Dostlar translate French
11,424 parallel translation
Her ne olursa dostlarından birine gitmesi de riskli olurdu.
Dans tous les cas, il prendrait un gros risque en cherchant de l'aide auprès d'un de ses comparses.
Bazen, dostlarımıza düşmanlarımızdan bahsetmek zordur ya da neyin daha tehlikeli olduğundan.
Des fois il est difficile de différencier nos amis de nos ennemis... ou lesquels des deux sont les plus dangereux.
Dostlarım, ben buradan ayrıldığımda bir kaç kişiden fazla değildik, saklanıyorduk.
Mes amis, quand je suis parti d'ici, Il y avait un peu plus qu'une poignée d'entre nous dissimulation.
Bu yıl, küçük dostlarım Wicker Park Wolverines'in tarih kitaplarına geçecek yolda yürüdüğü yıl olacak.
C'est l'année, mes petits amis, où les Loups de Wicker Park vont rentrer dans l'histoire.
Berbat bir şerifim çünkü en iyi dostlarımdan biri açık davalarımın yarısının faili durumunda.
Je suis une horrible shérif car un de mes meilleurs amis est le suspect dans la moitié de mes affaires en cours.
Aynı zamanda Liz'in ailesi ve dostlarına olan sevgi ve desteğimizi göstermek için buradayız.
On est aussi ici aujourd'hui pour témoigner de notre amour et de notre soutien à la famille et aux amis de Liz.
"Biriyle evlenen, dostlarıyla da evlenir."
"Épouse l'homme, épouse ses amis"
Aile dostlarımızdan ve resmi kayıtlardan toparladım.
Je l'ai reconstitué d'après des récits d'amis et les archives officielles.
Adamlarımı ve dostlarımı yoldaşlarıma sundum... ve korkunç durumumuza bakmanın... başka yolları da var.
Je voudrais soumettre aux conseillers et aux citoyens une toute nouvelle façon de voir ces terribles circonstances.
Ve dostları.
Et ses copains.
Bu kararı değerli sırdaşlarıma hayatımı emanet edeceğim en iyi dostlarıma danışarak aldım.
J'ai consulté des confidents de confiance, des hommes en qui j'ai une confiance aveugle.
Sevgili dostlar, burada Tanrı'nın ve bu ailenin yüzü önünde bu birliktelik için toplandık...
Chers bien aimés, nous sommes réunis ici sous le regard de Dieu et devant cette famille pour unir cette...
İyi din adamı doğru söyler dostlarım.
Vous savez, le bon révérend dit la vérité.
Dostlar kendilerine dikkat ederler.
Les Fils prennent soin des leurs.
Yardım etmeye çalıştığımız, ancak işi gücü başımızı belaya sokmak olan, sözde dostlarımızdadır sorun.
Ce sont nos soit-disant amis que nous essayons d'aider mais qui nous attirent des problèmes.
Dostlarınızdan ve ailenizden kopun.
Faites un break avec vos amis et votre famille.
Sıkı durun dostlar!
s'accrocher à votre chapeau, folks.
Sen Amerikalı CIA dostlarına dön.
Tu y retournes et tu rejoins tes amis de la CIA.
Dostlarım, meslektaşlarım, hoş geldiniz!
Chers amis, chers collègues du parti, soyez les bienvenus.
Yanlış adamlara çattınız dostlarım.
Vous avez foiré avec le mauvais groupe de personnes, mes amis.
Buradaki yumuşak başlı dostlarının aksine.
A l'inverse de tes bons amis d'ici.
Bunun için minnettarım, dostlarım.
Hé, j'apprécie vraiment les mecs.
Dostlarım, bu kabul edilemez.
Oh, les gars, C'est inadmissible.
Davetiyemiz yok... ama bazı eski dostlarımız yolumuzu aydınlatabilir.
Nous ne le sommes pas, mais une de nos vieille amie de notre brillant passé l'était.
Ve siz benim bazı eski dostlarımın bunu bildiği söylüyorsunuz.
Et vous pensez que certains de mes anciens amis pourrais être au courant.
