Gerekli translate French
11,355 parallel translation
Ben gerekli hepsi, sanırım.
C'est tout ce dont j'avais besoin.
Acil destek gerekli.
On a besoin de renforts immédiatement.
Neyse, ben de dedim adama gerekli vitaminleri sağlarım falan işte.
Bref, je pense qu'il veut que je lui passe quelques stéroïdes, ouais?
Penny bize gerekli şifreleri verdi.
Penny nous a donné vos mots de passe.
Sahada olmak çok güzel yeni takım arkadaşlarımla tanıştım gerekli antrenmanları yapmak güzel.
C'est super d'être de retour sur le terrain. Rencontrer ses nouveaux coéquipiers, se remettre en forme. - Hmmm.
Biraz iş konuşmamız gerekli, kardeşim.
Va bien falloir qu'on parle affaires, frangin.
Size söyleyeceğim şey belki de katili bulmak için o gerekli ipucu olabilir.
Je vais vous dire ce que j'ai... un indice qui pourrait être la clé pour résoudre ce meurtre.
Bu toplantı için, bunları kullanmamız gerekli miydi?
C'était vraiment obligé d'utiliser ces trucs pour faire notre réunion?
Öyle çok gerekli değildi ama cezaevi bu üniteleri indirimli fiyata satıyordu ben de tekliflerini okula ileteyim dedim.
Ce n'était pas vraiment nécessaire, mais la prison vend ces produits vraiment au rabais donc j'ai pensé leur faire une offre pour l'école.
Tüm bunlar gerekli mi cidden?
Est-ce que tout ça est vraiment nécessaire?
Bu gerekli miydi? Kız daha 20 yaşında.
Est-ce bien nécessaire?
Devlet için çalışmadıkça hiç kimse çıkabilmek için gerekli belgeleri bulamıyor.
Personne n'obtient les papier pour quitter la ville sauf - les employés du gouvernement.
- Eğer bunu seri olarak üretebilmemiz için gerekli şeylere sahip olursak şehirdeki bütün Strigoi'leri öldürebilirsiniz. Sonra da bütün ülkedeki.
- Si on peut avoir le matériel pour le produire en masse, vous pourriez tuer tous les Strigoi dans cette ville puis dans le reste de la ville.
Yani tam olarak bir laboratuvar kurmak için gerekli şeyler.
Précisément les outils nécessaires pour faire un bio-laboratoire.
Arkadan gelen marazi sesler için üzgünüm ama bu cenaze evi gerekli malzemelerin olduğu en yakın yerdi.
Pardonnez l'ambiance un peu morbide. Ce funérarium était le meilleur endroit pour trouver le bon matériel.
Gerekli yer sağlanacaktır.
Il sera logé le moment venu.
- Otel rezervasyonları. - Bize giriş kodları engelleyiciler, Philly karakolu ekiplerinin canlı takip kameraları lazım. Gerekli çok önemli ekipmanlardan bahsetmiyorum bile.
- Nous aurons besoin des codes d'entrée et de surveiller la police sans parler d'équipements spécialisés.
Gerekli sapmalar hakkımı saklı tutarak, evet.
Sauf certains détours nécessaires, mais oui.
Ne vakit var, ne de gerekli malzeme.
Je n'ai pas le temps, ni les vivres.
Emirler veya tatbikatlar... Hayatta kalmak için gerekli şey.
C'est pas qu'on soit fan des manœuvres, mais maintenir l'ordre est nécessaire pour survivre.
Bu arada, adamlarım gerekli önlemleri alıyor.
En attendant, mes hommes prennent les mesures nécessaires.
Kizi buldugunuz zaman bu trajik kaza için gerekli seyleri yaparsiniz.
Alors trouvez la poupée avec la discrétion appropriée pour un tel accident tragique.
- Ciğer nakli gerekli yoksa ölecek.
Sans greffe pulmonaire, elle mourra.
Ama kesin bir cevap için bir doktor ve tedavi şeması gerekli olacak.
Mais pour vraiment vous répondre, il nous faudra un médecin. Et un projet de traitement.
Pekâlâ Chris. Tarih kitabını gözden geçirdim ve yolculuğumuzu sınavında gerekli olan birçok tarihsel olaya göre programladım.
J'ai lu ton manuel, et j'ai programmé une visite d'événements historiques que tu devras connaître pour ton examen.
İdam cezası için gerekli koşulları mahkemenin emrine sunacağız, Sayın Hakim.
