Degilmi translate French
913 parallel translation
Atina'li bir general degilmi?
N'est-ce pas un général athénien?
Bir günde ikinci, baris adasi için fazla degilmi?
Le second en un jour. En temps de paix, c'est trop.
Ve Dario için, sizcede öyle degilmi?
Et pour Dario aussi, non?
Sen korkmuyorsun, degilmi?
Et toi, n'as-tu pas peur?
Evet, burada bolluk var.Sonra burasi baris adasi degilmi?
Oui, il y a beaucoup à faire ici.
İyi, bu olağaüstü birşey Değilmi?
Eh, bien, c'est formidable, ça.
Çok ilginç, değilmi?
Très intéressant, non?
Ne kadar komik değilmi, o ayrıldı ve davullar çalmaya başladı. Ve o, o zamandan beri burada değil.
Les tambours ont commencé quand il est parti, et on n'a plus eu de ses nouvelles.
Sana yalnızca bir tek şey verebilirim, hayatımı. İstediğin bu değilmi?
Je t'ai offert mon unique bien comme tu l'as voulu.
- Güzel kız değilmi.
Elle déteste Naiche!
Fakat bu senin kardeşin Naiche değilmi.
Mais c'est votre frère!
Bütün söylediğim Gwen'in zamanını rüyayla harcayan bir kız değilmi?
Avec une fille comme Gwen, qui perdrait son temps à rêver?
Senin istediğinde bu değilmi?
C'est ce que tu veux, non?
İşin takıldığı yer bu değilmi?
C'est là que ça coince, hein?
Tam bir deli değilmi?
Il est vif, hein?
Senator, bir oyuncağa göre etkileyici değilmi? " General Mitchell'ın yaptıkları tamamen kurallara aykırıydı,
Pas mal, pour un "jouet militaire", Sénateur. " Le Général Mitchell s'est montré, au long de sa carrière,
İsabetli karar verdim değilmi.?
N'est-ce pas formidable?
- Başka bir deyişle, görevde değilsiniz değilmi?
- Bref, vous n'avez pas d'ordres?
Buranın bir maden olduğunu daha önce bana hiç anlatmadın Benim değilmi?
tu ne m'as jamais dit que c'était une ancienne mine vraiment?
- Bu kıza aşık olduğuna eminsin değilmi? - Evet, öyle.
- Tu l'aimes drôlement, hein?
Kesinlikle senin adamları kandırdım, değilmi?
Je vous ai roulés, hein?
Burası küçük bir dünya, değilmi?
Le monde est petit!
Kalbin kırıldığı için üzgünüm. Lakin bizler iyi doktorlarızdır, değilmi kızlar?
Navrée pour votre cœur, mais nous sommes de bons docteurs, pas vrai?
Buradada eğlence olduğunu düşünmüyorsun değilmi?
N'y a-t-il pas assez de distractions?
Bu adam senin arkadaşlarından biri değilmi?
Ce n'était pas un de tes amis?
- Birşeyler ima ediyorsun ha! - Nome senin gibi bir kıza göre değilmi?
Sans préciser que Nome n'est pas pour une femme comme toi?
- Bu daha hoş. - Değilmi?
- C'est mignon.
Bu adam benim ihtilaflılarımdan biri değilmi?
C'est lui qui a contesté?
Pekala, gördüğün kowboylar çok şık değilmi.
Hé bien, les cow-boys ne sont pas très intelligents.
Sen gerçeksin, değilmi?
Tu es réelle, non?
O hemen hemen mükemmel, değilmi?
Ne pensez-vous pas qu'elle est tout simplement parfaite?
Bu gemide aklımızı devraldı, değilmi?
Il a pris le contrôle de nos esprits, dans le vaisseau?
Bu kızlardan bir gerçek değilmi?
Aucune de ces filles n'existe réellement.
Sence, çok az olasılık var, değilmi, buraya onun hilelerine düşmek için.
Vous pensez que je suis le plus capable de résister à ses pièges.
Görünerbilir, değilmi?
Elle n'est pas invisible, n'est-ce pas?
- Laf tam yerine oturdu değilmi.
- C'était juste un jeu de mots.
Söylesene... - Şuradaki Wyatt Earp değilmi?
Dites donc, c'est Wyatt Earp?
Ancak onlara ineklerin nasıl otladığını gösterdik, değilmi çocuklar?
Et on leur a montré ce qu'on avait dans le ventre.
Sersemledin, değilmi?
- Monsieur? - Ça vous sidére, n'est-ce pas?
Bir keresinde bizi tanıştırmıştın, değilmi?
Tu me l'avais présentée, tu t'en souviens?
O'nu, örneğin. Onuda gördün, değilmi?
Lui, par exemple, vous l'avez vu aussi, n'est-ce pas?
Beni yaşıyor gördüğüne şaşırmışsındır, değilmi, Massimo?
Surpris de me voir vivante, n'est-ce pas, Massimo?
O iyi bir Patron değilmi ki?
Il ne l'est pas?
Ne iyi olurdu değilmi! Ama komşular ne der?
Les voisins diraient quoi?
Bu bir Wright çift kanatlısı değilmi?
C'est un biplan Wright, non?
Tavşan gibi avlarlardı, değilmi?
Chasser Ie lapin. elle est bonne!
Yine de emin olmam gerekir değilmi, ne de olsa annesiyim?
C'est le rôle d'une mère. Faites-nous confiance.
- O da Yahudi değilmi? -
Bien qu'il soit juif.
Öyle değilmi, ortak?
Pas vrai, associé?
Ah, hala kendini kaşıyıp duruyorsun, değilmi?
Tu te grattes toujours?
Böyle akıllı işadamlarında nadir görülen bir özellik, öyle değilmi?
Plutôt curieux, pour un homme d'affaires, vous ne trouvez pas?
değilmiş 21
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değildir 62
değiliz 102
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değildir 62
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56