Ilk başlarda translate French
376 parallel translation
ilk başlarda sadece seninle görev anlayışı içinde ilgilendim.
Je ne me suis d'abord penché sur vous que par devoir.
Herkes ilk başlarda acemidir.
On est tous du riz vert, au début.
Babası ilk başlarda sakin ve nazikti.
Au début, son père semblait embarrassé et prêt à céder.
Ben de ilk başlarda bunu düşünmeye katlanamıyordum.
Je... Je n'arrive pas à imaginer ça, moi non plus.
Tatlım... - Bu doğru, ilk başlarda bu meseleye, bulaşmama'nı istedim.
Je t'ai toujours demandé de ne pas te mêler de ces affaires.
Ama ilk başlarda oldukça zordu, şimdi... onlar... biraz daha hoşgörülü olmaya başladılar.
Au début, c'était dur. Maintenant, ça commence à s'arranger.
Hatırlarsan, kadınlar ilk başlarda gevşek davranıyordu.
Souvenez-vous, au début elles semblaient léthargiques.
Hayır, bu yüzden ilk başlarda çok korkunçtu. Varolmam gerekiyordu.
C'est pour ça que ça a été très pénible au début, pour... continuer à vivre.
İnsan da ilk başlarda babun gibi bozkırda yaşayan bir primattı.
A l'origine, l'homme n'était qu'un primate de la savane, lui aussi.
Ama ilk başlarda, birinden delice hoşlanıyordum. Beni görmen lazımdı.
Au début, je suis fou d'elles.
Herif ilk başlarda Fidel'in kodamanlarından biriymiş.
C'était un des lieutenants de Fidel, au tout début.
David ilk başlarda Houston'daki bir bara gittiğini genç bir kızla eğlenirken, kızın erkek arkadaşının buna çok bozulduğunu ve elinde bir silahla kendisini takip ederek ateş ettiğini söylemişti.
David m'avait d'abord dit qu'il était allé dans un bar à Houston où le copain d'une fille qu'il draguait s'était énervé et lui avait couru après en lui tirant dessus avec un pistolet.
Çoğu insan ilk başlarda danışmanı korkutucu bulur.
Le fait d'être intimidé par un conseiller est une chose normale.
Daha ilk başlarda sizi buralarda göreceğim hiç aklıma gelmezdi.
Je ne m'attendais pas à vous voir gambader si tôt le matin!
İlk başlarda senin gibi düşünüyordum.
Je m'en veux.
İlk başlarda... bana yazmasını ya da dönmesini beklediğim zamanlarda daha kötüydüm.
C'était pire au début, quand j'attendais qu'il m'écrive, ou même qu'il revienne.
İlk başlarda bir tanesi bile çok fazlayken, bir alıştın mıydı yüzlercesi bile yetmez.
Un c'est trop, et cent ce n'est pas assez.
İlk başlarda tüm hastalarım beni bir baş belası olarak görürler.
Mes patients me trouvent toujours prodigieusement agaçante à nos premières rencontres. Je vois.
İlk başlarda 36 kişi olduğumuzu hatırlıyor musun?
On était 36 au début.
İlk başlarda... üstüme bahis oynayıp karşılığında yiyecek içecek alırdı.
Dans les débuts, c'est lui qui m'a conseillé pour... pour manger... m'habiller...
İlk başlarda bende bunu düşündüm, ama artık bu işin içinden çıkmanın bir yolunu bulmaya çalışıyorum.
C'est ce qui avait été convenu au début. Mais maintenant, je cherche un moyen de me dérober.
Yalan değil. İlk başlarda evlilik yalnızca akıllı plânın bir parçasıydı.
Au début je voulais juste le séduire.
İlk başlarda Larry ile birlikte masallardaki gibi bir yaşam sürdük.
Pendant quelque temps, nous vécûmes une vie idyllique.
İlk başlarda suyun tadı ve dalgaların şiddeti yüzünden homurdanmaya başladı.
Elle fut d'abord rebutée par le grondement et les remous, ainsi que par le goût de l'eau.
İlk başlarda nefes darlığı çekebilirsin.
Il vous sera peut-être difficile de respirer au début.
İlk başlarda biraz kilo vermek, çok normal.
C'est tout à fait normal de maigrir un peu au départ.
