Idare ederim translate French
557 parallel translation
Böyle şeyleri yalnızken iyi idare ederim.
Je peux mieux faire quand personne n'est autour.
Dinle beni sersem, işleri ben idare ederim.
Ecoute, jeune sotte. Je m'occupe de tout.
Ben onları idare ederim.
Je m'occupe d'eux.
Sen bana aldırma. Ben idare ederim.
Ne t'en fais pas pour moi, ça ira.
Hepinizi idare ederim.
Comme vous.
Biraz sersem gibiyim ama idare ederim.
Je pense que ça ira.
Annemi tek başına çok daha iyi idare ederim.
J'affronterai bien mieux maman si je suis seule.
Tüm bunları yalnız başıma nasıl idare ederim?
Comment vais-je m'en sortir seule?
Bay Kingsby'nin tüm işlerini ben idare ederim.
Je m'occupe de toutes les affaires de M. Kingsby.
1000 dolarla idare ederim, çok teşekkürler.
Il me faut 1 000 dollars.
Eğer bana yardım etmek istemiyorsan tamam, daha öncesi gibi kendi kendime idare ederim.
Si vous ne m'aidez pas, je me débrouillerai seule.
O ne kadar mutlu olursa bana o kadar az karışır, ben de bölüğü daha iyi idare ederim.
Plus il est content, moins il m'ennuie... et mieux je m'occupe de sa caserne.
- Ben idare ederim. Ben önceden söyleyeyim de.
Ça m'étonnerait, je n'ai pas un radis.
Yalnız başıma da idare ederim.
Ne t'inquiète pas pour moi! Je peux me débrouiller seule.
Ben idare ederim.
Je me débrouillerai.
Ben idare ederim.
Je peux m'arranger.
Önemli değil, efendim. Ben idare ederim.
Ça ne fait rien, commandant.
- Tabii idare ederim.
- Bien sûr.
Oscar, ben idare ederim.
Oscar, ça va aller.
Ben idare ederim.
Ça ira...
Teşekkürler fakat ben idare ederim.
Ça ira, j'ai ma canne.
- Merak etme, idare ederim.
- Ça ne fait rien, je vais m'arranger. -
- Ben de idare ederim.
- Je saurais lire un menu.
Dörde kadar kendim idare ederim.
S'ils sont moins, je peux me débrouiller tout seul.
Burayı ben idare ederim.
Je m'occupe du reste.
Üç bizon öldürsem idare ederim.
Je devrai tuer trois bisons.
İdare ederim işte.
Il y a pire, paraît-il.
- İdare ederim.
- Ça va aller.
Teşekkür ederim, idare eder.
On ne peut mieux, merci.
Muley idare edebiliyorsa, ben de ederim.
Si Muley... Si Muley arrive à s'en sortir, je dois y arriver aussi.
- İdare ederim. - Nasıl?
- Je m'arrangerai.
İdare ederim.
Je me débrouillerai.
İdare ederim.
J'y arriverai.
Viskiyi tercih ederim ama bu da idare eder.
Je préférerais du whisky.
- Hayır. İdare ederim, teşekkürler.
Non, ça ira!
- İdare ederim.
Tu vas y arriver? Oui, merci.
Benim için endişelenme. İdare ederim.
Ne t'inquiète pas, je vais me débrouiller.
İdare ederim sanıyorum.
Je crois que je me débrouillerai.
Seni temin ederim Bay Damon, durumu tek başıma idare edebilirim.
M. Damon, je suis tout à fait capable de traiter la situation seule.
Kırgın insanlardan nefret ederim. Hayatımda bir sineği bile incitmedim, Bayan Agda'yı idare edeceğiz. Tost?
J'ai horreur des gens rancuniers et moi qui ne ferais pas de mal à une mouche et encore moins à Agda.
İdare ederim.
Je m'en sortirai bien.
Yeterli. İdare ederim.
Je prends ma couverture.
Bu mürettebatla idare edeceksin. Diğerlerinin yerine başkalarını bulmaya gayret ederim.
Je tâcherai de vous faire avoir des remplaçants.
İdare ederim.
Après, ça ira.
İdare ederim.
Je m'en sortirai.
İdare ederim, merak etme.
Je me débrouille, oui.
- İdare ederim tatlım.
Je m'arrangerai, chou.
Şu konuda seni temin ederim ki Shannon sinirleri gergin bir otobüs idare ediyor.
Et mon autocar navigue bien, contre vents et marées!
Ben idare ederim.
On se débrouillera.
Ben burada idare ederim.
Je resterai assis, c'est ce qu'ils m'ont dit.
Ben teşekkür ederim beni idare ettiğiniz için.
Je vous remercie de leur part.
ederim 242
idare eder 178
idare ediyorum 46
idare ediyoruz 21
idare ediyor 17
idare edebilirim 17
idare ederiz 38
idare eder 178
idare ediyorum 46
idare ediyoruz 21
idare ediyor 17
idare edebilirim 17
idare ederiz 38