Kaynaklarımız bitince dostlarım erzaklarını benim için feda ettiler.
mes amis ont sacrifié leurs rations pour moi,
Vampir dostların bir sonraki seferi beklemek zorundalar.
Ta ménagerie vampire va devoir prendre le prochain train.
Kendimden biliyorum, sekiz yaz sonra kamp arkadaşlarım en yakın dostlarım olmuştu.
Et huit étés après, ils sont devenus mes meilleurs amis.
Lütfen yapmayın! Sizler benim en iyi dostlarımsınız.
Non, vous êtes mes meilleurs amis.
Dostlar birbirini pazarlamaz.
Les amis ne se trahissent pas.
Dostlar olmadıkları biri gibi davranmaz.
Les amis ne font pas semblant.
Dostlar müzik yazarı değilmiş gibi davranmaz ve büyük dergilerde makaleler yazmaz.
Ils mentent pas sur leur métier pour pouvoir écrire des articles.
Dostlar bunları yapmaz.
Les amis ne font pas ça.
Şu an dostlarım, "Yeter artık" demeliyiz!
Et maintenant, mes amis, nous devons dire "Assez!"
Dostlarım Tex derler.
Mes amis m'appellent Tex.
Eğer bir anlamı olacaksa Alamo'daki dostların rüyalarımda bana sesleniyorlar.
Si ça a une signification, vos amigos à Alamo m'appellent au secours dans mes rêves.
- Dostlar, Komançiler miydi?
Les gars, c'était les Comanches?
Kanınızı vereceğim. Kardeşleriniz ve dostlarınızın intikamı alınacak. Bu generaliniz ne zaman nerede emir verirse yapılacak.
Vos frères et amis seront vengés, mais ce sera quand et où votre général le décidera.
Elbette hayatındaki bu değişiklik çok büyük bir sorumluluk ama yanımızda dostların olduğunu bilmek ikimizi de güvende hissettiriyor.
Ce changement dans sa vie est une lourde responsabilité, mais c'est rassurant pour nous deux de savoir... que nous sommes entourés d'amis.
Fransa sarayında dostları olan birini bulmak cidden tuhaf.
C'est rare de trouver une fille à embaucher qui ait de si bonnes connections à la Cour de France.
Tüm dostlarım, hayatıma giren herkes.
A tous mes amis, à tout le monde dans ma vie.
Galiba ajan dostlarımız bugün uyumaya karar vermiş.
On dirait que nos copains ont décidé de faire la grasse-matinée aujourd'hui.
Her yılki Hawaii partilerinde polis dostlarımla paylaştığım bir şereftir bu.
Un discours que je donnais à mes coéquipiers chaque année à luau.
- Hudson'ın biraz yukarısında, sahibi aile dostlarıymış.
Où? Un peu plus haut de l'Hudson, appartenant à un ami de la famille.
Dostlarının savaşı kazanmaktan başka amaçları bizden başka müttefikleri varmış gibi davranmaları kâfi, iş orada biter.
Vos amis ont juste à faire comme s'ils avaient d'autres buts que de gagner cette guerre, alliés avec d'autres que nous, et ça irait.
Benim dostlarım dağlarda.
Les miens sont dans les montagnes.
Bu e-postalara bakınca, eski dostlarıyla irtibatı kaybettiği sevgilisiyle yaptığı planları iptal ettiği bile görülüyor.
Et après avoir regardé ces e-mails, c'était clair qu'elle perdait contact avec d'anciens amis et qu'elle annulait même des plans avec son petit-ami.
Şerefe ve Dlamanyalı dostlarımıza içiyoruz.
Santé! Buvons en l'honneur de nos amis des Pays-Bas.
Ne isterseniz dostlarım.
Tout ce que tu voudras, mon ami.
Yanılıyorsunuz dostlarım.
Mon ami, t'as tort.
Beyaz Ev'le konuştum.Dostlarımız zafere giden yolda ilk tekliflerini vermeye başlamışlar. - Nasıl gidiyor?
- viennent de faire la première offre.