English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Eskı

Eskı translate French

444 parallel translation
Godfrey Parke, seni yaşlı eşkıya!
Godfrey Park, vieille canaille!
Bir Sakson eşkıya güzellikten ya da hanımlardan ne anlar?
Qu'est-ce qu'un brigand saxon sait du charme et des femmes?
Eşkıya mı?
- Un brigand?
Bırak beni! Seni eşkıya!
Laissez-moi!
Eşkıyalar saat dört yönünde.
Avion ennemi à 4 heures...
Bunu da al, seni çirkin eşkıya!
Reviens!
"Çöl eşkıyalarının şefi- -" Burada ne işin var?
"L'infâme folie du pirate du désert..." Que faites-vous là?
Gerçek deniz eşkıyalarıyla kılıç tokuşturmaya can atıyorum.
Je vais croiser le fer avec de vrais flibustiers.
Bir haydut veya eşkıyanın oğlu olmalı.
C'est sûrement le fils d'un bandit.
16.cı yüzyılın başlarında, Japonya iç çatışmalardan ızdırap çekiyordu... çiftçiler görüldükleri heryerde... zalim eşkıyaların demir topukları altında eziliyordu...
Au 16ème siècle, époque de la guerre civile, des guerriers dévastent les campagnes. Partout ces bandits sans pitié oppriment les paysans.
Eşkıyalar hiçbir işaret bırakmazlar.
Les tueurs n'en laissent jamais!
Bu eşkıyalara Amerikalıları öldürme hakkı veriyor bu.
Ça leur donne le feu vert pour tuer des Américains.
Daha sonra eşkıyalara saldırının da aynı sıkıntıdan dolayı gerçekleştiği söylenilebilinir mi?
Et l'attaque des bandits, qui s'est ensuivie, découlait-elle de ce même stress?
" Chongqing hükümeti vatan haini eşkıyaların davranışlarını kınıyor.
" Le gouvernement Chongqing déplore les agissements des renégats.
Birkaç şehir eşkıyası bağırıp çağırmaya başladı.
Des voyous s'étaient mis à hurler et à vociférer.
Bana bir görev verdiğinde eşkıyalık yapıyorum ama senin gölgene saklanarak.
Je peux agresser quelqu'un dans une ruelle, mais par derrière.
Gerillaymış! Bir avuç dağ eşkıyası desene şuna!
Ne faites pas semblant d'ętre des partisans!
Şimdi bir eşkıyalık edip kafanı uçuracağım senin.
Ah, vraiment! Eh bien moi, le brigand, je vais t'abattre.
Fakat bu durumdan bütün Boxerların eşkıya olduğu sonucu çıkarılmasın.
Mais tous les Boxers ne sont pas des bandits.
Ankara'ya giden şu yol Türkiye'de ne kadar haydut, eşkıya varsa onların yuvası.
Tous les bandits de Turquie hantent cette route.
Pek çok kez, Mukur kasabasındaki eşkıyanın kurbanı olmuşumdur.
Je connais cette ville. J'ai été victime de bien des bandits à Murcur.
Bu eşkıyalar odama dalıverdiler!
Il a fait irruption dans ma chambre!
Biz en azından eşkıyalık yapmıyoruz, Bayan Miller.
Au moins ne sommes-nous pas des voleurs de grand chemin.
Eşkıya benimle işini bitirdiğinde...
Quand ce bandit en a eu fini avec moi...
- Eşkıyalar sizi. - Hepiniz eşkıyasınız!
Vous êtes tous des sangsues!
Ve dünyadaki tüm eşkıyalar, hırsızlar, bizi avlamaya çalışabilir. Ama onlara da hazırlıklıyız. Onları geldikleri yere postalayacağız!
Tous les brigands peuvent nous attaquer, nous sommes prêts à les pulvériser.
Bak, Tono, seni hayatın boyunca tanımıyor olsam, sana eşkıya derdim!
Si je ne te connaissais pas, je dirais... salaud.
"İşte eşkıya şerefi!"
"Voilà ce qu'exige notre honneur."
