Hallediyorum translate French
1,276 parallel translation
Hallediyorum.
Je m'en occupe.
- Hallediyorum, üstat.
Je suis dessus, beau gosse!
Bekle. Hallediyorum.
- Attends, je vais l'enlever.
Hele bir hata yap da. Ben burayı hallediyorum, tamam mı?
Sans toi, Rooster, ça aurait pas foiré.
Merak etme. O işi hallediyorum.
Je m'en charge.
Yarın sabah saçımı kestirmek için biraz vakte ihtiyacım var. O yüzden şimdi burada birkaç işimi hallediyorum.
Je dois m'absenter demain matin pour aller chez le coiffeur, alors j'ai quelques trucs à préparer ici.
- Hallediyorum, yapma.
- Je gère.
Çalışma iznimin olmadığını biliyorum, ama hallediyorum.
.. c'est difficile de s'installer.
Bir kadının karnının içine ellerimi koyuyorum ve sorun neyse hallediyorum.
Mes mains réparent les femmes à l'intérieur. Dr Montgomery Gynécologie-obstétrique
- Destek iste. - Hallediyorum.
- Demande équipe d'extraction.
Hallediyorum..
- On est à la retraite.
Tamam, tamam. Hallediyorum.
C'est bon, je l'ai.
- Hallediyorum.
- Je m'en charge.
Tamamdır, hallediyorum.
OK, je m'en occupe.
- Hallediyorum.
- Je suis dessus.
Hallediyorum.
On y va.
Hallediyorum.
Ça marche.
Gördüğün gibi, kendim hallediyorum.
Comme vous pouvez le constater, je vais très bien.
Vergi işlerimi de hallediyorum. Cuddy'i de.
Je m'occupe aussi de mes impôts et de Cuddy.
- Hallediyorum, Amirim.
- Je m'en occupe, Chef.
Hallediyorum.
C'est bon, bébé, je gère.
Hallediyorum.
C'est parti.
- Mcenroe, müsaade et. Ben hallediyorum.
- McEnroe, laissez, je monte au filet.
Kameralar tamam, şimdi alarmı hallediyorum.
Caméra désactivée. Je coupe l'alarme.
Hallediyorum, hallediyorum.
Je m'en occupe.
Şimdi hallediyorum.
Je m'y attelle.
- Damarı ben açarım, doktor. - Hallediyorum, Henley.
- Je peux ouvrir une ligne.
Hallediyorum.
OK.
Ben hallediyorum. Tamam mı?
Je m'en occupe, OK?
Hallediyorum.
Je m'en charge.
- Ben hallediyorum!
Je m'en occupe.
Bak, hallediyorum!
Écoute, ça marche.
- Hallediyorum komutanım.
- Je m'en occupe, chef.
Evet, evet, hallediyorum.
Oui oui oui, je suis dessus... C'est juste que...
Küçük bir iş hallediyorum.
J'ai encore une chose à faire.
- Ben hallediyorum.
- Je m'en charge.
Ben de yardım ediyorum. Kalanları pazarları hallediyorum.
Alors je fais le reste le dimanche.
- Tam açılmadı! - Hallediyorum.
- Ouvre les voiles!
Hallediyorum.
- Je m'en occupe.
Evin birkaç tadilata ihtiyacı olduğu doğru ama ben hallediyorum.
Il y a des petites réparations qui s'imposent, bien évidemment, mais ce sera fait.
Yok, hallediyorum.
- Merci, ça va.
Kaçıncı kat? Tamam hallediyorum.
Quel étage?
Hallediyorum.
Je gère. - Réagis.
- Ben hallediyorum.
- Je m'en occupe.
- Tamam, hallediyorum.
- Je m'en occupe.
- Hallediyorum.
- Ça sera fait.
- Hemen hallediyorum.
- Je m'en occupe.
Hallediyorum.
Je l'ai.
Hemen hallediyorum.
J'y vais.
- Hallediyorum, tamam.
- Je l'ai.
Bazı sahnelerin sırasını hallediyorum şu an. Baskı ve reklamlar için ne düşünüyorsun?
Je suis désolée, j'imagine que ça doit faire mal.
hallelujah 92
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğim 67
halledeceğiz 34
hallederim 113
hallettik 38
halledebilirim 49
hallettin mi 27
hallederiz 84
hallet 25
hallettim 108
halledeceğim 67
halledeceğiz 34
hallederim 113
hallettik 38
halledebilirim 49
hallettin mi 27