Hakkını vermeliyim translate French
279 parallel translation
- Bu iyi bir yorum, hakkını vermeliyim.
Intéressant comme remarque.
Bu sefer hakkını vermeliyim. Turnayı gözünden vurdun. Sağ olun, Müfettiş.
Mais je dois vous l'accorder, vous aviez mis dans le mille.
Gerçekten çok hoş görünüyorsun. Hakkını vermeliyim.
Tu es belle, je dois l'admettre.
Hakkını vermeliyim.
Je vous l'accorde.
Albay, hakkını vermeliyim.
Je dois avouer une chose :
Burada Kaptan'ın hakkını vermeliyim.
Le capitaine a gagné le premier round.
Tabii ki istiyorum genç. Ama şimdi... Taşıdığım o fotoğrafın hakkını vermeliyim.
Bien sûr mais pour l'instant... sa photo me suffit.
Hakkını vermeliyim Q. Bu ustaca yapılmış.
Je dois vous le concéder, Q. Assez ingénieux.
Hakkını vermeliyim.
Je vous félicite, Aleva.
Hep açık sözlü oldun, hakkını vermeliyim.
T'as été réglo, c'est vrai.
Ama hakkını vermeliyim herkesten fazla dayandın. Muhteşem bir mücadele verdin.
Je le reconnais, tu t'es plus accrochée que les autres.
Sana hakkını vermeliyim.
Vous c'est pas pareil.
Hakkını vermeliyim fikir cidden tahrik edici.
Faut bien le dire, l'idée est très excitante.
- Hakkını vermeliyim. Çok zekice.
Je reconnais que c'est plutôt malin.
Doğru yargılarda bulunuyor. Hakkını vermeliyim. Bu dükü sevdim.
contre toutes mes préventions... que j'aime ce Duc.
Hakkını vermeliyim Lydia. Güce olan açlığın düşündüğümden de fazla.
Je rappelle à votre honneur que vous faites partie de la race des seigneurs.
- Hakkını vermeliyim.
Je te tire mon chapeau.
Oh, kişisel bir not, bana attığın o sol yumruğun hakkını vermeliyim.
Oh, une remarque personnelle, je voulais te complimenter pour ce crochet du gauche qui m'a entaillé.
Hakkını vermeliyim, Ed.Bu çok iyi bir fikir.
- 10 cm, avec un diamètre de 11 cm. Je dois l'admettre, Ed.
Bu harika. Hakkını vermeliyim ki Sokka kesinlikle en iyi mini tatil seninki.
Sokka, je dois bien admettre que tu as choisi les meilleures mini-vacances.
Hakkını vermeliyim, Kid. İşleri bu noktaya getirip de paçayı kurtarabilecek başka bir adam tanımıyorum.
Je dois te féliciter, je ne connais pas un autre type dans ce pays... qui fait une bourde comme ça et qui s'en sorte.
Hakkını vermeliyim Kızıl. Bu duyduğum en abartılı vaazdı.
Ton boniment, j'ai jamais entendu mieux.
Hakkını vermeliyim.
Eh bien, je reconnais vos mérites.
Hakkını vermeliyim, Clarence.
Chapeau, Clarence.
Çok zevklidir. Hakkını vermeliyim.
Au moins, elle avait du goût.
Hakkını vermeliyim Quark. Müşterilerine hoş karşılandıklarını hissettirmekte üstüne yok.
Je dois reconnaître que vous savez mettre vos clients à l'aise.
Sanırım oyuncularında hakkını vermeliyim.
Les joueurs y sont pour beaucoup.
Hey, Ray. Hakkını vermeliyim ki. Bu akvaryum çok iyi bir seçim oldu.
Faut que je te le dise, ton aquarium est une idée de génie.
Bisküvi'nin hakkını vermeliyim. Hükümsüzlük kararı alma konusunda oldukça iyi.
Le Biscuit est maître ès invalidations.
Acil servis pediyatrisi için çok çaba harcıyorsun. Hakkını vermeliyim.
Vous vous battez pour ces urgences pédiatriques.
Hakkını vermeliyim.
C'est vrai.
Hakkını vermeliyim, Buffy.
Dis donc, pour ta force de caractère,
Hakkını vermeliyim Ray.
Tu sais, je dois te rendre une chose, Ray.
John, hakkını vermeliyim. Bir teori üretince, cidden üretiyorsun.
Toi, quand tu as une théorie, tu n'en démords pas.
Xena'ya hakkını vermeliyim.
- Grâce à Xena.
Hakkını vermeliyim Riedenschneider gerçeği çok güzel çarpıttı.
Je dois reconnaître qu'il leur jeta de la poudre aux yeux
Hakkını vermeliyim. Bir başka evrene çelme takmak, ha? Son derece iyi.
J'avoue que voyager dans un univers parallèle, c'est carrément cool.
Hakkını vermeliyim.
- Je dois te l'accorder.
Babanın hakkını vermeliyim.
Et le mérite revient à ton père.
- Hakkını vermeliyim, güçlü araba.
- Elle a la pêche, je l'admets.
Küçük Dere'nin hakkını vermeliyim. Pes etmeyi bilmiyordu.
Je dois lui reconnaître ça... il n'abandonnait jamais.
Ona bir şey için hakkını vermeliyim.
Et voilà.
Hakkınızı vermeliyim. Hep bir sonraki Shogun olmayı istedim.
En contrepartie, j'espérais que je deviendrais le prochain Shôgun.
Hakkınızı vermeliyim. Burada orijinal bir dümen tezgahlamışsınız.
Je dois dire que votre arnaque est très originale.
Hakkını vermeliyim.
Je te tire mon chapeau, Flowers.
Hakkını vermeliyim.
Tu paies rien pour attendre.
Çok iyi iş çıkardın. Sana hakkını vermeliyim.
Notre chanson!
Size hakkınızı vermeliyim.Sizde karıncaların çalışkanlığı var.
Je dois reconnaitre que vous, les gars.
Bay Poirot,... hakkınızı vermeliyim.
Cher M. Poirot, j'aimerais avoir l'honneur de vous serrer la main.
Hakkınızı vermeliyim.
Faut que je vous dise.
Hakkınızı vermeliyim.
Je dois le reconnaître.