Halledeceğim translate French
2,197 parallel translation
İyi. Ama seninle gelip senin yazını halledeceğim.
- Prie si tu veux, mais demain, je ferai la dictée é ta place.
İlk önce bunu halledeceğim.
Ça aussi, c'est une priorité.
Bu işi halledeceğim.
Tout est sous contrôle.
İstediğimizi elde ettik. Ben bombayı halledeceğim.
On a les données, je gère la bombe.
Endişelenmeyin, Paskalya'yı halledeceğim.
Mais n'ayez crainte, j'assurerai Pâques.
Kurutucuyu bu hafta halledeceğim söz veriyorum, tamam?
Je promets que j'installerai le séche-linge cette semaine, d'accord?
Biraz otursana. Halledeceğim
OK, assieds-toi.
Ama halledeceğim.
Je vais t'arranger ça!
Ama elbet halledeceğim. Durum değişecek.
Je m'en occupe, ça va changer.
- Halledeceğim, dostum. Halledeceğim.
T'inquiète pas mec... je maîtrise.
Terfim gerçekleştikten sonra halledeceğim.
Une fois que ce sera fait, le problème sera réglé.
Bunu ben halledeceğim.
Je m'en charge.
Bir şeyler ayarlamaya çalışacağım. Halledeceğim.
Je vais trouver un moyen.
- Halledeceğim.
- Elle le sera.
- Ben halledeceğim.
Je gère.
Halledeceğim ben.
Je m'en occupe.
Halledeceğim, anne.
Je vais m'en sortir, maman.
Herşeyi halledeceğim.
Toutes les deux.
- Merak etme ben halledeceğim.
- Ne t'en fais pas. Je m'en occupe.
Bu babasının ölüm yıl dönümü. Bu aşağılık herifi bugün halledeceğim.
Je vais le faire craquer aujourd'hui, ce beau salaud.
Ben gazete röportajını halledeceğim.
Je m'occupe du journal.
Seni hallettikten sonra onu halledeceğim.
Après m'être occupé de toi, je m'occupe d'elle.
Bu gayet talihsiz bir durum o kadar. Ben halledeceğim, söz veriyorum.
C'est un regrettable incident, je vais régler ça.
Bunu anneme nasıl açıklayacağız? Merak etme. Ben halledeceğim.
Où vas-tu, princesse?
" Eve gelip halledeceğim.
" Je rentre régler ça.
Ben halledeceğim.
Je vais gérer ça.
Bana bırak, halledeceğim.
Je gère.
Ben halledeceğim. Eğlenmenize bakın.
Je m'en occupe, va t'amuser.
Harika bir yer biliyorum. - Ben halledeceğim.
J'ai un endroit qui serait super.
Sonra halledeceğim.
Je m'en occupe.
Ben halledeceğim.
Je m'en occupe.
Çatıya çıkıp sızıntıyı halledeceğim.
Bien. Je vais monter au grenier réparer la fuite.
Söz veriyorum, tüm bunları zamanında halledeceğim.
Je vous assure que je traiterai ces problèmes en temps voulu.
- Halledeceğim.
D'accord. - Je m'en occupe.
Gidin dönüşün hadi, bir şeyler öldürün. Kurt adamlar ne yapıyorsa yapın. Halledeceğim ben.
Allez faire vos trucs de loups-garous, je me débrouille.
Merak etmeyin, halledeceğim.
T'inquiète pas.
Pen, ben halledeceğim.
Laisse-moi faire.
Ben halledeceğim.
- Je la tiens. Tends-la, ça gondole.
Ulaşımımı kendim halledeceğim.
Je vais me débrouiller toute seule.
Önce boşanma işini halledeceğim.
Finir ce divorce.
Ben pilotu halledeceğim.
Je me charge du pilote.
Her şeyi halledeceğim, merak etme.
Je vais tout arranger, ne t'inquiète pas.
- Biliyorum, halledeceğim.
- Je sais. On les aura.
Bir sürede kalıp işlerimi oradan halledeceğim.
Je travaillerai quelque temps de là-bas.
Faturaları da ben halledeceğim. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
J'ai des factures, on avait un arrangement.
- Fakat eğer biz... - Söz, her şeyi halledeceğim.
Je te promets de m'arranger pour tout.
Bunu halledeceğim.
Je vais m'en occuper.
- Sakin ol kanka. Halledeceğim.
C'est bon.
Kendim halledeceğim.
Je le ferai tout seul.
Halledeceğim ben, merak etmeyin.
Tout sera bientôt remis en état.
Tamam onu halledecegim, küçük büyük adam.
Je vais le faire, mon grand.
hallelujah 92
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğiz 34
hallediyorum 27
hallederim 113
hallettik 38
halledebilirim 49
hallettin mi 27
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğiz 34
hallediyorum 27
hallederim 113
hallettik 38
halledebilirim 49
hallettin mi 27