Hiç şansı yok translate French
1,800 parallel translation
Hayır, hiç şansı yok.
Non, aucune chance.
- Hiç şansı yok.
C'est foutu pour elle.
Eğer herkesin içinde, özellikle ikiniz de buna razıysanız insan ırkının hiç şansı yok demektir.
Maintenant, si vous estimez que vous pouvez vivre avec ça, alors, la race humaine n'a pas la moindre chance.
- İşe yaramaz. - Hiç şansı yok.
-... marche pas.
- Hiç şansı yok. Bana tam oldu.
Aucune chance, elles me vont parfaitement
Bu çocuğun hiç şansı yok, ha?
Ce garçon n'a pas de chance, hein?
Zavallıcık, hiç şansı yok.
La pauvre fille n'a aucune chance
- Hiç şansın yok, Trinke!
- Aucune chance!
Bunu söylemek hoşuma gitmiyor, ama hiç şansım yok, tamam mı?
Désolé de te décevoir, mais j'ai pas la moindre chance.
Bizim herhangi bir şansımız yok. Hepimiz hiç bir nedenle öleceğiz.
Vous voulez qu'on reste assis ici et que l'on meure en espérant!
Ray'i biraz tanıyorsam, hiç şansımız yok derim.
Le connaissant, Ray nous a pas attendus.
Hiç şansın yok.
Tu n'aurais aucune chance.
Seni görmek istemiyorum. Hiç şansın yok!
Il n'y a aucune chance.
Hiç şansın yok, tamam mı?
Aucune, tu comprends?
Birşeye ihtiyacın olursa.... Birşeye ihtiyacın olursa hiç şansın yok.
S'il vous manque quelque chose, vous êtes dans la merde.
Hiç şansımız yok.Fareler gibi öleceğiz.Hepimiz öleceğiz.
Je regarde "Discovery Channel". Aucune chance! Comme des souris dans un vivarium.
Alakası yok. Hiç olmazsa yemek yerken onu ya da başkasını aramanı istemiyorum.
J'aimerais seulement te voir manger sans l'appeler elle ni personne d'autre.
Ne aradığını bilmiyorum ama herneyse hiç anlamı yok.
Je ne sais pas ce que vous cherchez, mais de toute façon, c'est sans signification.
- Hayır Baba hiç birşeyle ilgim yok.
- Je n'y suis pour rien, je me suis retrouvée impliquée sans le vouloir.
Ev yok, iş yok, hiç bir şey yok.
Sans domicile, sans travail, sans rien...
Hiç şansın yok.
Pas question.
Bunu anlayacağını beklemiyorum, ama senin oyun arkadaşın olmak için hiç boş vaktim yok.
Tu ne comprends sans doute pas la situation, mais, je n'ai plus de temps libre pour être ton ami.
-... hiç şansın yok.
- si tu ne viens pas immédiatement.
Hiç bir şansınız yok.
Vous n'avez aucune chance.
Hiç şansın yok.
Abandonne!
Hiç şüphe yok ki... savcılık için bu 30 dakikalık bir iş... 3 şahidin verdikleri ifadelere dayanarak... sanık Radjeş Rathore'nin ölene kadar... ülkesi ve evini görmemesini sağlamak.
Il n'y a pas l'ombre d'un doute. L'accusation, en 30 minutes... et avec l'aide de 3 témoins, va prouver sans doute possible... que l'accusé, Rajesh Rathore, n'est pas digne... de rentrer dans son pays ou chez lui jusqu'à la fin de ses jours.
Çok şanssızım. Hiç şansım yok.
Je n'ai pas de chance.
Hiç şüphe yok.
sans aucun doute?
Kazanmak için hiç şansım yok.
Je ne peux pas gagner...
Hiç ümit yok!
Sans espoir?
Artık hiç şansım yok sanmıştım.
Je n'étais pas assez bien pour toi.
Hiç şans yok!
Oui c'est ça!
- Hiç şansım yok mu?
- Vraiment?
Kısaca özetleyeceğim. Hiç şüphe yok ki farkındasınız, bu ülkenin nüfusunun büyük bir kısmını yok edebilecek yeterli virüse sahibim.
Comme vous le savez sans doute, j'ai une quantité suffisante de virus pour décimer la majeure partie de la population de ce pays.
Sadece üçüncü bir dalga var, ama çok uzakta, hiç şansımız yok.
Je suis en train de m'en occuper. J'en suis au tiers du spectre, sans résultat pour l'instant.
Hiç şansın yok. Sayımız çok fazla. Biz sonsuzuz.
Nous sommes toute une légion, nous sommes éternels.
Hiç ama hiç şansın yok.
Tu n'as pas une chance.
Hiç şüphem yok.
Sans doute.
O çocuğun hiç şansı yok.
Il a aucune chance.
Xindiler'in bizi yok etmelerini istiyorlar. İnsanlar olmadan Federasyon hiç varolmayacak.
Sans l'Humanité, la Fédération ne verra pas le jour.
Ron karşısında hiç bir şansım yok.
Je n'ai aucune chance face à Ron.
Yani dünyaya bir çocuk getirme düşüncesiyle ilgili bir probleminiz yok ve onun nasıl büyüdüğüne hiç söz sahibi olmamakla ilgili bir problemin yok öyle mi?
Et tu n'as aucun problème avec le concept d'amener un enfant au monde... sans avoir ton mot à dire... sur la manière dont il ou elle sera élevé ( e )?
- Hiç şansın yok!
- T'as aucune chance!
Hiç şansın yok.
N'y comptez pas trop!
Hiç şansın yok ama şekersin.
Mais vous n'avez aucune chance.
Hiç şansı yok.
Aucune chance.
Uh, şuna hiç şans yok deyin.
Non, pas de chance en fait.
Kusura bakma ama, senin aksine, muhabir olmaya hiç niyetim yok.
Euh... sans vouloir te vexer, parce que, euh... Mais, contrairement à toi, la dernière chose que je veux être c'est journaliste.
Eğer başvurun gecikirse, hiç şansın yok. Bu kadar basit.
Si les dossiers ne sont pas envoyés à temps, c'est fichu.
- Hiç şansın yok.
- Alors là, tu rêves.
Hiç şüphe yok.
Sans aucun doute.
hiç şansım yok 23
hiç şansın yok 135
hiç şansınız yok 35
hiç şansımız yok 34
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
hiç şansın yok 135
hiç şansınız yok 35
hiç şansımız yok 34
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yok bişey 18
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa ne olur 26
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37