Iki saat içinde translate French
653 parallel translation
Umarım, iki saat içinde döneriz.
- Nous serons de retour dans 2 heures.
Bir iki saat içinde her şey bitmiş olacak
Tout sera fini dans quelques heures.
Bir iki saat içinde hep birlikte ayrılır... Ve tüm dünyayı keşfimizden haberdar ederiz.
Dans une heure ou deux, nous partirons annoncer notre découverte au monde.
Uyumazsa, iki saat içinde dozu tekrarla.
Si elle ne dort pas, renouvelez la dose dans 2 heures.
Bu çalışmamızla adamı bir iki saat içinde yakalarız.
- Oh, non, Roy. Au train où ça va, on aura pincé ce gars dans deux heures.
Polis cerrahı ne derse desin adam zaten on iki saat içinde ölecekti.
Oui. La police... De toute façon, il serait mort en 12 h.
Bir iki saat içinde orada olurlar.
Ils y seront dans quelques heures.
Son iki saat içinde üç gemi kaybettiklerini duydum.
Ils en ont perdu trois en deux heures.
Kesin sonuç iki saat içinde belli olacak.
- Couci-Couça. Dans 2 h, les résultats définitifs.
Bir iki saat içinde iyileşirim.
Ça ira mieux dans une heure.
O bir iki saat içinde, topun peşinden koşan bir futbol yıldızı gibiydim.
J'ai été, durant ces quelques heures, le grand DiMaggio, réceptionnant une superbe balle.
O halde, Dünya'daki Dalek güçlerinin iki saat içinde Çekirdek Proje'sini tamamlayacağını duyuruyorum.
Je vais annoncer aux forces terriennes Dalek la finalisation du Projet de Dégravitation Terrestre.
Uçağınız iki saat içinde Kennedy'den kalkıyor.
Votre avion décolle de Kennedy dans deux heures. - D'où?
Güneşleri iki saat içinde batacak.
Leurs soleils doivent se coucher dans deux heures.
Toplantı iki saat içinde başlayacak.
- Séance dans 2 h.
Bu, Enterprise'ın iki saat içinde Eminiar Vll'yi imha edeceği anlamına geliyor.
Ce qui veut dire que dans deux heures, l'Enterprise détruira Eminiar Vll.
Adamlarım bir iki saat içinde burada olacaklar.
Elle arrive tout de suite.
Fakat başka bir sorun var, iki saat içinde havaalanında olmalıyız.
Il y a un autre problème, nous devons être à l'aéroport dans 2 h.
Bir veya iki saat içinde kendine gelir.
Il reviendra à lui, dans une heure ou deux.
Bir iki saat içinde hazır olurlar.
Vos photos seront prêtes dans 2 heures.
Bir iki saat içinde Birleşmiş Milletler Noel mesajımızı alacak. Ve benim artık bilimsel olarak dünya ekonomisini kontrol ya da yok etme gücüne sahip olduğumu da öğrenecekler.
Dans quelques heures, les Nations Unies recevront... mes salutations de Noël- - l'information que je possède maintenant les moyens scientifiques de contrôler... ou de détruire l'économie du monde entier.
Kaptan Kirk, gezegende düşmana yenilirse Enterprise iki saat içinde patlayacak.
L'Enterprise explosera dans deux heures si le capitaine Kirk est vaincu par l'ennemi sur la planète.
Fotoğraf, bir iki saat içinde elimize geçecek.
Nous aurons la photo dans quelques heures.
PL-45 alçak uçuşla bir uçaktan püskürtülürse iki saat içinde 260 kilometrekarelik bir alana yayılabilir.
Des avions volant à basse altitude peuvent couvrir de PL-45 260 kilomètres carrés en deux heures.
"45 dakika içinde, Doğu Ekspresi'nden iki saat sonra oraya varacak olan bir uçak kalkacak."
"décollera dans 45 minutes!"
İki saat içinde ayrılmış olacağım, kesin.
Je vais très certainement partir d'ici deux heures.
İki saat içinde, Ma Tarte'de.
et puis, je suis obligé de répondre! D'accord, chez la mère Tarte... Dans deux heures, je serai là.
Dükkanın birinden alınmış, özel iki sandalyenin faturası. Peşin ödenmiş, ve 1 saat içinde getirilecekler.
