Dostlarım translate French
5,713 parallel translation
Dostlarım, size yalvarıyorum!
Mes amis! Je vous en supplie!
Bu şarkı hızla zirveye çıkacak, dostlarım.
Ça va vite devenir un succès.
Sokakta dostları olan dostlarım var.
J'ai des amis qui ont des amis dans la rue.
Bayanlar, baylar. İşte karşınızda eski dostlarım ve Şöhretler Geçidi'nin yeni isimleri :
Mesdames et messieurs, voici... mes vieux amis, et nouveaux au Hall of Fame, les seuls et uniques
Meclis'teki tüm dostlarım adına söylemeliyim ki artık sabrımızı nihai sonuna getirdin.
Je parle au nom de tous mes collègues au Congrès : vous avez épuisé toute notre patience.
Dostlarım dışarıda bana katılın.
Tous mes amis. Accompagnez-moi dehors.
Sayın başkan, sevgili dostlarım bayanlar ve baylar, hepinize iyi günler.
M. le président, mes chers collègues, mesdames et messieurs, bonjour.
Dostlarım.
Mes amis.
Bu belge CIA'daki dostlarımız tarafından elde edilmişti.
Ceci provient de nos amis de la CIA.
İnanıyorum ki yeni dostlarımız yeni çağın müjdecisi olacak Bill.
Nos amis évolués vont nous propulser dans une ère nouvelle, Will.
Annesini başka bir yerde dostlarımızı arayıp bizim için dua etmelerini isterken görmüş.
Il a vu sa mère dans une autre aile appeler des amis, leur demander de prier pour nous.
Benim küçükken bir ailem yoktu. Beni burada tek ilgilendiren şey dostlarım.
Je n'ai jamais eu de famille, seulement mes potes.
Ve işte böylece dostlarım, bir devrim sona erer.
Et voilà comment meurt une révolution.
Korkuyor musunuz, dostlarım?
Avez-vous peur, mes amis?
En sonunda, düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın suskunluğunu hatırlarız.
"A la fin, nous nous souviendrons " non pas des mots de nos ennemis, "mais des silences de nos amis."
Tüm dostlarımın alnına...
Sur le front de mes amis
Kabul eden her tene... Tüm dostlarımın alnına...
Sur toute chair accordée Sur le front de mes amis
- Dostlarımız nasıl?
- Ils s'en sortent?
Leningrad'a götürmeleri için Rus dostlarımıza da bir şey bıraktık.
Mais on a laissé à nos amis russes un souvenir pour Léningrad.
- Sadece dostlarımı koruyordum.
Je protégeais mes hommes.
Aklımdan çıkmayan şey kurtaramadığım dostlarım.
Ce qui me hante, c'est ceux que j'ai pas pu sauver.
Dostlarım yardımınıza her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Mes bons amis, votre aide sera inestimable.
Dostlarım, karşınızda Sessiz Serçe Projesi.
Mes amis, je vous présente le projet Envol Silencieux.
Dostlarım, bugün burada bir kahramanımızın dönüşünü kutlamak için bulunuyoruz.
Mes amis, nous sommes réunis aujourd'hui pour fêter le retour d'un héros.
Sevgili dostlarım, sizlere bu kalabalığı bize gösterdiğiniz için,... tüm kalbimle teşekkür etmek istiyorum,... ve diyebilirim ki, uzun yaşa Bunderzele.
Chers amis, je tiens sincèrement à vous remercier chaleureusement d'être venus en nombre. Je dirai juste : longue vie à Bunderzele.
Bunun son olduğunu sandım Fakat hayır dostlarım
Je croyais que c'était fini Mais non, mes amis C'est le moment
Fakat hayır dostlarım Her şeyi yeniden yapacağız
Mais non, mes amis C'est le moment De tout recommencer!
Bunu hak ettiniz, dostlarım!
Vous le méritez, camarades!
Dostlarım, korkarım kötü haberlerim var.
Camarades, je crains d'avoir de mauvaises nouvelles.
Dostlarımızı celp etmelisin. Kuşları ve mahlukatı.
Faites venir vos amis, bêtes et oiseaux.
Şerefe dostlarım!
Allez, mes pouilleux!
Dostlarım büyük gün geldi çattı.
Mes amis, aujourd'hui est un grand jour.
Sevgili dostlarım!
Mes chers amis!
Şimdi, sevgili dostlarım atlarınıza buyurunuz!
Alors, mes chers amis, En selle!
Her gün, dostlarımın ağzına beni sakız ettiğinizin farkına varmalısınız.
Tous les jours, et mes collègues qui se moquent de moi.
Ve son olarak, Morris'in bizi tanıştırdığı Ortadoğulu dostlarımız... masaya son bir teklif koydular.
Et les amis que Morris nous a présentés au Moyen-Orient ont fait leur offre finale.
- Buyrun bakalım dostlar.
Tenez.
Dostlar mı?
Amis, oui.
Mafyadaki dostların mı?
Tes amis de la mafia?
Yoksa şu Uyanık Californialılar denen Başkan Nixon'ın vatansever dostları mı?
Les amis patriotes du Président Nixon qui formaient Californie Vigilante?
Güven dostlarına, yardım edecekler sana.
Fais confiance à tes amis Ils te tireront d'affaire
- Bir tek dostlarım.
Vous et moi.
Dostlar mı, düşmanlar mı?
Sont-ils amis ou ennemis?
Eşinizin kriz anlarında dostlarınızı araması olağan dışı mıdır?
Est-ce inhabituel que votre femme appelle des amis, dans la détresse?
Sanctuary North'daki kendini beğenmiş dostlarına mı?
Retourner chez vos vertueux amis de Sanctuary North?
Dostlar yattığım fıstıklardan önce gelir.
Compadres avant que je dorme avec ta madre.
Dökülün bakalım dostlar.
Salut, les gars.
Hükümetteki dostlarından yardım gerektiği gibi.
Ce qui exigerait l'aide de vos amis du gouvernement.
Rahip dostlarının onca yıl o zavallı çocuklara yaptıklarını okuyunca ağladın mı peki?
C'est touchant. Et quand vous avez lu ce que vos camarades prêtres ont fait à tous ces pauvres enfants, toutes ces années, vous avez pleuré, alors?
Dostların mı onlar?
Des connaissances de chez toi?
Katip dostlarınıza alay konusu olmanızdan mı endişe duyuyorsunuz?
Tu t'inquiètes parceque tes collègues se moquent de toi?