English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Gıtmıştı

Gıtmıştı translate French

16 parallel translation
- Annem gıtmıştı.
Maman n'était plus là.
Bu kez kapı açıktı ve Jessıca gıtmıştı.
Cette fois, la porte était ouverte et Jessica n'était plus là.
Güneş uyarıldıktan sonra atmosferimize doğru ultraviyole ışınları akıtmıştır. Sıcaklığı, ışınımlar tarafından varolmuştur.
Les rayons ultraviolets du Soleil ont rempli notre atmosphère... engendrant des éclairs.
Aslında ortalığı onlar dağıtmıştı.
En fait, ils ont mit l'appart dans cet état.
Büyük savaş ortalığı fena dağıtmıştı.
Les grandes batailles soulèvent beaucoup de poussière.
Hatırlıyor musun? Batı Teksas'ta ortalığı dağıtmıştık.
Tu te souviens de la fois où on est tombé en panne dans le désert du Texas?
Fo Shan'da, benimle dövüşmek için evime gelmiş ve ortalığı dağıtmıştı...
De retour à Fo shan, il est venu à ma maison pour se battre avec moi et mettre le désordre.
Eve geri geldiğimde Arlo ortalığı dağıtmıştı ve ilaçlar gitmişti.
À mon retour, Arlo avait tout mis en l'air, et les drogues manquaient.
Üç dakika kaldı. Baker'in demeye çalıştığı şey, Claudio, oğlun odanın dört bir yanına DNA'sını akıtmış.
Ce que Baker veut vous dire, Claudio, c'est que votre fils a laissé son ADN partout dans la pièce.
Onun iyi birisi olduğunu hissettim. Sonra onunla tanıştığında onun ne kadar cana yakın olduğunu anladım, dağıtmış birisi değildi, heyecanlıydı.
Je le trouvais bon, puis je l'ai rencontré et j'ai vu qu'il était sociable, motivé et pas complètement cinglé.
Siobhan ve John Delario arkadaşmış ama ben onunla ilk karşılaştığımda kendini bana tanıtmıştı.
Siobhan et John Delario étaient amis, mais il s'est présenté quand je l'ai rencontré.
Ve bu durumun sebebi ya bu yaptığın şeyin.. ... Dr. House için kabul edilebilir olduğunu düşünmendi ya da şakası senin dikkatini dağıtmıştı ya da House tıbbı bir oyuna çevirmiş ve sen de onu yenmek istedin.
Maintenant c'est arrivé soit parce que le Dr House a établi que c'était d'accord dans son monde, soit cette guerre de farces vous a distrait, soit House fait de la médecine un jeu, et vous vouliez juste le battre.
Diziden sonra yapması biraz tuhaf bir şeydi,... ama o kadar çok çocuk vardı ki, sanırım karakteri tekrar görmek isteyen seyirciler arasında olduğumu hatırlıyorum bütün çocuklar önde toplanınca, onlara şeker dağıtmıştı,... onunla göz göze gelip, şeker yakaladığımı hatırlıyorum.
C'était bizarre de le voir là-dedans après Doctor Who, mais il y avait tellement d'enfants qui voulaient le revoir. Je me souviens être dans le théâtre quand tous les enfants s'approchaient et qu'il leur lançait des bonbons. Il m'a vu, et j'ai attrapé un bonbon.
Kot'un yaptığı özel kuvvetlere katılma teklifi, belki de senin dikkatini dağıtmıştır.
Cette offre de Kot de rejoindre une unité spéciale, peut-être que ça te distrait.
Günler geçtikçe yaşadığı aile dramasını bayan Akalitus müvekkilime yansıtmıştır ve yöneticisi olarak onun bu programın başına konulması güvensiz bir ortam yaratmıştır.
Jour après jour, ma cliente a supporté le poids du drame familial de Mme Akalitus, subissant une méfiance imméritée et une diffamation de sa supérieure, mettant en péril ma cliente, mais aussi le programme de déjudiciarisation
Evet, Miko ölmeden önce bastığı paraları adanın her yerine dağıtmıştı. Sanırım bunu birilerinin fark etmesi an meselesiydi.
Miko déposait cet argent sur tout l'île avant de se faire tuer, j'imagine que c'était une question de temps avant qu'une partie commence à refaire surface.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]