.
Müşterim müşterisinin davaya ehliyetine bakıyor.
C'est le diable. Mon client a foutu un procès au cul du sien.
Müşterisi müşterimizi davaya ehliyetlendiriyor.
Son client a collé un procès au cul du nôtre.
O güzel Chica kıçını Poppy'ye getir.
Alors amène ton petit cul par ici.
Popom senin için tutabilir mi?
- Mon cul peut l'occuper pour vous?
Bana verecek bir çanta Molly'in yoksa baş ağrım geçene kadar götüm bu koltukta duracak.
Alors à moins que tu aies un sachet d'ecsta pour me motiver, mon cul va rester sur ce siège jusqu'à que j'ai assez bu pour calmer mon mal de tête.
Bir dakika, götle ilgili olan mı?
Attends, est-ce-que c'est un truc de cul?
Bak popo olayını çok erken yaptın.
Écoute, tu as fait les trucs de cul beaucoup trop tôt.
Popo oyunu üçlü yapmanın kapısını açar.
Les jeux de cul ouvrent la porte aux plans à trois.
Yani popon harika duruyor.
Ton cul est parfait.
O kadar yalakaydı ki adama "Dildo" diyorlardı. * Şimdide Achilles'da.
Il collait tellement au cul des gens qu'on l'a appelé "Le plug anal". Maintenant il est chez Achilles.
Kıçımla çalışıyorum.
Je me bouge le cul.
Götlerinden daha çok şey olduğunu biliyordum.
Je savais qu'ils avaient plus qu'un balai dans le cul.
Ama eğer beni zorlarsan, Kuzey Kore'yi salarım üzerine.
Mais si tu me pousses, je vais te botter le cul.
Seni Tinder'a ekledik kızım.
On a mis ton cul sur Tinder, fille.
Nesbitt'in götünü yalamak iyi mi bari?
Il fait beau dans le cul de Nesbitt?
Kıçımda bir hedef tahtası varken beni hastaneye kapatarak mı yardım edeceksin?
En me maintenant à l'hosto avec une cible sur le cul?
Bir avuç ise yaramaz insan.
Une poignée de lèche-cul ici.
Elimlen konuş Monica.
Parle à mon cul, Monica.
Ne kadar para kaybedeceğim umurumda değil. Çünkü sizi dava ettiğimde götünüzden kan alıp tüm paramı geri kazanacağım.
Peu importe combien je perds, parce que je vais tout récupérer en vous collant un procès au cul!
- Siksen olmaz.
Mon cul!
KİMİN KOCA GÖTÜ...
QUI A UN FAUX GROS CUL?
Her şeyden önce, bu bok kafalıyla neden evlendin?
Pourquoi as-tu épousé ce trou de cul?
İç!
Cul sec!
O tubayı alıp götüne sokmak istiyorum.
- Au cul, son tuba!
Kafanızı götünüzden çıkarıp bir şarkı bulun.
Sortez-vous les doigts du cul et pondez-m'en une.
Rol yapmayı kes ve ver şunu.
Arrête de faire ton faux cul et aboule!
Aptal bir fare gibi kokuyorsun.
Tu pues le cul de rat.
- Bu şerefsizler buranın mı çalışanı?
Ces trous du cul travaillent ici maintenant?
Ve Kenneth gibi çok can sıkıcı birini görüyorlar... Sağlam birini.
Ils voient quelqu'un comme Kenneth, tout cul serré qu'il est, comme solide...
Bu seni dağ başındaki bir otelin bekçiliğini yapma seviyesinden mağrur gangster seviyesine mi çıkarıyor?
Ça permet de passer du statut de directeur d'hôtel du trou du cul du monde à celui de truand mondialement connu?
Ben de gelir ağzını burnunu kırarım!
Dans ce cas, je reviendrai te botter le cul!
- Bok değil.
- Mon cul, oui.
Kıç deliğim kokuyor ama evet.
J'ai le cul qui pue, mais ça va.
- Kıçına koltuk yayı kaçmış bir ayı gibi.
Comme un ours... avec un ressort dans le cul.
Götünü kollamak için geldim.
Pour protéger ton cul.
- Yapmaymış.
- Allez mon cul!
Al bunları sarkık götüne sok.
Tu peux te mettre tout ça dans le cul.
- Müziğe, gruba, götündeki taşa.
La musique, le groupe, les graviers dans ton cul.
Götüme tekme atmadan önce bu boku bitirmeme yardım etmek ister misin?
Tu veux une taffe, avant de botter mon petit cul blanc?
Siktiğimin polisleri peşimde.
- Mais non. Les flics, je les ai déjà au cul.
Adamları tanıyan birini arayıp duruyordu.
Elle peinait à trouver quelqu'un qui connaisse la différence entre un coude et un trou du cul.
Kendi kıçını kurtarmak için onu satacak.
Il va le dénoncer pour sauver son cul.
Analdan orala geçmek, AOG'nin anlamı yani.
Cul vers bouche, au fait.
Götten ağza. İstese de istemese de.
Cul vers bouche, qu'elle aime ou non.
N'aber lan?
Salut, les trous de cul!