Le tribunal cherchera des circonstances spéciales nécessaires à la peine capitale, Votre Honneur.
Bu operasyon Amerikan saldırılarına gerekli cevabı verecektir.
Cette opération répondra fortement à l'agression américaine.
Travis'i gerekli işlemler için Piron'a götüreceğim.
Je suis ici pour ramener Travis chez Piron.
Ve uydu ofisimizin bizim kullandığımız malzemelere ihtiyacı yok gerekli olan kanıtları önce inceler daha sonra günlük kanıtları işleme alırız.
Pendant que nos bureaux satellites n'ont pas l'équipement de labo que nous avons, on traitera prioritairement, toutes les preuves que vous estimez nécessaires.
Essex Sokağı Metro peronuna ambulans gerekli silahla yaralanmış bir kurbanımız var.
J'ai besoin d'une ambulance sur le quai de la station Essex Street pour un blessé par balle.
Gitmem gerekli.
Je dois y aller.
Benim bu konuda Kiki'yle çalışmam gerekli.
Je dois travailler sur ça avec Kiki.
Bildiğiniz her şeyi anlatmanız gerekli.
Vous devez nous dire tout ce que vous savez.
Planını yürütmek için gerekli olan ilaçları aldı, ve kurbanını seçti.
Il a acquis les médicaments nécessaires pour réaliser son plan, et il a sélectionné une victime.
Nerede olduğumu neden bilmeniz gerekli...
Pourquoi avez besoin de savoir où j'étais...
Sadece dairen için gerekli arama iznini bekliyoruz.
Nous attendons juste un mandat pour votre appartement
Köpekten kan örneği almamız gerekli.
On aura besoin d'un échantillon de sang du chien.
Bu gerçekten gerekli mi?
C'est vraiment nécessaire?
Burada olmamanız gerekli.
Vous ne pouvez pas être ici.
Ama deneyim için gerekli olan malzemelerim azalıyor.
Je manque d'outils pour expériences
Onları bulduğumuzda gerekli suçlamaları yapacağız.
- Si on les trouve, on les arrête.
Selam S, Paul ile iletişime geçmem gerekli.
Salut, S. Je dois contacter Paul.
Mark'ın nerede olduğunu bilmem gerekli.
Je dois trouver Mark.
Umarım her seferinde böyle bir çalışmanın gerekli olduğuna inanmanın ne kadar zor olduğunu öğrenirler.
J'espère qu'ils auront du mal à croire qu'il fut un temps où ce genre d'étude a été nécessaire.
Kitabı yeniden yazmak için gerekli şeye sahip değiliz, mutlu sonlarımızı güvenceye almalıyız, taki Bayan Swan yolculuğunu tamamlayana kadar.
Nous n'obtiendrons pas ce que nous devons réécrire dans le livre, pour sécuriser notre fin heureuse, jusqu'à ce que Miss Swan ait terminé son voyage.
- Gerekli olduğundan çok yıl önce.
Et il ne sera pas utile avant plusieurs années.
Sanırım o ilaç sayesinde sahneye çıkabildi ve kariyerine devam edebilmek için gerekli iş görüşmelerini yapabildi ama sorguladığım zamanlar da vardı.
Je suppose que ce médicament lui a permis de faire des concerts et d'honorer les contrats qu'elle avait pris pour que sa carrière redémarre. Mais parfois, je demandais :
"Aman" hemen ardından "tanrım" ve bir adet ünlem işareti ve bilirsin kesin gerekli olmadığı sürece ünlem işaretini asla kullanmam.
Doux suivi de Jésus. Avec un point d'exclamation. Et je n'en utilise jamais, sauf absolue nécessité.
Aile varlıklarınız hakkında gerekli düzenlemeleri yapmak üzere Londra'ya gelmenizi rica ediyorum.
"Je vous demande de venir à Londres discuter de la propriété familiale."
- Bize yalnızlık değil yargıç gerekli.
Nous n'avons pas besoin d'intimité. Mais d'un juge.
Elimde gerekli aletler olmadan bir şey yapamam.
- Je ne peux pas faire grand chose
gerekli değil 44
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerek yoktu 39
gerekmiyor 26
gereksiz 31
gerekmez 98
gerekirse 81
gerek kalmadı 36
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerek yoktu 39
gerekmiyor 26
gereksiz 31
gerekmez 98
gerekirse 81
gerek kalmadı 36