İlk başlarda pek aldırmamış, sadece bir müddet sonra, birkaç gardiyan yüksek sesle bağırdıklarından korkmuş.
II s'en fout. La première fois qu'il a eu peur, c'est quand deux ou trois gardes, je suppose, l'ont menacé.
İlk başlarda, kalanlar olarak birbirimize yardım etmeyi denedik.
Au début, nous avons aidé ceux qui restaient.
İlk başlarda yıldızların uzaklığını kestiremiyorduk,... bunun mümkün olması için görüş alanımıza girmeleri gerekiyordu.
Nous ne savons pas en premier lieu à quelle distance sont les étoiles seulement quand elles passent à travers notre ligne de vue.
Düşünüyordum da... İlk başlarda düşündüğüm.... yaşadıklarımızın tek gecelik basit bir ilişki olduğuydu.
D'abord j'ai cru que ce ne serait qu'un eule nuit de plaisir.
İlk başlarda bir haftalık, gelip geçici bir şey sanmıştım.
Je pensais que c'était passager, une semaine tout au plus.
İlk başlarda pekçok kişi evrimin doğal seçimle yürümesi düşüncesine karşı çıktı.
Nombre de gens étaient scandalisés par l'idée d'une sélection naturelle.
İlk başlarda gayri ihtiyari, ellerim, göğsümde eğer kadın göğüsü olsaydı nasıl duracağını tasarlıyordu.
D'abord mes mains ont machinalement... dessiné sur ma poitrine deux seins de femme... qui y semblaient greffés.
İlk başlarda bu öyküler hayal ürünü gibiydi ve içlerini sağdan soldan derlediğim imgelerle dolduruyordum.
Depuis le début, ces histoires se présentaient comme très propices à la fantaisie. Et je les mettais en forme avec des images réunies de partout.
Barclay için ilk başlarda zor olmuş olmalı, NCO, rütbesinin yükselmesi, alayın başçavuşunun kızı ile evlenmek?
C'était sans doute difficile pour les Barclay au début.
İlk başlarda yol bulmak zordur.
Ce n'est pas facile de s'y retrouver au début.
Evet. İlk başlarda.
Oui, au début.
İlk başlarda.
Au départ.
İlk başlarda kötülüğün ne olduğunu bilmiyordum.
Vous savez, au debut, je ne connaissais pas le mal.
İlk başlarda arabayla takip ediliyordum. Telefonum dinleniyordu.
Au début, j'étais suivi en voiture, et mis sur écoute.
İlk başlarda barışabilir gibi duruyorlardı.
Au début, une conciliation était possible.
İlk başlarda evinizin felaketten neden kurtulduğunu anlayamadım.
D'abord, je n'ai pas compris pourquoi votre maison avait survécu.
İlk başlarda neden bağıra bağıra ağlamadıklarını anlayamamıştım.
Je me demandais pourquoi ils ne faisaient pas plus de bruit.
İlk başlarda zor olacak ama bunu istiyor.
c'est elle qui l'a voulu et puis nous sommes contents de l'avoir avec nous. Ça nous rassure.
İlk başlarda anlaşıyorduk ama sonra her şey yanlış gitti.
On peut tout juste communiquer. On est déconnectés.
Kulağa biraz garip geldiğinin farkındayım. İlk başlarda da doğal gelmeyecektir muhtemelen.
Je sais que ça parait étrange et ça semblera sans doute pas naturel au début.
İlk başlarda hareketiniz kısıtlı olursa moralinizi bozmayın.
Ne soyez pas déçu si votre mobilité est limitée au début.
İlk başlarda savaştan dolayı memnunluk duyuyordum... polis bisiklet kazasını unutacaktı, ve babam da bana kızmayacaktı.
Quand la guerre a éclaté, j'étais content. La police allait oublier l'incident de la bicyclette... et papa ne se mettra pas en colère.
İlk başlarda gayet uysalken birden bire saldırganlaşıverdi.
Il était sage comme une image... pour soudain devenir violent.
İlk başlarda, evet.
Au début, oui.
İlk başlarda, o saçları ve burunuyla Higinio'dan hoşlandığımı mı sanıyorsun?
En théorie. Tu crois qu'Higinio me plaisait au début? Avec tous ces poils dans le nez?