English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Gelecekler

Gelecekler translate French

1,918 parallel translation
Sizin için gelecekler.
MME CARMODY : Ils viendront vous chercher.
Gece gelecekler demişti.
Elle a dit qu'ils viendraient pendant la nuit.
Sisin için bekleyecekler ve onları göremeyeceksin, çıkıp tekrar içeri giremeyince ise... gelecekler ve seni yiyecekler!
Elle attendront dans la brume sans que tu puisses les voir, et quand tu sortiras et que tu ne pourras pas revenir... elles viendront et te mangeront!
O kapıdan çıkacaksın ve seni parçalara ayıracaklar, sonra da lanet kibirin yüzünden bizleri de almaya gelecekler.
Vous sortirez par cette porte et serez réduit en pièces, et alors votre orgueil les amènera tout droit à nous.
Evet, bayanın dediği gibi bizim için gelecekler.
Oui, ils reviendront pour nous tous, tout comme cette bonne dame l'a dit.
Servisi yapacaklar saat 3 : 00'de gelecekler.
Le traiteur vient à 3h00.
Günün birinde ZPM'in başına gelecekler için hazırlıklıydık, yarbay
Nous connaissons la situation du Z.P.M., colonel.
Ve sen onlara verinceye dek de geri gelecekler.
Et ils vont revenir à moins que tu ne leur donnes.
Bana inansan iyi edersin bebeğim... çünkü başına gelecekler her şeyden çok acı verecek.
Tu ferais mieux de me croire, bébé, ce qui arrive va faire plus mal que tout le reste.
Geri gelecekler.
Ils vont remonter.
Tabi, şehirden gelecekler cesedi götürecekler.
La ville viendra bien sûr chercher le corps.
Kendisi de... kadın da, kayıtsız şartsız bana gelecekler.
Il se rendra à moi avec sa femme sans conditions.
Gelecekler ve bizi götürecekler. Anlaşıldı mı?
Ils viendront, et ils nous sortiront d'ici.
Peşinden gelecekler.
Ils te recherchent déjà.
Gelecekler.
Ils vont venir.
yakında gelecekler, söz veriyorum.
Ils ne vont plus tarder.
Her neyse, biliyorum ki Joyce başına gelecekler konusunda sana yardım edebilecek, şehirdeki en iyi avukat.
Joyce est la meilleure avocate pour vous aider avec ce qui vous attend.
" Bu gece beni almaya gelecekler...
" Ils viennent me chercher ce soir.
Oyunların final müsabakasında bu odadaki takımlardan biri en üst düzey teröristler haline gelecekler.
Pour la dernière manche du jeu, une équipe dans cette pièce va devenir les terroristes ultimes.
Oradan içeri gelecekler.
- Ils viendront.
Gerçekten umursadığım insanlar ne zaman gelecekler?
Quand les gens qui comptent pour moi vont-ils arriver?
Ne zamana kadar insanlar bizim peşimizden gelecekler?
Combien il leur faudra avant de venir te chercher?
Şey... neler olduğunu görmeye gelecekler.
- Ouais. Les gens sont curieux.
Senin için gelecekler, tatlım
Ils vont venir pour toi, chérie.
Ve şuna emin olabilirsin, başına gelecekler hiç hoşuna gitmez.
Et je peux te garantir que ce sont des conséquences que tu n'aimeras pas.
Müfettiş Cheung paraları aldı ve onun için polis merkezine gelecekler.
Cheung s'est emparé du butin, et le gang va débarquer! Où ça?
Hedeflerinin Cheung olduğunu söylüyorum. O nereye giderse peşinden gelecekler.
Leur cible est Cheung Man Yiu, ils iront le chercher là où il est.
Birazdan gelecekler Meadow.
Ils arrivent, Meadow.
Yarın gelecekler.
Ils viennent demain.
Emin ol, akın akın gelecekler. JAMES BAKER Eski ABD Eyalet Sekreteri
Je vous le dis, il va pleuvoir des avocats.
Ya annem? Üniversiteden arkadaşlarım? Bir günde buraya nasıl gelecekler?
Et ma mère et mes collègues, comment vont-ils venir en un jour?
Biliyorsunuz, bir hücre diğerinin, bu iki hücre daha fazlasının ilgisini çekecek, ve daha fazla ve daha fazla nanit hücreleri birleşip bir çekirdek oluşturacak, gittikçe daha güçlenecek, güçlenecek, güçlenecek, ve en sonunda öyle bir noktaya gelecekler ki, gezegendeki, yörüngedeki, her bir çoğalıcı hücresi, hepsi büyük devasa bir jöle haline gelecek.
Une cellule en attire une autre, celles-là en attirent deux, et de plus en plus de nanites se collent au groupe central, les liens deviennent plus forts, et finalement, chaque cellule de Réplicateur de la planète, en orbite, toutes, s'agglutinent en un amas géant.
- Çok heyecanlılar. - Tabii öyleler. Bebek doğunca gelecekler.
Ils sont très contents et viendront après la naissance.
Geri gelecekler.
Ils vont revenir.
Bırakın beni. Nasılsa, benim için gelecekler ve beni koruyacaklar.
Et puis laissez-moi parce que de toutes façons moi on va venir me chercher et je serai sauvée moi!
Düşmanlarınız kesinlikle buraya gelecekler.
Vos ennemies vont sûrement venir ici.
Guille, misafirler 9'da gelecekler.
Guille, Les invités seront ici à 9h. Tu peux descendre les saluer?
Birazdan cenaze evinden gelecekler.
Les employés du funérarium vont bientôt arriver.
Ben, korumaya bir karışıklık oldu diyerek İsabella'dan uzaklaştıracağım... sonra da onlar araba ile gelecekler diğer adamları korumaları öldürürken, Lesher'da kızı alacak.
J'écarte le garde du corps d'Isabella en prétextant un cafouillage du QG... puis Lesher arrive en voiture... et s'empare d'elle pendant que l'autre gars abat le garde du corps.
Yılbaşında yine gelecekler.
Leur prochaine visite, ce sera pour le jour de l'an.
Patenlerini giyorlar, gelecekler.
Ils mettent leurs patins et ils arrivent.
Sabahleyin federaller almaya gelecekler.
Les fédéraux seront là dans la matinée pour nous en débarrasser.
Geri gelecekler.
Ils reviendront.
Gösterideki bütün taraftarlar gelecekler.
Tous les fans seront présents.
Fakirler senin eşyalarını almak için gelecekler.
Les pauvres viendront pour vos affaires.
Gelecekler, görecekler ve ödül benim olacak.
Ils viendront et s'installeront et je gagnerai le prix.
Benjy ile birlikte törene gelecekler.
Benjy et elle vont venir à la cérémonie religieuse.
onlar gelecekler.
Les locataires sont arrivés.
Bağlantı kurmadık bizi aramaya gelecekler.
ils partiront à notre recherche.
Seni istiyorlar, senin için gelecekler.
S'ils te veulent, ils viendront, OK?
Bu gece gelecekler.
Ils passeront ce soir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]