Hoşuna mı gitti translate French
250 parallel translation
- Müzik hoşuna mı gitti?
- Cet air-là vous plaît?
Gerçekten mi? Hoşuna mı gitti yoksa?
Tu aimes vraiment les regarder?
Kız hoşuna mı gitti, patron?
Elle vous plaît, patron?
Kahraman rolü hoşuna mı gitti?
Le rôle de héros vous tente?
Şarabım hoşuna mı gitti, Paco?
Tu apprécies mon vin, Paco?
Vahşilerle yaşamak hoşuna mı gitti.
Tu aimes vivre avec des sauvages?
Bu hoşuna mı gitti küçük hanım?
Et ça vous a plu?
Hoşuna mı gitti?
Il vous plait?
Hoşuna mı gitti?
Ça te plairait?
Geliyor musun, yoksa dışarısı hoşuna mı gitti?
Vous voulez monter, ou vous préférez rester dehors?
Hoşuna mı gitti?
Tu trouve ça amusant?
Hoşuna mı gitti?
Rien! Ça te plaît?
O kız hoşuna mı gitti?
Elle te plaît?
Evet, ondan bahsediyorum. Yoksa hoşuna mı gitti?
C'est ce que tu penses, vu la façon qu'il te regardait.
Hoşuna mı gitti?
Cela te fait-il te sentir mieux?
Hoşuna mı gitti?
C'est du gâteau, hein, mon gars?
Hoşuna mı gitti?
Et ça l'a plue?
Hoşuna mı gitti?
Ça va pour vous?
Bu hoşuna mı gitti?
Vous avez aimé ça?
- Bu hoşuna mı gitti?
- Ça t'excite?
- Adam hoşuna mı gitti? - O benim kocam.
C'est mon mari!
- Oh, hoşuna mı gitti?
Elle te plaît?
Tıraş losyonum hoşuna mı gitti?
Tu aimes mon parfum?
Neden? Hoşuna mı gitti?
Pourquoi, t'es intéressée?
Hikayeyi günlük raporlarla birlikte yolladım, patronun çok hoşuna gitti.
Je l'ai envoyée avec le rapport quotidien et le patron en raffole.
Eskiden konyak şişem vardı, ama karımın hoşuna gitti ve kendi başına içti.
Nous avions une bouteille de cognac, ma femme l'a bue!
Hoşuna mı gitti?
Encore!
Umarım senin de hoşuna gitmiştir. Evet, gitti. Kesinlikle gitti.
Ca oui!
Nasıl, hoşuna gitti mi tatlım?
Ça te plairait?
Tatlım, hoşuna gitti mi?
Ma chère, qu'est-ce que tu en dis?
Saat hoşuna gitti sandım ; ona nasıl baktığını gördüm.
J'ai pensé que la pendule te ferait plaisir.
Anladın mı? Hoşuna gitti mi?
Ça vous plaît, le chevreuil effrayé?
Hoşuna gitti değil mi kızım? Ama bu daha fazla sürmeyecek. Haydi.
Mademoiselle, vous serez peut-être contente, mais lui sera fatigué.
- Sırf hoşuna gitti diye bir arabaya 1,500 dolar vermezsin ; üstelik beş kuruşun bile yok ve işsizsin.
On n'achête pas une M.G. de 1 500 $ parce qu'elle vous plaît!
- Hoşuna mı gitti?
- Comme toi!
Çizimler hoşuna mı gitti?
Vous aimez cette peinture?
Sanırım onunla yatmak hoşuna gitti.
Je crois que ça t'a plu, avec lui.
Güzel takım. Hoşuna gitti mi?
Joli costume.
Sanırım en başta bu gerçekten hoşuna gitti.
Au début, je crois que ça lui a plu.
"Ayak Takımı Gelmesin" yazmak hoşuna gitti mi?
"Cadre élégant, pas de populace".
Sana asılması hep hoşuna gitti.
Il m'a toujours désirée.
Atımız hoşuna gitti mi?
Vous aimez le cheval?
Marş hoşuna gitti mi arkadaşım?
Ça t'a plu, collègue?
Bu daha mı çok hoşuna gitti?
Tu préfères ça?
Her neyse, hoşuna gitti.
Ça m'a plu, en tout cas.
Bu hoşuna gitti mi? Daha mı iyi?
Et ça, c'est mieux?
- Bu da benim ufak bir katkım. Hoşuna gitti mi?
C'est ma petite contribution.
Hoşuna gitti mi? Hoşlandın mı?
T'aimes bien ça?
Sanırım çiçekler çok hoşuna gitti.
- Elle aime les roses blanches!
- Hoşuna gitti mi? - Takım elbiseme dikkat et.
Il est bon, pas vrai?
Değerli taşlarımız hoşuna gitti mi?
Vous aimez nos pierres?
gitti 877
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gittiler mi 59
gitti işte 24
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26
gittim 82
gittin mi 16
gittik 20
gitti mi 195
gittiler 272
gittiler mi 59
gitti işte 24
gittiğini sanıyordum 19
gittikçe kötüleşiyor 26