Idare edebilirim translate French
304 parallel translation
Ben de, baban kadar, idare edebilirim.
Je prendrai soin de ton père aussi.
İşlerimi kendim idare edebilirim.
Je peux m'en occuper toute seule.
- Onları idare edebilirim.
Je m'en charge!
Biraz burnu sürterse, belki onu daha iyi idare edebilirim.
Ce serait plus facile s'il était un peu cassé.
Belki ben idare edebilirim.
Je vais m'arranger. - Ça tombe même bien.
— Gerek yok, ben idare edebilirim.
- Non, ça ira.
Bir süre idare edebilirim.
Je me débrouillerai seul!
Şimdi idare edebilirim, sanırım.
C'est bon, je m'en occupe.
Seni temin ederim Bay Damon, durumu tek başıma idare edebilirim.
M. Damon, je suis tout à fait capable de traiter la situation seule.
Ailemi idare edebilirim. Şu ana kadar becerebildim.
Je n'ai pas de conseils à recevoir.
Tek başıma da idare edebilirim. Buradan çok uzak değil.
Ne t'inquiètes pas pour moi, je suis presque rendue, moi.
Oh, evet at üzerinden sığırları idare edebilirim.
Je peux même m'occuper du bétail à cheval.
Tek başıma da idare edebilirim tatlım.
Je peux me débrouiller seule, chéri.
Efendim, onu ben idare edebilirim.
Mon adjudant, je peux m'en charger.
Ben onlardan korkmuyorum. Onları idare edebilirim.
Je ne crains pas vos démons.
Frederick yakınımda olduğu sürece idare edebilirim.
Je peux me débrouiller tant que Frederick est près de moi.
Ben tek başıma ev idare edebilirim. Ben de diğer kadınlar gibiyim.
Je peux très bien tenir une maison toute seule, tu sais.
Biliyorsunuz, polisleri sizden daha iyi idare edebilirim.
Je suis mieux placé que vous à la police.
Lükslerimden, televizyonumdan vazgeçersem, günbatımından sonra kitap okumazsam ve sobayı sadece yemek pişirmek için günde üç kez kullanırsam, bana gönderdiklerinle idare edebilirim.
Si j'abandonne mes plaisirs, la télévision, que je ne lis pas quand il fait nuit et que j'utilise la cuisinière rarement en faisant plusieurs repas d'un coup, je peux m'en sortir avec ce que tu m'envoies.
Dört gün idare edebilirim.
4 jours feront l'affaire.
- Ben idare edebilirim.
- J'ai le cuir dur.
Kitaplar olmadan idare edebilirim ama insansız yapamam.
Puis je pourrais me passer de lire, mais pas de voir des gens.
Yalnız idare edebilirim.
Je m'en sors tout seul.
Bir deli hücresinden nasıl idare edebilirim ki?
Quelle relation pourrai-je avoir quand je serai à l'asile?
Onsuz idare edebilirim.
Je m'en passerai.
Oteli işletebilir işini idare edebilirim.
Tenir l'hôtel, faire des petites affaires.
Seks ve uyuşturucular olduğu sürece, rock'n'roll suz idare edebilirim sanırım.
S'il y a du sexe et de la drogue, je peux me passer du rock'n'roll.
Haftada 65 dolarla falan idare edebilirim.
Si je faisais $ 65 par semaine, tout irait bien
Eğer işi idare edebilirim diyorsan ben şoförlük veya başka herhangi bir iş yapabilirim.
Mais si tu penses que je peux diriger.
Bir süre Birinci Dünya Savaşı'yla tek başıma idare edebilirim.
Je peux assurer la 1ére Guerre mondiale un moment.
Aşk hayatımı idare edebilirim. Teşekkür ederim. Çekil.
Je peux encore m'occuper de mes amours, merci.
Öyle mi? Belki de ben kendimi idare edebilirim.
Je peux très bien me débrouiller tout seul.
Her şeyi idare edebilirim ; iyi davranılmamış köpekler, hatta çift kişilikli olanları bile.
Je les amadoue tous. Tous ceux qui ont été maltraités. - Même les schizos.
Hayır, sanırım idare edebilirim.
- Non, j'ai pas faim.
Birilerini veya birşeyleri idare edebilirim ama... ne şimdi, ne de bugün olmaz.
Je peux faire face à n'importe quoi, n'importe qui... mais pas maintenant. Pas aujourd'hui.
Ben tefecileri tapınaktan sürmüştüm, bi 10 papeli kolaylıkla idare edebilirim!
J'ai chassé les vendeurs du temple. Je peux me charger de dix dollars.
Kendim idare edebilirim.
Je me débrouillerai.
Ben işleri buradan idare edebilirim.
A partir de là je pourrai me débrouiller, et Adrianne...
Sanırım idare edebilirim.
Je me débrouillerai.
Sanırım... İdare edebilirim.
Je pense... que j'y arriverai.
İdare edebilirim.
Je peux me sortir de là.
- İdare edebilirim.
- Je sais me débrouiller.
İdare edebilirim.
Mais je vais me débrouiller.
İdare edebilirim.
Mais je m'en sortirai.
Yine de ellerimle çalışabilirim. İdare edebilirim.
Je travaillerai... avec mes mains.
İdare edebilir misin? Evet, Usta Vic, İdare edebilirim.
Tu peux tenir?
Şimdilik çayla idare edebilirim. Tıbbi yetkililer çaprazlamanın o kadar kötü olmadığını söylüyor.
Une blessure en diagonale n'est pas le pire, d'après les médecins.
İstiyorsa geç kalabilir. Onsuz idare edebilirim, fakat bundan sonra ona yardım etmemi bekleyemez.
Le frère d'Alec Scudder?
Merak etme. İdare edebilirim.
T'inquiète pas pour moi.
- Beni merak etmeyin. İdare edebilirim.
Ne vous en faites pas. ça ira.
- İdare edebilirim.
- Ça me fait pas peur.
edebilirim 23
idare eder 178
idare ediyorum 46
idare ediyoruz 21
idare ederim 72
idare ediyor 17
idare ederiz 38
idare eder 178
idare ediyorum 46
idare ediyoruz 21
idare ederim 72
idare ediyor 17
idare ederiz 38