English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Gelebilirsin

Gelebilirsin translate French

1,958 parallel translation
Sadece sen onların hakkından gelebilirsin.
Il n'y a que vous qui puissiez démêler cela.
Eğer bir gün bana gelmek istersen, gelebilirsin.
Si vous voulez me rendre visite, n'hésitez pas.
Dostum, eğer bizimle gelmek istersen gelebilirsin.
Vous êtes le bienvenu avec nous si vous voulez.
Eğer sakıncası yoksa bana gelebilirsin. Sadece bir dakikalığına.
Si ça ne vous dérange pas, vous pourriez venir chez moi... pour un moment.
Hayır, her gün konuşabiliriz, her zaman beni kontrol etmeye gelebilirsin.
Non, non non... On peut parler tous les jours, tu peux venir me voir, je veux juste...
İstersen içeri gelebilirsin.
Entre, si tu veux.
Bizimle gelebilirsin.
Tu peux venir avec nous.
Artık eve gelebilirsin.
Tu peux rentrer.
Üstesinden gelebilirsin.
Tu peux y faire face.
İstediğin zaman eve gelebilirsin.
Tu peux revenir quand tu veux.
İstersen benimle ve annemle birlikte gelebilirsin.
Si tu veux, tu peux venir avec nous.
Görürsen ona beni ziyaret etmesini söyler misin? Sen de gelebilirsin.
Si tu le vois, dis-lui de venir me voir.
İstersen benimle gelebilirsin
Tu m'accompagnes à la porte?
İstediğin zaman gelebilirsin.
Reviens quand tu veux.
Sen de bizimle gelebilirsin.
Tu peux venir avec nous.
Biliyorsun, bir yargıçla dalaştığın için orada değilsin. Üstesinden gelebilirsin. Sırlarını öğrenmek ve nasıl kazandıklarını bulmak için oradasın.
Tu es pas là pour faire plaisir à un juge mais pour découvrir comment ils gagnent.
Daha sonra tekrar gelebilirsin.
Reviens plutôt un autre jour, d'accord?
İstersen gelebilirsin.
- Viens, si tu veux.
Umarım gelebilirsin.
J'aimerais que vous veniez.
Dilersen benimle gelebilirsin.
C'est bizarre. Vous pouvez venir, si vous voulez.
Havaalanına getir. Ne zaman gelebilirsin?
Tu peux y être quand?
İstersen yine herkesin arası düzelince Berlin'e tatile gelebilirsin.
Tu pourras venir en vacances à Berlin, si tu veux, quand tout le monde s'entendra bien de nouveau.
Sana buraya gelebilirsin dedim mi?
- Ma femme vous a demandé de venir ici?
Walt, sen yeter ki söyle, bizimle birlikte operasyona gelebilirsin.
Walt, tu n'as qu'à demander et je t'emmènerai à une descente.
Haftada birkaç kere saçları süpürmeye gelebilirsin.
Vous balaierez quelques heures par semaine.
Aslında, sen de gelebilirsin, tabii istersen.
Tu peux venir, si tu veux.
Böyle bir şeyden sonra nasıl kendine gelebilirsin ki?
Comment est-ce que tu te remets de quelque chose comme ça?
Sonradan gelebilirsin. Tamam.
- Tu me rejoindras après?
Eğer bunu başarırsan, sonra odama gelebilirsin. Ağzımdan hiçbir şeye "Hayır" çıkmayacak.
Si tu y arrives, tu pourras monter dans ma chambre plus tard et le mot "non" ne fera pas partie de mon vocabulaire.
Gelebilirsin.
Entrez.
Evet gelebilirsin.
Je crois que oui.
Eğer istersen, benimle gelebilirsin.
Vous seriez plus que la bienvenue si vous vouliez m'accompagner, si cela vous plaît.
Artık gelebilirsin.
Et maintenant, tu peux passer là.
Haydi. Ergenliğe girdiğinde gelebilirsin.
Revenez quand vous aurez atteint la puberté.
Derslerin konusunda yardıma ihtiyacın olursa, bana gelebilirsin.
Si jamais tu as besoin d'aide pour tes devoirs, tu as intérêt à venir me voir.
Hayatta çok iyi yerlere gelebilirsin.
Tu peux aller très loin dans la vie.
Gelebilir miyim? Gelebilirsin.
Tu peux.
Tekrar gelebilirsin. Gelmeni sağlayacağım.
Tu pourras revenir, j'en suis sûr.
Sende gelebilirsin.
C'est bon, tu peux venir.
İstediğin yere gidip gelebilirsin. Ne şanslısın.
Libre comme l'air, la veinarde!
- Sıkılırsan yanıma gelebilirsin.
Monte, si tu te sens seule.
Gelebilirsin.
Entre.
Yani sen de gelebilirsin ve bunu yaparız.
- Je suis bien rhabillée? - Ouais. - Quoi, il vit ici, maintenant?
İnsanların hatalarını görmezden gelebilirsin, ama sonuçta onlara güvenemezsen değersizdirler.
On peut oublier les défauts des gens, mais sans confiance, ils sont inutiles.
Batı Virginia'ya ne zaman gelebilirsin?
- En Virginie-Occidentale.
George, hastaneye ne kadar çabuk gelebilirsin?
George, vous pouvez me retrouver à l'hôpital?
Belki bazen gelebilirsin.
Si t'as envie de venir me voir...
Bizimle gelebilirsin fakat hemen gitmemiz lazım.
Tu peux venir avec nous, mais on doit y aller maintenant.
İşte adresim.Eğer bana gelmek istersen... gelebilirsin.
Voici mon adresse.
Benim için çalışmaya gelebilirsin.
- J'insiste.
Her zaman gelebilirsin.
Viens quand tu veux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]