Reçu pour l'achat de deux chaises, livrables à domicile.
İki saat içinde.
Dans deux heures.
İki saat içinde buradan gideceğiz.
Nous partons dans quelques heures...
İki dakika içinde bu binadan çıkacaksın. O saat bak...
Si tu n'es pas parti dans deux minutes...
Vekil papazın ofisinde iki saat içinde buluşuruz.
Je vais essayer.
İki saat içinde otobüse biniyoruz.
Dans deux heures nous prenons un autobus.
İki saat içinde bulabilirim. Sahil otoyolunun solundan ayrılan tek yönlü, taşlı bir yol.
C'est une voie secondaire à l'ouest de la route côtière.
Eğer altı Çinli Las Vegas'ta bir trenden inerse ve iki tanesi bir akvaryumun içinde yüzüstü yüzerken bulunursa kim olduklarını belirlemek için elimizdeki tek şey iki adet telefon numarasıysa bunlardan biri Plaza 0-0000, ve diğeri de Columbus 0-1492 ise tren Palm Springs'e saat kaçta varmıştır?
6 hommes descendent du train á Las Vegas. On en retrouve deux flottant entre deux eaux dans un aquarium. Pour les identifier, on n'a que deux numéros de téléphone :
İğne iki üç saat içinde etkisini kaybeder.
La piqûre fera effet pendant deux ou trois heures.
Saat 7 : İki saat içinde görüşürüz.
Il est 7 heures : on se verra dans deux heures.
İki saat içinde denize açılacak bir gemi var.
Un bateau part dans deux heures.
Hepsi iki buçuk saat içinde.
Tout ça en 2 heures et demies.
İki saat içinde sağlıklı olmalı.
Qu'il soit en état dans 2h.
Bul onu! İki saat içinde büromdan ara, olur mu?
Appelez-moi à l'agence dans deux heures, d'accord?
İki ülke ayrıca, Amerika... işgalci Çin güçlerine karşı taktik nükleer silah kullanma kararını geri almadıkça... Batı Berlin'i 48 saat içinde... istila edeceklerini belirtti.
le secteur Ouest de la ville sous 48h si les Américains ne renoncent pas à l'emploi d'armes nucléaires tactiques contre les forces chinoises.
İki saat içinde!
Dans deux heures!
İki saat içinde 200 kişi daha öldürülecek, ve sonra bir 200 daha, o iki Federasyon casusu bize teslim edilene kadar.
Dans deux heures, 200 autres mourront, et 200 après ça, et ce jusqu'à ce que les espions de la Fédération nous soient rendus.
Fakat sadece birkaç saat sonra yüksek ateşin ardından gelen bir felce mağlup oldu ve iki çok başarılı doktorun bütün çabalarına rağmen bir akşam acısız ve huzur içinde son nefesini verdi.
Seulement quelques heures plus tard il fut surpris par un coup de sang que suivit une forte fièvre à laquelle, malgré tous les soins possibles de deux des plus habiles médecins de Leipzig, il succomba un soir doucement et saintement.
Merhumları bir saat onbeş dakika içinde toza dönüştüren iki gazlı fırına sahibiz.
Il y a deux chambres à combustion. La parfaite transformation du défunt en cendres, depuis l'installation du gaz, dure 1h15.
İki saat içinde Alp dağlarını aşıp İsviçre'ye varırsın.
En moins de 2h, vous aurez passé les Alpes et atteint la Suisse.
İki saat içinde burdan çıkıp gidebiliriz
En deux heures on peut se perdre là-bas.
İki saat içinde senin iskeleye yanaşacağız.
On s'amarrera côté bâbord dans deux heures.
İki saat içinde burayı terketmezsek hiç gitmesek de olur.
Que si nous restons plus de deux heures, nous risquons de ne plus en sortir.
İki saat içinde Evans City'de olmalıyım.
Je serai à Evans City dans deux heures.
iki saat 66
iki saat önce 19
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
iki saniye 32
iki şey 18
iki seçeneğin var 18
iki seçeneğimiz var 18
iki saat önce 19
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
iki saniye 32
iki şey 18
iki seçeneğin var 18
iki seçeneğimiz var 18