English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Gitme zamanı geldi

Gitme zamanı geldi translate French

372 parallel translation
Gitme zamanı geldi.
C'est le moment d'y aller.
- Gitme zamanı geldi mi?
- Il est l'heure?
- Gitme zamanı geldi.
Il est temps de rentrer.
Artık evinize gitme zamanı geldi.
Je pense que vous devriez rentrer chez vous.
Parka gitme zamanı geldi.
Nous allons au parc.
Evet, artık gitme zamanı geldi efendim.
Il est temps que je prenne congé, chère madame. Je...
Gitme zamanı geldi.
Il est temps que vous partiez.
- İşe gitme zamanı geldi mi?
- C'est l'heure d'aller travailler?
Robinson'ın Singer'e gitme zamanı geldi.
C'est le moment de passer à Singer.
Şimdi değil. İpodroma gitme zamanı geldi.
Il est l'heure d'aller au manège.
- Sanırım eve gitme zamanı geldi.
- Il faut rentrer à la maison.
- Hadi, gitme zamanı geldi.
Allons, il faut y aller.
Gitme zamanı geldi.
pas trop tôt, elle est partie.
Gitme zamanı geldi.
Il est temps de partir.
Gitme zamanı geldi.
Il faut que j'y aille.
Gitme zamanı geldi.
Il est l'heure de rentrer maintenant.
Gitme zamanı geldi.
Il faut y aller.
Artık eve gitme zamanı geldi. Geç oldu.
Mais je pense que je vais rentrer.
- Eve gitme zamanı geldi.
- Il est l'heure de rentrer.
Gitme zamanı geldi ama geri döneceğim.
Il faut que je parte, mais je reviendrai.
Bu da benim. Zurich'e gitme zamanı geldi.
Ça, c'est pour moi, donc il est temps d'aller à Zurich.
O zaman gitme zamanı geldi demektir.
Alors il vaut mieux que j'y aille.
Hadi hayatım. Gitme zamanı geldi.
Viens chéri, il est temps de rentrer chez nous.
Bak, çekip gitme zamanı geldi.
On doit y aller maintenant.
Gitme zamanı geldi.
Il est temps de rentrer. Allons-y.
- Gitme zamanı geldi. - Şimdiden mi, Jean-Luc?
- Il est temps que j'y aille.
Eve gitme zamanı geldi.
C'est l'heure de rentrer.
Hadi Carol. Gitme zamanı geldi.
Allez Carole, c'est l'heure.
Haydi ama mantıklı olun Bay Lautrec. - Eve gitme zamanı geldi.
Soyez raisonnable, M. Lautrec.
- Balım, gitme zamanım geldi, haydi.
Il faut y aller, mon trésor.
Eve gitme zamanın geldi.
Il serait temps de retourner chez toi.
Eve gitme zamanım geldi.
Il est temps que je rentre chez moi.
Pekala, bence senin için yatağa gitme ve uyuma zamanı geldi genç bayan.
Je crois qu'il est l'heure d'aller au lit, jeune fille.
Gitme zamanımız geldi, Crow.
On arrête tous les deux.
- Gitme zamanın geldi.
- Allez-y. - Où allez-vous?
İşin sonu geldi. Evli bir kadın fazla bağlandı mı gitme zamanı gelir.
Quand une nana mariée devient collante, faut faire gaffe.
Gitme zamanımız geldi. Evet.
On va y aller.
Eve gitme zamanım geldi.
L'heure de rentrer.
Gitme zamanın geldi.
Il est temps pour toi de partir.
Gitme zamanın geldi.
Il est temps de partir.
Gitme zamanım geldi.
Il est temps de prendre congé.
Taşınmanıza yardım etmem gerekirken benim de dükkâna gitme zamanım geldi.
Je dois aller au restaurant... C'est dommage, je vous aurais aidé à emménager.
Uzun süre mücadele ettin ama şimdi gücünü geri kazandın ve artık gitme zamanın geldi.
Ce fut un long combat, mais vous avez retrouvé vos forces, et il est temps de partir,
Bence eve gitme zamanımız geldi.
Je pense qu'il est temps de rentrer.
Sevgilim? Gitme zamanımız geldi sanırım.
Chérie, je crois qu'il est temps de rentrer.
Artık buradan gitme zamanım geldi, Bayan Celie.
Bon, Miss Celie, je crois bien qu'il est temps que je parte.
- Sanırım artık gitme zamanım geldi.
Il est temps que je parte.
Parlamento'ya gitme zamanı geldi.
Maman.
Eve gitme zamanım geldi.
Il est temps que je rentre.
Gitme zamanımız geldi.
Journal de bord du capitaine, annexe.
Eve gitme zamanın geldi, dedim, Rose. Büyük gün için teşekkürler.
- Vous pouvez rentrer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]