Kral seni biliyor, seni yol kesici eşkıya.
Le roi est informé de tes chapardages, brigand.
Biz eşkıya değiliz. Ama bizi böyle davranmaya zorladın.
Vous nous forcez à agir comme des bandits.
Eşkıyalar ve hırsızlardan ötürü yollar geceleri tehlikeli olurlar.
C'est dangereux la nuit tombée à cause des voleurs.
Shutendoji isimli bir eşkıyanın işiydi.
C'était Shutendoji, un bandit.
Bir eşkıyayı öldürmek bana şan kazandırmazdı ben de herkese iblisti dedim.
Il n'y a aucune gloire à tuer un bandit, j'ai donc dit que c'était un démon.
Seninkiler ise şehir eşkıyalığı.
Vous n'êtes pas du même monde.
Korsika'ya eşkıya aramaya gelmişti.
Une romantique qui était venue en Corse pour trouver un bandit.
Eşkıya benden 5 milyon aldı.
Le brigand... Le brigand m'a pris 5 millions.
# Eşkıyanın planı bu #
C'était le plan de ces bandits,
Eşkıyalar!
Misérables!
Eşkıya?
Voleur de grand chemin?
Silahlı şehir eşkıyası!
C'est un bandit manchot!
Yeteneksiz bir eşkıya tasarımlarımı katledemez!
Jamais un Cosaque minable ne détruira mon travail!
Hiç bir katilin, hiç bir eşkıyanın... hiç bir dolandırıcının yuvamı yıkmasına izin vermeyeceğim.
Et y a pas de glandouilleux, d'avorton, de tête-de-noeud, de va-de-la-gueule qui puisse me foutre les castagnettes.
Söyleyeceklerimi yaz. Davar hırsızlarını, boğaz kesenleri, katilleri, servet avcılarını... haydutları, kiralık katilleri, geri zekalıları... esrarkeşleri, canileri, dolandırıcıları, Kızılderili ajanları, Meksikalı haydutları... hırsızları, çetecileri, soyguncuları, eşkıyaları... at hırsızlarını, lezbiyenleri, tren soyguncularını... bok karıştırıcılarını ve Metodistleri istiyorum!
Voleurs de bétail, assassins, coupe-jarrets, aigrefins, soudards, voyous, boxeurs, brigands, crétins, dégénérés, demeurés, serpents, excréments, bluffeurs, agents indiens, bandits mexicains, égorgeurs, coureurs, viveurs, écornifleurs,
Bu vahşetin ardında, Rif Berberilerin şefi ve eşkıya başı Mulay el-Resuli var. Fas'taki tüm yabancılar için ciddi tehlike e görüyoruz.
Le responsable de ces crimes odieux est Mulay el-Raisuli chef des Berbères du Rif aux moeurs barbares qui sont une menace pour les étrangers résidant au Maroc
Muhteşem bir adam, Allahın hizmetinde. Ama eşkıya ve suçlu da.
C'est un être merveilleux, un serviteur d'allah mais... aussi un brigand et un criminel.
Ata binmeyi silah atmayı gırtlak kesmeyi ve eşkıya olmayı öğretecekler.
Nous apprendre... à tirer... à couper des gorges... et à être des brigands.
Bunlar yetmezmiş gibi çöl korsanının biri Amerikalı bir kadını kaçırdı ve başkanımızın bilmek istediği tek şey bu eşkıyanın tüfeği.
Ajoutez à cela... l'enlèvement d'une Américaine par un brigand... et notre président qui veut savoir... de quel fusil se sert ce brigand.
Bu eşkıyanın adamı değiller.
Mais celui-ci est un brigand.
- O eşkıyalardan bahsediyorum.
Aux cavaliers qui nous ont attaqués.
İnanıyorum ki bu eşkıyalar bizim komşularımız.
Essayons de raisonner. Ces cavaliers nocturnes sont des voisins.
Zencilere hisse parselledim ama eşkıyalar geldi.
Je croyais m'en sortir en morcelant le terrain mais... les cavaliers ont tout détruit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]