English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Elimde

Elimde translate French

10,343 parallel translation
Jordan, elimde bakman gereken birkaç resim var sorun olmaz değil mi?
Jordan, on a quelques photos qu'on voudrait que tu regardes, d'accord?
Elimde resmin var, ve bu kendi kendini yok etmeyecek.
J'ai une photo de vous. - Celle-ci ne s'effacera pas.
Her fırsatta elimde kamerayla onu takip ettim.
Je le suivais avec une caméra des que je pouvais.
Elimde raporların hazır.
J'ai votre scanner ici. Et ça, c'est...
Hey, elimde plakası var GH = 89I1.
Hey, j'ai une plaque d'immatriculation. GH89I1.
Elimde plakası var.
J'ai une plaque d'immatriculation.
Eğer onaylamazlarsa elimde belgeler var.
S'ils ne le font pas, j'ai tous les mémos qui le prouvent.
Melanie Vilkas ve Kitty'de kullandığı damgayı elimde tutuyorum.
Je tiens le tison qu'il a utilisé sur Melanie Vilkas... et Kitty.
Elimde pompalı tüfek var.
Et bien, j'ai ici un fusil à pompe.
Elimde değildi.
Pas si je peux l'aider.
Bak bakalım elimde ne var.
Voici ce que j'ai obtenu.
Rüyamda seni öldürmeye çalışırken elimde bu tılsımı tutuyordum. - Seni öldürmeye çalıştım.
C'est l'amulette que je tenais dans mon rêve
- Elimde değil.
Je ne peux pas m'en empêcher.
Büyü gücüm yerinde. Yükseltici elimde ve tutulma da başlıyor.
J'ai la magie, l'ascendant et l'éclipse.
Elimde resimlerin var damarların acayip, insansı olmayan şekildeler.
J'ai des photos de toi, avec tes veines toutes bizarres.
Elimde değil.
Je ne peux rien y faire.
Elimde değil.
- C'est plus fort que moi.
Bir siyahla çıkmak randevun olmamasından iyidir, elimde de bu var.
- Va y balance. Un noir ça serait toujours mieux que de n'avoir personne pour y aller ce qui est actuellement le cas.
Biliyorum ama bir sorun var. Elimde takas edecek bir şey yok.
Je sais, mais il y a un problème.
- Hayır. Fakat elimde elçilik işgalcilerinin son sözleri bulunuyor.
À part les testaments des preneurs d'otages...
Elimde şöyle bir istihbarat var.
J'ai lu un truc, récemment...
Elimde fazlası var sayın yargıç.
J'ai quelque chose de plus.
Tamam. Sanırım, onu aklından uzak tutacak bir şey var elimde.
Je pense avoir ce qu'il faut pour te l'enlever de la tête.
Yoksa elimde bir kova mısırla evimden izliyor olurdum.
Autrement, je serais en train de regarder depuis chez moi avec un bol de popcorn.
Sonrası benim elimde değil.
Après ça, ce n'est plus entre mes mains.
# Elimde bir ışık #
♪ A light in hand ♪
Elimde aktivasyon kodları avr.
J'ai depuis acquis leurs codes d'activations.
Elimde yolcu listesi var.
Ceci est la liste des passagers.
Her neyse o da elimde işte.
En tout cas, c'est là.
Elimde en yenileri var.
J'ai toutes les nouveautés.
Flaş diski elimde tutarken elime nişan almış.
Il visait la clé USB que j'avais dans la main.
Sizin için süper bir şey var elimde bu gece!
Ai-je un produit pour vous aujourd'hui!
Elimde sadece bunlar var artık.
C'est tout ce qu'il me reste, maintenant. Des souvenirs.
Elimde hiçbir şey kalmadı artık!
Je n'ai plus rien!
Şu ana kadar elimde bu var.
Voilà ce que j'ai écrit.
Bak, ben de haftalardır birileri tatlıların kaymaklarını alıyor ama hiç kanıt yok elimde.
Je pense qu'ils volent les desserts des autres depuis des semaines, mais je ne peux rien prouver.
Elimde inanılmaz sağlam hatta iğrendirici bir dava var ve onunla görüşmeliyim.
J'ai une enquête super cool, peut-être même dégueu, et je dois lui en parler.
Benim elimde değil.
Ce n'est plus de mon ressort.
Şaşırtıcı olay yoksa, Haiku yoksa elimde bir şey kalmıyor ki.
Pas de blague? Pas de haïku? Alors je n'ai plus rien.
- Elimde fotoğraflar var.
- J'ai des photos.
- Evet, ama elimde hiçbir şey yoktu.
Mais je n'ai rien trouvé.
DNA taraması elimde.
J'ai l'analyse ADN.
Yani idda ediyorsun ki... Geceliğimi değiştirip... oldukça dar bir Kırmızı Şeytan kostümünü giyip yurdun ikinci katına tırmandım kendi açtığım camdan girmeden önce... elimde bir testere ile dolaştım sizi öldürmeye çalıştım ve pencereden kaçtım duvarı geri tırmanıp, geceliğimi giydim ve aşağı indim.
Vous suggérez que j'ai ôté ma robe de nuit, mis ce costume en cuir moulant du Diable Rouge, suis sortie par la fenêtre du 2ème étage, tout ça avec une tronçonneuse à la main avant d'entrer par une fenêtre que j'avais laissé ouverte,
Ben de onun yardımcısı olmak için yalvarırdım. Ve sessizce, ipler benim elimde olurdu. Dick Cheney gibi.
Et je la supplierai d'être son bras droit, et je tirerai discrètement les ficelles comme Dick Cheney.
Evet, koordinatlar elimde.
Oui, j'ai les coordonnées.
Evet, elimde savaşa gitmeye yeter Ermeni adam var. Ama onlarla konu politik.
Oui, j'ai assez de frères arméniens pour aller en guerre, mais avec eux, c'est politique.
Ve eğer elimde bir levye olsaydı...
Et si j'avais un pied de biche à portée de main...
Bir içki ikram ederdim ama elimde sadece tekila ve kahve likörü var.
Je vous offrirait bien un verre, mais tout se que j'ai c'est de la Tequila et de la liqueur de café. Désolé.
Elimde değil Dean.
Je peux pas m'en empêcher.
Elimde başka kopyası yok.
Compris?
Şu ana kadar elimde olan tek şey, şiir.
Tout ce que j'ai jusqu'ici c'est un poème.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]