Fena değilsin translate French
240 parallel translation
Bir acemi için, hiç fena değilsin.
Pas mal, pour une débutante
Bildiklerim sadece gazetelerden ama fena değilsin.
Je ne crois que ce que je vois. Mais tu me parais convenir.
- Sen de fena değilsin.
- Vous n'êtes pas mal, non plus.
Sen de fena değilsin.
Vous vous défendez...
Başarının fiyatı. Sen de fena değilsin, oğlum.
- Je suis content que ça te plaise.
Fena değilsin!
Vous êtes pas mal.
- Fena değilsin, arkadaş.
- T'es vachement sympa, vieux.
Fena değilsin.
Quel talent!
Buradan bakınca, hiç fena değilsin.
D'ici, je te trouve bien.
- Hiç fena değilsin.
- Merci, au revoir.
Fena değilsin, ama çok genç ve tecrübesizsin.
Fils, de l'expérience vient la science.
Sen de fena değilsin hani.
et tu n'es pas mal du tout.
- Sen de fena değilsin. - Giyin.
- Le tien a l'air bien aussi.
- Fena değilsin.
- Ils me plairaient?
- Bir ufaklık için hiç de fena değilsin.
Pour une petite fille, tu te débrouilles bien.
Sen de fena değilsin, burun surat.
T'as vu ton blair, toi?
Gus değilsin belki ama hiç fena değilsin.
Tu n'es pas Gus, mais tu n'es pas mal.
Sen hiç fena değilsin.
Tu es plutôt sympa.
Bir acemiye göre fena değilsin.
Bien. Pour un novice.
- Fena değilsin sen de.
- Tu es bien.
Aslında hiç fena değilsin, fakat göz çevresine biraz daha makyaj yapmalısın.
Tu ne serais pas mal si tu te maquillais les yeux.
Sen de fena değilsin.
Vous ne vous débrouillez pas mal non plus.
Fena değilsin Milo.
T " es super, Milo.
Hiç fena değilsin.
Pas mal pour une tapette.
Sen de fena değilsin.
Tu te débrouilles pas mal!
- Fena değilsin!
- Ton kung fu est bon.
Sigara içmeyen biri olarak fena değilsin.
Pour quelqu'un qui ne fume pas, tu es douée.
Sen de bir avukat eşi olarak hiç fena değilsin.
Tu n'es pas mal non plus, pour la femme d'un avocat.
Bu işte hiç fena değilsin.
Vous n'êtes pas mauvais.
Fena değilsin, ama bunlar iyi bir polis olmana engel oluyor.
T'es un flic moyen. Et se sont ces chose qui t'empêchent... d'être un bon flic.
- Sen de fena değilsin!
T'es pas mal non plus.
Sen de hiç fena değilsin guguk kuşum.
Tu n'es pas mal non plus, mon loup.
Sen de fena değilsin, Mcdonough.
Pas mal non plus, McDonough.
Teşekkürler. Sen de fena değilsin.
Vous vous en sortez bien aussi!
Atarken biraz fazla geriliyorsun, ama fena değilsin.
Tu pourrais perdre un peu de backswing, mais tu n'es pas mauvais.
Sen de fena değilsin.
Tu n'es qu'une ordure.
- Sen de fena değilsin.
- Vous vous débrouillez pas mal.
Biliyor musun, sen de hiç fena degilsin.
Tu sais, dans ton genre, j'ai vu pire.
Fena çocuk değilsin Lily.
T'es une bonne fille, Lily.
- Sen de fena durumda değilsin.
- Tu n'as pas l'air trop mal non plus.
O kadar da fena değilsin Samson.
Tu n'es pas tout mauvais, Samson.
- Tam bir Superman değilsin... ama fena halde hazırsın.
Moi? Vous n'etes pas un surhomme, mais vous avez le merite d'etre disponible!
Gerçekten. Bir felsefe öğretmenine göre fena bir yoldaş değilsin.
Vous n'êtes pas mal, pour un prof.
Fena değilsin evlat!
Nous partons.
Fena parça değilsin, kabul ediyorum. Ama sözleşmede taraflardan birincisi, yani Danny ile taraflardan ikincisi, yani benim hiçbir şekilde üçüncü şahıslarla yani seninle ilişkiye girmememiz şartı var.
Tu es mignonne, c'est sûr... mais le contrat précise que le premier, ça, c'est Danny... et le second, moi... n'auront rien à faire... avec la troisième partie, toi!
- Hiç de fena değilsin.
Tu n'es pas mal.
Fena kız değilsin.
Tu n'es pas si mal.
- Fena değilsin.
- Ai-je l'air d'aller bien? - T'as l'air bien.
Crowder, sen pek de fena bir adam değilsin.
Crowder, vous n'êtes pas mauvais bougre.
Fena asker değilsin.
Vous vous êtes battu en soldat.
Bir avrat için hiç fena değilsin!
Pas mal, pour une meuf!
değilsin 303
değilsiniz 26
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95
değilsiniz 26
fena değil 1160
fena değilim 34
fena değil mi 27
fena olmaz 18
fena değilmiş 33
fena değildi 104
fena değil ha 24
fena sayılmaz 95